HABER

Turizmde "alternatif" öneri

İSTANBUL (İHA) - Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Yürütme Kurulu Başkanı Şerif Yenen, Türkiye'de doğal, kültürel ve tarihi kaynakların zenginliğinin, turizmin sağlıklı gelişebilmesinde büyük potansiyel sunduğunu belirterek, "Ancak asıl önemlisi, bu kaynakların işlenerek turistler için çekim öğelerine dönüştürülmesi, çekiciliklerinin ortaya çıkarılması ve en iyi biçimde sunulabilmesidir. Dünyanın tarihsel ve doğal konum, biyo çeşitlilik açısından bu denli elverişli bir bölgesinde, mevcut turizm potansiyelini son derece yetersiz değerlendirebilmemiz, sadece yaz sezonuna sıkıştırmamız ve her türlü krizden çok yoğun etkilenmemiz, turizm politikalarımızı ciddi olarak gözden geçirmemizi gerektiriyor" dedi.

Şerif Yenen, 'Her şey dahil' sisteminin şu anda gelip dayandığı noktanın, sadece sürdürülebilir turizm yaklaşımını savunanları değil, bu sistemi ekonomik sebeplerle uygulamak zorunda kalanları bile bezdirmiş durumda olduğunu öne sürerek, "Fiyatlar çok aşağılarda seyrediyor, rekabet nedeniyle zararına satış bile gündemde. Kültürel turizm, kongre turizmi, inanç turizmi gibi alternatif türlerin desteklenmesi, sık sık yaşadığımız krizlerin etkisini azaltabileceği gibi doğal çevrenin kitle turizmi nedeniyle gördüğü zararı da bir ölçüde engelleyebilir" diye konuştu.

4 bin kilometre uzunluğundaki Ege ve Akdeniz kıyılarının, Türkiye turizminin yaklaşık yüzde 70'ini kapsadığını vurgulayan Yenen, "Deniz turizmi gibi kongre turizm kapasitesinin yüzde 70'i de yine aynı bölgede bulunuyor. Antalya bölgesindeki servis kalitesi gerçekten de dünya standartlarının oldukça üstünde ve Antalya, Akdeniz'de Mayorka'dan sonra en büyük destinasyon. Ancak bölgenin sunduğu ürün çeşitliliğinden yeterince yararlanılamıyor" dedi.

TATİL İŞLETMELERİNE 'ÇEVRE' UYARISI TUREB Yürütme Kurulu Başkanı Şerif Yenen, önem verilmesi gereken diğer bir noktanın da, ülkedeki birbirinden güzel otellerin, birinci sınıf tatil köylerinin, eğlence merkezlerinin çevre düzenlemeleri olduğunu ifade ederek, "Bu mekanlar ne denli konfor sunarlarsa sunsunlar, öncelikle yakın çevrenin kalitesi iyi değilse, turistin yararlandığı deniz, kum, doğal çevre ortamları optimum sağlık koşullarını sağlamıyorsa, görüntü, gürültü, hava, su, çevre kirliliği varsa, sürdürülebilir turizm açısından koşullar istenildiği düzeyde değil demektir. Bu nedenle otel, tatil köyü, yeme, içme, eğlence merkezi gibi yatırımlara paralel olarak çevre düzenlemesi ve çevreyi korumaya yönelik teknik altyapı yatırımlarına da önem verilmesi gerekiyor" diye konuştu.

İlkbahar ve sonbahar aylarında yapılan kongrelerin, turizmin mevsime dair özelliğinden kaynaklanan sorunları giderici alternatif model oluşturduğunu kaydeden Yenen, "Kongre turizmi için ülkeye gelenlerin diğer ziyaretçilere oranla 3 misli fazla harcama yaptığı, özellikle otel, restoran, alışveriş ve tur düzenleme gibi alt sektörlere ekonomik katkı sağladığı bilinmektedir. Bu nedenle gerek meslek grupları göz önünde bulundurularak, gerekse yöresel ve ülkesel düzeyde Türkiye'nin kongre turizmi açısından taşıdığı potansiyel dış pazara en iyi biçimde sunulabilmelidir" dedi.

Özellikle İstanbul'un, dünyada kongre turizminin merkezi halini alacak bütün niteliklere sahip olduğunu bildiren TUREB Yürütme Kurulu Başkanı Şerif Yenen, "Son 2 yıldır İstanbul'a gelen yabancı turist sayısındaki ciddi azalma, buna karşılık Antalya'ya gelen turist sayısındaki yükseliş dikkat çekicidir. Antalya'ya giden yabancı turistlerin tümünü, kitle turizmi hareketi içinde değerlendirmemek gerektiğini kabul etsek bile, yine de turizmin bölgesel ve niteliksel dağılımı açısından önemli bir sıkışma yaşadığımız tartışmasızdır" diye konuştu.

"İSTANBUL YETERİNCE DESTEK GÖRMÜYOR" Yenen, İstanbul'un kan kaybetmesinin sebeplerinden birinin de yeterince destek görememesi olduğunu belirterek, "Devlet gelirlerinin önemli bir kısmını sağlayan İstanbul, kamu harcamalarından çok küçük bir pay alabilmektedir. Turizm ve kültür politikaları, İstanbul gibi bir dünya mirasını ve diğer zenginliklerimizi koruma, turizmi zaman ve mekan açısından yayma, sürdürülebilirlik koşulunu turizmin her türlüsü için gözetme üzerine inşa edilmelidir" dedi.

Kitle turizmine alternatif olabilecek turizm türleri geliştirilirken, Türkiye'de turist rehberi profilinin bu gelişmeye ayak uydurabilecek bir konumda olduğunun gözden uzak tutulmamasını isteyen TUREB Yürütme Kurulu Başkanı Şerif Yenen, "Yaklaşık 7 bin profesyonel turist rehberinin yüzde 81'i yüksek okul, üniversite ya da lisans üstü düzeyde eğitim almıştır. Yüksek okul mezunu turist rehberlerinin yüzde 40'ı üniversite, yüzde 6.5'i ön lisans, yüzde 14'ü yüksek lisans, yüzde 3'ü doktora düzeyinde eğitimlidir. Turist rehberlerinin meslek örgütlenmesi TUREB olarak beklentimiz, eğitim açısından dünya standartlarının oldukça üstünde olan turist rehberlerinin bugün var olan yasal boşluklar, iş güvencesi, ücret gibi mesleki sorunlarının çözümlenmesi, önlerinin açılarak uzman rehberliğe ilişkin programlara yoğunluk verilmesidir" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler