HABER

"Turizmi Anadolu ıçine yaymaya çalışıyoruz"

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'de turizmi Anadolu içine yaymaya çalıştıklarını belirtti.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'de turizmi Anadolu içine yaymaya çalıştıklarını belirterek; "İki yıldan bu yana başka bir gelişme yaşıyoruz. Alınan yatırım belgelerinin yüzde 65'i Anadolu'dan, yüzde 35'i deniz kıyılarından olmaya başladı. Bu da turizm yatırımlarının Anadolu içlerine yayılmaya başladığını gösteriyor" dedi.

Tarihi İpek Yolu güzergahında ki ilçelerde incelemelerde bulunan Bakan Günay, gezisi kapsamında Sakarya'nın Taraklı ilçesine geldi. Sakarya Valisi Mustafa Büyük ve İlçe Kaymakamı Muhlis Arslan, Taraklı Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman tarafından karşılanan Günay, ilk olarak Taraklı Kültür Evi'ni gezdi. Burada kaşık ustası Sabri Özşahin ile sohbet etti. 300 yıllık Hacı Atıflar Hanı'ndaki restorasyon çalışmalarını inceleyen Günay, restorasyonu tamamlanan Kadirler Konağı'nı gezdi.

Burada gazetecilere açıklama yağan Günay, geziye Nallıhan Çayırhan'dan başladıklarını söyledi. Çayırhan'da Roma döneminden kalma kazı alanını gördüklerini ifade eden Günay, şunları dedi; "Biz orada bir mezar kazısında taşların arasından gencecik bir arkeolog arkadaşımızla selamlaşmıştık. Bizim arkamızdan çok güzel bir yüzük bulmuş. O da uğurlu bir vesile olmuş oldu. Çok sevindim. Çünkü o güzellikte bir obje çok zor çıkıyor."

Nallıhan, Mudurnu ve Göynük'ün ardından Taraklı'ya geldiklerini anlatan Bakan Günay, bu hattın Anadolu'nun İpekyolu güzergahı üzerinde ki özel bölgelerinden bir tanesi olduğunu dile getirdi. Bölgenin dışarıdan çok fazla göç almaması nedeniyle sivil mimarlık örneklerinin bütün özgünlüğüyle ayakta durduğunu kaydeden Günay; "Taraklı'da bütünüyle duruyor. Mudurnu, Göynük de aşağı yukarı söylenebilir. Hattın başında Ayaş ve Beypazarı var. Güdüllü ve Nallıhan'da kendisini bu çizgiye uyarlamaya çalışıyor. Bir tür Ayaş -Sapanca güzergahı denebilir. Bir ucunda Ankara bir ucunda İstanbul olan önemli bir destinasyon. Burada konaklama çok özgün. Tam butik otel diyeceğimiz özel nitelikli konaklama merkezleri oluşmuş ama bütün bölge güzergahında bu tür merkezlerin oluşmaya başladığını görüyorum. Eski yıllarda vatandaşlarımız bu tür binalardan kurtulmak onların yerine yıkıp yerine beton bina yapmak niyetinde ve gayretindeydiler. Allah'a şükür biz o yanlıştan son yıllarda kurtulmaya başladık. Tam tersine bu konakların, bu yapıların, bu binaların özgün dokusunu ortaya çıkaran ve gerçekten yaşayanların içinde veya konaklayanların tarihi hissetmelerini sağlayan yeni bir anlayışa evrilmeye başladık. Bu güzel bir gelişme. Geç kalınmış bir gelişme. Özellikle göç alan şehirlerimiz bu tahribatı çok yaşadı. Bu güzergahın şansı dışarıdan çok göç almamış. Kendi insanı bu bölgede yaşamış. Bir ölçüde o yüzden hem Allah hem de tabiat doğa burayı korumuş" diye konuştu.

"İNSANLARI MAVİDEN YEŞİLE DOĞRU ÇEKMEYE ÇALIŞIYORUZ"

Türkiye'de turizmi Anadolu içine yaymaya çalıştıklarını ifade eden Bakan Günay, turizmin Anadolu içlerine yayılmasına daha fazla bir gayret gösterdiğini belirtti. Bu konuda çok somut sonuçlar görmeye başladıklarını kaydeden Günay, şunları söyledi; "2008-2009'a kadar her yıl bakanlığımızdan alınan yatırım belgelerinin yüzde 70'i Antalya- İzmir arasındaki Anadolu coğrafyası içindi. Fakat iki yıldan bu yana başka bir gelişme yaşıyoruz. Alınan yatırım belgelerinin yüzde 65'i Anadolu'dan, yüzde 35'i deniz kıyılarından olmaya başladı. Bu da turizm yatırımlarının Anadolu içlerine yayılmaya başladığını gösteriyor. Son yıllarda insanları deniz kıyısından maviyi korumaya çalışarak maviden yeşile doğru çekmeye çalışıyoruz. Karadeniz'de başka bir projemiz var. Tıp kı mavi tur gibi yeşil tur projemiz var. Doğu Karadeniz de, Batı Karadeniz de mimari açıdan çok özgün. Doğu Karadeniz'in yeşili belki daha fazla, yaylaları belki daha etkileyici ama Doğu Karadeniz'de mimari çok bozulmuş vaziyette. Ben Doğu Karadeniz kökenli bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyım. Bunu üzüntüyle söylüyorum ama bu gerçek tespittir. Yalnız Ayaş -Sapanca hattında değil, bu coğrafya da Amasya'dan Amasra'ya kadar, Tokat'ın Zile'sinden başlayarak Tokat, Amasya, Safranbolu, Kastamonu bütün bu güzergahta Boyabat, İskilip, Taşköprü oradan da Batı Karadenize doğru bu vadiye geldiğiniz zaman eski yerleşimin bütün o insana huzur veren, zerafetle donatılmış olan özelliklerini, güzelliklerini bulmak mümkün. Biz bunların üzerindeki tozu temizlemeye, bu mücevheri öncelikle kendi insanımıza sonra da dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz."

"SAVURACAK BİR TEK KURUŞUMUZ YOK"

Bakanlığın imkanlarını olması gereken alanlara kullanmaya çalıştıklarını belirten Günay; "Bizim savuracak bir tek kuruşumuz yok. Türkiye'de çok geniş bir alanda çalışıyoruz. Yurt dışı tanıtımı, restorasyon yapıyoruz. Geleneksel sanatları yaşatmaya, tarihe sahip çıkmaya çalışıyoruz. Türkiye'nin geleceğini olumlu biçimde etkilemeye, sanata destek olmaya çalışıyoruz. Ama bizim bütçeden aldığımız pay son derece sınırlı. Onun için kaynak üretmeye çalışıyoruz. Parayı yerinde kullanarak daha fazla sonuç elde etmeye çalışıyoruz. Son yıllarda müzelerimizden elde ettiğimiz gelir ben göreve başladığım zaman 70 milyon liraydı. Geçen sene 256 milyon lira oldu. Ciddi bir artış oldu ama aynı ölçüde giderimizde artıyor. Türkiye turizminin gelişmesine özel sektör büyük katkı yapıyor" dedi.

Günay, daha sonra Çakırlar Konağı'nı, tarihi Yunuspaşa Camii'ni ve Hanımeli Konağı'nı gezdi. Yapımı devam eden Taraklı Termal Tesisleri'nde de inceleme yapan Günay, ilçeden ayrıldı.

(CHA)

En Çok Aranan Haberler