CHP'nin Meclis yolunu açmayı tartıştığı Ergenekon sanıklarından Tuncay Özkan kararını verdi.
Özkan, "Madem hukuk yok, madem bu politik davanın sonucu da politik olacak, siyaset bu işin anahtarı... O zaman siyasete gidiyoruz. Halk bu Silivri Mezarlığı’nı ancak burada olup bitenleri öğrendiğinde yıkar. Bunu sağlamak, halkla kucaklaşmak, oyunu bozmak için; vicdansızlık, iftira ve yalanla mücadele etmek için, milletin vekili olmak için... Halka gidiyoruz!" dedi.
Özkan Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu'ya 28 Ocak tarihli bir mektup gönderdi. Mutlu'nun köşesinde tam metni yayınlanan mektupta, günlerdin tartışma konusu olan "Ergenekon sanıklarından Tuncay Özkan önümüzdeki genel seçimlerde aday olacak mı?" sorusuna net bir yanıt verildi.
13 HAZİRAN'DA ÇIKINCA ANLATACAK!
Uzun uzun haksız bir suçlama ve yargılama içinde olduğunu savunan Özkan şunları söyledi:
"Buradan sesleniyorum; hodri meydan! Arkamdan konuşmak namertliktir. Haydi gelin karşıma... ‘Balbay ile Özkan, bir gün dahi dışarıya çıkmasın’ diyenler; haydi buyurun!
Bir gün elbet bu mezarlıktan çıkacağız. O gün yalanlarını yutmak zorunda kalacaklar. Rezil olacaklar. Çatlasalar da patlasalar da; elbet çıkacağız! Zulüm, yalan ve iftira ile kurdukları bu zalim dönemi başlarına yıkacağız.
Buradan ilan ediyorum; 81 ili, 350 büyük ilçe ve 500 büyük mahalleyi tek tek gezeceğim. Her soruya yanıt vereceğim. Bu yalan ve korku imparatorluğunu yıkacağız. AKP’li yurtsever insanlara gidip, gerçekleri anlatacağım. Onlara nasıl kandırıldıklarını tek tek açıklayacağım.
En önce de suçlayan, iftira eden medyalarına hodri meydan diyorum. Seçimlerden sonra 13 Haziran’da çıkınca onlara tek tek başvuracağım. Beni ekranlarına canlı yayına çıkarmalarını istiyorum. Bakalım bunu yapmaya yürekleri yetecek mi? Yanlarına kimi alırlarsa alsınlar; Başbakan dahil!"
HALKA GİDİYORUZ!
Özkan mektubunda milletvekili olmak için halka gideceklerini açıkladı. Ancak bunun yolunun bağımsız mı yoksa CHP'nin önerisiyle mi olacağı noktasında açıklık getirmedi. İşte Özkan'ın mektubunun o bölümü:
‘Hayırdır, bu güzelim Silivri Mezarlığı’nı, seçimde bırakıp, çıkmayı düşünüyormuşsunuz. Bırakmayız. Sizi halkla kucaklaştırmayız. Her önlemi alırız. Her kumpası kurarız. Kavga çıkarırız. Size siyaset yaptırmayız. Nereye?’
İyi de bu korku niye?
‘Tuncay Özkan, Mustafa Balbay siyaset yapmasın’ diye bunca telaş neden?
Ankara’ya, ‘Korkunun Kralı’na hücreden yayın yapan kamera, 24 saat açık. ‘Korkunu Kralı’ cakalı, fiyakalı. Peki; biz söz konusu olunca; neden telaşlı?
Dedim kör pencereye, ‘Nereye’ diyorsun...
Halkın yüreğine, memlekete... Cehaletle savaşa. Kaygılanma, davaya da devam. Sonuna kadar! Ama madem hukuk yok, madem bu politik davanın sonucu da politik olacak, siyaset bu işin anahtarı... O zaman siyasete gidiyoruz. Halk bu Silivri Mezarlığı’nı ancak burada olup bitenleri öğrendiğinde yıkar. Bunu sağlamak, halkla kucaklaşmak, oyunu bozmak için; vicdansızlık, iftira ve yalanla mücadele etmek için, milletin vekili olmak için... Halka gidiyoruz!"