Tunceli’de 13. Geleneksel Çevre Yürüyüşü

Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen ‘Munzur Kültür ve Doğa Festivali’ çerçevesinde geleneksel çevre yürüyüşü düzenlendi.13. Munzur Kültür Ve Doğa Festivali çerçevesinde yapılan geleneksel çevre yürüyüşüne Tunceli Belediye Başkanı Edibe Şahin, Prof. Dr. Mithat Sancar, sanatçılarla çok sayıda vatandaş katıldı. Seyit Rıza Parkı’nda başlayan yürüyüş, sloganlar eşliğinde çarşı merkezini geçerek Alevilerce kutsal sayılan bölgedeki Golaçetu Parkı’na kadar sürdü. Burada yürüyüşe katılanlar adına bir basın açıklaması yapıldı. Yürüyüşe katılan Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Başkanı Barış Yıldırım, bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali çerçevesinde son gün yapılan geleneksel çevre yürüyüşü düzenlendiğini söyledi. Yıldırım, "Dersim'de 7’den 70’e herkes başta karakol projeleri madencilik projeleriyle HES projeleri ve baraj projelerine karşı yürüyüş yapmakta. Kültürel ve ekolojik kırıma 'hayır' demekte. Son olarak Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi olarak aldığımız verilere göre, Dersim’de toplam 145 tane maden arama ve işletme ruhsatı verilmiş. Ayrıca proje halinde, inşaatı süren ve inşaatı tamamlanmış HES var. Çözüm sürecine rağmen bölgemizde toplanmayan 10 bin 557 adet mayın var. Bir bütün olarak bölgedeki bu ekolojik sorunlara ve kültürel kırıma karşı bir yürüyüş, karşı koyuş var. Burada hükümetin, Dersimlilerin taleplerini dikkate alarak bu projeleri iptal etmelerini bekliyoruz" dedi.Festival dolayısıyla Tunceli’de bulunan ve yürüyüşe katılarak destek veren Prof. Dr. Mithat Sancar ise Dersim gibi bir yerde baraj yapımının sadece doğa meselesi olmadığını, esas olarak yaşam felsefesiyle ilgili bir mesele olduğu ve Dersimlinin tepkisinin kaynağında bunun yattığını ifade etti. Prof. Dr. Sancar, "Çünkü Dersim’de çok güçlü bir doğayla bütünlüklü bir yaşam kültürü var. Şimdi her tarafta bu kültürü bozan, bu yaşam şeklini, tarzı bozan barajlar ve diğer müdahaleler ortaya çıktığında. Elbette bir çevre boyutu da olmakla birlikte, aynı zamanda kendi yaşam kültürüne, kendi tarihsel yaşam tarzına sahip çıkma tepkisi de var. O nedenle Türkiye kamuoyunun meseleye daha geniş bakması lazım. Hükümetin de kalkınma, elektrik gibi çok maddi parametreler üzerinden düşünmesi son derece yanlış. Bu müdahale Dersimliler tarafından, yaşamlarına, yaşam anlayışların, kültürlerine ve tarihlerine bir haksızlık, bir saldırı olarak algılanıyor. Bunu görmek lazım. Kendi doğasına ve kültürüne saygı talep etmek bütün temel hakların kaynağında yatıyor. Yani insanlık onuru dediğimiz şey kendi yaşam tarzını oluşturan kültürel, tarihsel bağlara saygıyı gerektiriyor. Bir insan onuru mücadelesi olarak görülmeli. Ben öyle düşünüyor ve talep ediyorum" diye konuştu.Yürüyüş yapılan açıklamanın ardından olaysız bir şekilde sona erdi.