Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar, yapılan araştırmayı çocuk sahibi olmak isteyen aileler için ‘yeni bir umut ışığı’ olarak değerlendirdi. Prof. Dr. Attar, “Faydalı bakterilerin yokluğu, embriyonun rahim duvarına yapışma oranını yüzde 60,7’den yüzde 23.1’e düşürmüş. Bu çok önemli bir bulgu” dedi.
Günümüzde en çok tercih edilen kısırlık tedavilerinin başında ‘tüp bebek’ yöntemi geliyor. Yumurta ve spermin laboratuvar ortamında bir araya getirilmesi ve döllenme sonrası elde edilen embriyonun anne rahmine transfer edilmesiyle yapılan tüp bebek tedavisinde, rahimdeki yararlı bakterilerin başarıyı etkilediği ortaya konuldu.
İspanya’nın önde gelen tüp bebek kliniklerinden IVI’de yapılan araştırmaya göre rahim içindeki florada bulunan faydalı bakteriler tüp bebek tedavisinin başarı şansını etkiliyor. Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Doğum ABD Dalı Başkanı ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar, çalışmayı, çocuk sahibi olmak isteyen aileler için ‘umut ışığı’ olarak yorumladı.
Araştırma yapılmadan önce, rahmin içinde bakteri olduğunun bilinmediği, o alanın mikropsuz olarak düşünüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Attar, “Oysa rahim steril değil, bakteriler var. Hatta yumurtanın içinde bulunan sıvıda da bakteri mevcut. Yoğurt ve kefirde bulunan laktobasillus dediğimiz faydalı bakterilerin yokluğunda, tüp bebek başarısının düştüğü yönünde önemli bulgular elde edilmeye başlandı. Dolayısıyla rahim için yararlı bakterilerin yokluğunda, tüp bebek başarısı olumsuz etkileniyor. Tüp bebek işlemi sırasında tekrarlayan düşüğün nedeni belki faydalı bakterilerin olmamasına bağlıdır. Tüp bebek hastalarında, tekrarlayan başarısızlıklarda, faydalı bakterilerin ölçümü yapılmalıdır. Rahim florası düzeltildikten sonra başarı şansı yükseliyor” dedi.
Araştırmada, çocuğu olan 23 kadın ve tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olan 35 kadının rahminden örnekler alındı. Buna göre, rahminde laktobasillus denilen faydalı bakterilerin daha yoğun olduğu kadınların, tüp bebek yöntemiyle gebe kalma şanslarının yüksek olduğu belirlendi.
Çalışmadaki rakamları paylaşan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar “Rahimde faydalı bakteri varsa, embriyonun rahim duvarına yapışma oranı yüzde 60,7. Bakterilerin yokluğunda ise bu oran yüzde 23.1’e düşmüş. Gebelik oranları da, faydalı bakteri yoksa, yüzde 70,6’dan yüzde 33,3’4 inmiş. Devam eden gebelik oranlarında ise büyük farklar var. Faydalı bakteri varsa, gebelik oranı yüzde 58,3, ama yoksa bu oran Yüzde 13,3’e gerilemiş. Canlı doğum oranları ise daha etkileyici. Faydalı bakteri yoksa yüzde 58,8’den yüzde 6,7’ye düşmüş” ifadelerini kullandı.
Dünyada tüp bebekte başarı oranının yüzde 50 olduğunu aktaran Prof. Dr. Attar, “Gelen hastanın yaşına ve durumuna göre bu oran değişiyor. Geriye kalan yüzde 50’nin bir kısmında embriyo rahim içerisine yapışmayabiliyor. Hatta hastaların yüzde 10’unda hiçbir neden olmaksızın döllenme olmuyor. Embriyoları rahim içerisine yerleştiriyoruz ancak, rahim duvarına yapışamıyor. Mikrobiyota üzerine yapılan çalışmalar gösterdi ki, bu hastaların birçoğunda rahim içerisinde embriyonun yapışması için destek olan faydalı bakterilerin yokluğu neden olarak gösterilebilir” diye konuştu.
Faydalı bakterileri korumak ve çoğaltmak için en önemli etkenlerden birinin beslenme olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erkut Attar, “Ağız sağlığı ve ağız hijyenine dikkat etmek gerekiyor. Diş çürüklerinin bulunmaması gerekiyor. Çünkü ağız florası, bağırsak florasına direk etki ediyor. Yanlış kullanılan antibiyotikler de faydalı bakterileri öldürüyor. İnsanlar ağrı kesici kullanır gibi gereksiz ve bilinçsiz bir şekilde antibiyotik kullanıyor” yorumunda bulundu.
Tüp bebek düşünen kadınlarda öncesinde rahim için bakteri ölçümü yapıldığını söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar, “Zahmetli bir işlem değil. Ölçümler 10 gün içinde sonuçlanıyor. Rahim içerisinden örnek alıyor, faydalı bakterilerin oranlarına bakıyoruz. Ölçüm sonunda rahimdeki faydalı bakterilerin olup, olmadığını öğreniyoruz. Faydalı bakteri oranı ne kadar yüksekse, başarı şansı da artıyor. Hastayı probiyotik kullanmaya teşvik ediyoruz, diş hekimine yönlendiriyoruz, yanlış ilaç kullanımı engelleyerek faydalı bakteri oranını yükseltebiliyoruz” dedi.
Yoğurt, kefir, süt, turşu gibi probiyotik özelliği bulunan gıdaların tüketilmesini öneren Prof. Dr. Attar, “Bu besinler bağırsak florasını canlandırıyor, düzenliyor. Hazır ve hızlı tüketilen gıdalar ve konserve yiyecekler ise faydalı bakterilere zarar veriyor. Bir de bizde yapılan en büyük hatalardan biri vajinanın içinin yıkanmasıdır. Kadınlar hijyen amaçlı yapıyor ama rahimdeki bakteriler olumsuz etkileniyor. Bu alışkanlıktan vazgeçmeliyiz. Kullandığınız deterjana dikkat edin, pamuklu iç çamaşırlarını tercih edin” ifadelerini kullandı.
Yaş ilerledikçe vajinal floranın değiştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erkut Attar, “Beslenmeyle, ağız sağlığına dikkat ederek faydalı bakterileri koruyabiliriz. Rahim ağzı enfeksiyonları da rahim florasını bozar, doğurganlığı olumsuz etkiler. Bu nedenle tedavi edilmesi gerekir” dedi.