Darya Pushkareva, Moskova’da çok güzel ve lüks bir yaşamı olan meşhur bir fotoğraf sanatçısı ve fotoğraf yönetmeni. Eşiyle birlikte bu ışıltılı hayatını bırakıp terk edilmiş, yaşlanmış ve başka bir yerde mutlu olamayacağını düşündüğü köpeklere daha iyi bir hayat sunabilmek için ormana taşınmış. Evet, yanlış duymadınız Darya, ormanın içinde köpeklere daha iyi bir hayat sunabilmek için kendi zevkinden ve rahatından vazgeçmiş. İşte o inanılmaz hikaye...
ÇOCUKLUK HAYALİYMİŞ
Darya Pushkareva, Moskova’da senelerce sinema ve fotoğraf alanında çalışmalar yürütmüş, alanında oldukça tanınan bir isim. Hayatı sık sık yaptığı restoran ziyaretlerinden, sayısız toplantılardan, pahalı elbiselerden, havalı cihazlardan, lüks seyahatlerden ve tabii ki nefes almadan çalışmaktan ibaretmiş. Ancak onun hayalini süsleyen başka bir şey varmış. Daha küçük bir çocukken, okul yıllarında kendisine büyüyünce ne olacaksın diye sorulduğunda Darya’nın verdiği tek bir cevap varmış: Hayvan barınağı işletmek istiyorum!
KÖPEKLERİ ÇOK SEVİYOR AMA KORKUYORMUŞ
Ancak bir sorun var ki Darya çocukluğunda köpeklerden son derece korkuyormuş. Yolda ne zaman bir köpek görse hemen yolunu değiştiriyormuş, bu durum yetişkinliğinde de uzun bir süre boyunca devam etmiş. Ancak onlara yaklaşamasa da içinde günden güne büyüyen bir köpek sevgisi varmış. Hiç olmazsa günün birinde bir köpek sahibi olmayı her şeyden çok istiyormuş.
100 köpekle ormana yerleşen kadın!
Bir gün yoğun bir çalışma iş gününün ardından tüm ekip barbekü partisi yaparken nereden geldiği belli olmayan bir köpek çıkagelmiş. Darya hemen içgüdüsel olarak köpekten uzaklaşmış, ancak ekip elemanlarından birinin onu sakince ve sevgi dolu gözlerle sevdiğini, köpeğin de bundan çok hoşlandığını görünce usul usul yaklaşmaya başlamış. Köpeği seven iş arkadaşına “seni neden ısırmadı?” sorusunu soran Darya “Neden ısırsın ki? O çok akıllı bir çocuk” cevabını alınca içindeki tüm korkunun o an gittiğini hissetmiş.
Çok yoğun bir tempoyla çalıştığı için, Darya’nın hiçbir zaman bir köpek sahiplenme şansı olmamış. Ancak yine de barınaklarda gönüllü olarak çalışmaktan asla geri kalmamış. Bir keresinde sosyal medyada, gözleri görmeyen bir köpeğin veterinere gidebilmesi için 200 dolara ihtiyaç olduğunu söyleyen bir iletiye denk gelmiş.
Kocasıyla birlikte hemen mesaja cevap verip köpeğin hastane masraflarını karşılamak istediğini söylemiş, ancak köpeği veterinere götürecek kimse olmadığı için paranın bir işe yaramayacağını söyleyen bir cevap almış. Darya gözünü dahi kırpmadan köpeği kendisinin götürebileceğini söylemiş ve götürmüş de. Ardından Darya iki gözünü de kaybeden köpeği sahiplenmiş ve ona elinden geldiğince harika bir hayat sunmuş.
Bu olayın ardından, Darya’ya göre artık köpekler bir şekilde onu bulmaya başlamış. Kimisi evine geliyor, kimisi iş yaptığı yerlerde karşısına çıkıyormuş. Darya’nın yaşamı, 7’nci köpeğin de hayatına girmesiyle birlikte tamamen değişmiş. Köpek son derece saldırgan ve kontrol edilemez bir haldeymiş. Sadece Darya ve kocası da dahil olmak üzere insanlara değil, beyin hasarı olduğu için görünmez şeylere de saldırmaya başlamış. Uzmanlarla geçirilen bir sürü seans da sonuç vermeyince veterinerler köpeğin uyutulmasını tavsiye etmiş.
Ancak Darya buna bir türlü anlam verememiş, bir insan neden ailesinin bir üyesine böyle bir şey yapsın ki? Ancak bu kararı verirken beyin hasarı olan köpeği diğer köpeklerle bir arada tutamayacağının da farkındaymış. Böylece şehrin dışında daha geniş bir ev arayışlarına başlamış. Darya, kocası ve köpekleri 2 ev değiştirmişler, bir yandan işlerini yaparken bir yandan da ailelerine katılan köpek sayısı her geçen gün artıyormuş.