8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarı 19 sene sonra dün açıldı. Naaşının çıkarılıp Adli Tıp'a kaldırılmasının ardından açıklama yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Adli tıp ekibi, Turgut Özal’ın naaşında tahminlerin çok ötesinde ve şaşırtıcı veriler elde etti. Özal’ın naaşının büyük bir kısmı hiç bozulmamış” demişti. Bu açıklamaların ardından Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Turgut Özal’ın naaşının bozulmamasını yağ dokusuna bağladı.
[
](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/ozalin-mezari-aciliyor-merakla-beklenen-o-gun-geldi/10738/825356/)
[
](https://www.mynet.com/20-yillik-naastan-fazlasi-var-110100654521)
NAAŞI YAĞ DOKUSU KORUDU
Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın naaşının "Araştırmaya şaşırtıcı derecede müsait" olmasını yağ dokusuna bağladı. Prof. Dr. Sevil Atasoy, "Bedenin üst kısmının bütünlüğünü korunduğuna dair haberler yer aldı. Daha fazla yağ dokusunun bulunduğu bölgeler belden üst kısma doğru yerleşmiş olduğundan bu bölümlerin mum benzeri bir organik madde ile kaplandığını ve böylelikle üst kısmın alt kısma göre daha fazla korunduğunu açıklamak mümkün." dedi.
**ADLİ TIPÇILAR ŞOKE OLDU**
Turgut Özal’ın mezarını açan adli tıpçılar gördükleri manzara karşısında şoke oldu. Özal’ın cesedinin üst kısmının 19 yıl geçmesine rağmen bozulmadığını gören bilim insanları şaşkınlıklarını gizleyemedi. Konu hakkında açıklama yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin "Mezarda ne bulacaksınız, diyorlardı. Ancak şunu belirteyim ki adli tıpçılar çok önemli veriler elde etti. Adli tıpçılar ’acaba saç teli veya kemik örneklerinden DNA neticesi elde edebilir miyiz?’ diye düşünürken düşüncelerin çok ötesinde materyallere ulaştılar. Kabirden adli tıp uzmanlarını da şaşırtacak şekilde veriler elde edildi. Özal’ın naaşının büyük bir kısmı hiç bozulmamış" dedi.
**YAĞLARIN ÇÜRÜMEYE KARŞI KORUYUCU ETKİSİ VARDIR**
Bakan'ın açıklamaları üzerine Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Özal’ın naaşının neden bozulmadığını şöyle anlattı:
**“TURGUT ÖZAL’IN TANINABİLMESİ İÇİN DNA TESTİNE BİLE GEREK YOK”**
‘Ben açmadan bir şey söylenemez diyordum. Bir mucize gerçekleşti. İyi korunmuş. Hiç beklenmedik bir şey oldu. Ender rastlanan bir olay. Tam ve usulüne uygun olmamakla birlikte bir tahnit işlemi vardı. Kısmi bir ilaçlama yapılmış. Üstünde bir su tabakası çıktı. Üstünde bir sabunlaşmaya neden olmuş. Su tabakası çürümeyi engelliyor. Ender görülen bir olaydır. Değil 19 119 yıl sonra da açılsaydı bozulmamış olabilirdi. Su nasıl girmiş bilmiyoruz Allah’ın işi. 700 yüzyıl sonra bile böyle şeyler görmem mümkün. Asıl ilginç olan bedeni konuşmak istiyor. Tanınabilmesi için DNA testine bile gerek yok. Sonuç iki ay sürebilir. Cenazeyi aldıkları gibi mezara teslim edecekler. Kesin sonuçlara ulaşılamayabilir ama burada bir şey yok demek değil. Bir takım maddeler çok kısa ömürlüdür. Radyoaktif maddeler böyledir. Semra Özal, Özal’ın saç telini teslim etmedi. Saç teli ayda bir cm uzar onun için olaydan sonra saç kökü bile alsanız saçta bir şey bulamayabilirsiniz.
Soğuk ve nemli ortamda normal çürüme süreci yavaşlar uzun süre su altında kalmada beden şaşırtacak ölçüde korunmuş biçimde kalabilir hele cilt altında lipitlerin (yağların) hidroliz ve hidrojenlenmesi sonucunda adiposer oluşmuşsa bunun çürümeye karşı özellikle koruyucu etkisi vardır. Islak toprakta, göl tabanındaki çamurda ayrıca iyice kapalı tabutta, gerek tahnitlenmiş gerekse hiçbir işlem görmemiş bedenlerde adiposer (bir nevi kimyasal sabunlaşma) oluşumuna rastlanır. Ölümden bir ay kadar sonra başlayan bu süreç havasız ortamda yüzyıllarca dayanabilir. 13. yüzyıldan kalma bir çocuk beyninin sol yarısında her türlü özelliğini tespit etmek mümkün olmuştur. Kadın çocuk ve aşırı kilolu kişiler daha fazla beden yağı içerdiklerinden adiposer oluşumuna yatkındır.
**İLAÇLAMANIN DA KORUMADA ETKİSİ OLMUŞTUR**
Bu olayda muhtemelen suyun kazı sırasında beden üzerinde birikmesinden ziyade, çok daha önceki yıllarda beden üzerinde toplandığı düşünülebilir. Elbette kısmi olsa da ilaçlamanın da korumada etkisi olmuştur.
Basında merhum Cumhurbaşkanı’nın bedeninin üst kısmının bütünlüğünün korunduğuna dair haberler yer aldı. Bu beklenen bir durum, daha fazla yağ dokusunun bulunduğu bölgeler belden üst kısma doğru yerleşmiş olduğundan bu bölümlerin mum benzeri bir organik madde ile kaplandığını ve böylelikle üst kısmın alt kısma göre daha fazla korunduğunu açıklamak mümkün".
DHA