Turizme zarar verilmesine müsaade etmiyeceğiz

Birkaç günden beri Dünya turizminin en büyük 5'inci fuarı olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT ile ilgili, olumsuz yönde, amaçlı haber ve açıklamalar yapılmaktadır. Turizmi siyasete alet ederek, siyasi rant elde etmek isteyenlerin yaptığı ve yaptırdığı bu açıklamalarla, ülkemizin lokomotif sektörü turizme, cahilce saldırılmakta olup, Rum tarafının engellemelerinin bile zarar veremediği KKTC turizmi, yıpratılmaktadır.

Turizm, barış olan yerde yeşerip meyve veren bir sektördür. Bu sebeple ülke içindeki uzlaşı, özellikle turizm sektörü içindeki amaç ve işbirliği hayati önem taşımaktadır. 2011 yılında, turizm alanında yakaladığımız büyük başarıyı, Turizm Sektörü, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği ve Bakanlığımızın, tek bir amaç etrafında kenetlenmesi neticesinde yakaladık ve turizm rakamlarındaki tüm rekorları kırdık.

Geçtiğimiz yıl elbirliği ile yakaladığımız bu küçümsenemeyecek başarının sürdürülebilir olması için, atacağımız her adıma, ağzımızdan çıkacak her söze çok dikkat etmemiz gerektiğinin altını çizmek isterim. Turizm hakkında konuşacak herkesin, özellikle de sektör temsilcilerinin çok dikkatli olması gerekmekte olup, birkaç şapkası birden olan, Demokrat Parti Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Savaşan gibi kişilerin, siyasi amaçları uğruna turizmi malzeme etmelerine başta turizmden ekmek yiyen turizm sektör temsilcilerinin fırsat vermemesi gerekmektedir. Bu noktada Basın Mensubu arkadaşlarımıza da büyük bir sorumluluk düşmektedir. Turizm ailesinin aktif pasif paydaşı olan herkesin, yapıcı görüşünü, önerisini ve de eleştirisini Bakanlığımıza iletmesi halinde, bu fikirler fuarlara katılmadan önce Turizm Sektör temsilcileri ile Bakanlıkta düzenlenen rutin toplantılarda gündeme getirilir ve değerlendirilir. Ancak yapılacak eleştiriler KKTC turizmine zarar değil katkı koyacak eleştiriler olmalı ve aile içerisinde seslendirilmelidir. Bu noktada şeffaflık ilkesi ile yönettiğimiz Bakanlığımızın, şaibe iddiasında bulunanlara veremeyeceği hiç bir hesabı olmadığının da altını çizerken, Bakanlıkta birlikte çalıştığım tüm ekibimle uyum içinde çalışmakta olduğumu ve çalışmaya devam edeceğimi de vurgularım.

Çevre ülkelerin büyük ekonomik krizlerle boğuştuğu, KKTC turizmi dolayısıyla da KKTC ekonomisi için hayati önem taşıyan 2012 yılında, gerek Bakanlıkta, gerek sektörde, gerekse TC Büyükelçiliği’nde, Kuzey Kıbrıs turizminin başarısının bekası için çalışan, turizme emek veren ekip arkadaşlarımızın, motivasyonunun kırılmasına ve yakaladığımız güç birliğini zayıflatılarak KKTC turizmine zarar verilmesine izin vermeyeceğimi kamuoyunun bilmesini isterim.