Ankara (AA)- DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Türkiye'nin Orta Doğu'daki bölgesel barış girişimlerine öncü olmasının yolunun Gazze ve Davos'tan değil, Diyarbakır'dan geçeceğini söyledi. Türk, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin siyasal iktidarın uygulamaları nedeniyle demokratikleşme ve AB hedefinden hızla uzaklaştığını, ekonomik bunalımın da giderek derinleştiğini ileri sürdü.
Davos'ta, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "diplomatik teamüllerin dışına çıkarak", salonu terk ettiğini anımsatan Türk, "Başbakanın Davos'ta, kime karşı tepki gösterdiği net anlaşılamadı. İsrail Cumhurbaşkanı Peres'e karşı sert ifadeler kullandı ama sonradan 'oturumu yöneten kişiye tepki gösterdim' dedi. Açıkça 'İsrail politikalarına tepki gösteriyorum' diyemedi. Yani yaptığının arkasında duramayan bir Başbakanı izledik" diye konuştu. Davos'taki gelişmeleri iç siyasi gelişmelerden bağımsız ele almadıklarını ifade eden Türk, "Kendi içinde barışı tesis edemeyen bir Başbakanın, bölgesel barışta rol oynamaya çalışması inandırıcı bulunmamıştır" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın Davos dönüşünde İstanbul'da kendisini karşılayan kalabalıktan oy istediğini ve Davos'u yerel seçimlere kilitlediğini ileri süren Türk, şöyle devam etti: "Yerel seçim kampanyasını bir anlamda Davos'a taşıyarak, oy hesabı yapmıştır. Anlaşılan o ki dağıttığı kömür ve makarnayı yeterli görmemektedir. Başbakan ve partisi, açık bir biçimde insanların dini ve vicdani duygularını da sömürmeye çalışmaktadır. Başbakan, oy için bir yandan din ve vicdan sömürüsü yaparken, diğer
yandan da milliyetçiliği tırmandırmaktadır."
"Başbakanın bu fevri çıkışlarla üstünü örtmeye çalıştığı gerçeklerden biri de İsrail'le yaptığı gizli anlaşma ve ittifaklardır" iddiasında bulunan Türk, Erdoğan'ın, muhalefette olduğu 2002 yılında İsrail saldırılarına ilişkin, 'İsrail'e verilen tank modernizasyonu projesi derhal iptal edilsin. İsrail, ABD'nin onayı olmadan tek bir adım dahi atamaz. ABD yönetimi İsrail'in saldırılarını durdurmalıdır' dediğini ileri sürdü. Güneydoğu'da ve sınırötesi operasyonlarda kullanmak üzere İsrail'den 10 Heron casus uçağı satın alındığını ve bu anlaşmayı Erdoğan'ın imzaladığını anlatan Türk, şöyle konuştu: "Heron uçaklarının 183 milyon dolar olduğu söyleniyor. Peki kimin parasıyla alınıyor bu uçaklar? 70 milyonun vergileriyle. Başbakan bir yandan 'siz öldürmeyi iyi bilirsiniz' diyerek İsrail'e tepki gösteriyor ama diğer yandan da savaş teknolojileri karşılığında İsrail'e halkımızın vergilerini aktarıyor. Nereye gidiyor bu paralar? Gazze'de insanların tepesine yağdırılan bombaları üreten İsrail silah sanayisine. Bu ne iki yüzlülüktür? Bu ne samimiyetsizliktir. Bir de kalkıp Gazze'de ölen çocuklar için sahte gözyaşları döküyorlar. Bu mu sizin Müslümanlık anlayışınız? Çıkarsınız, İsrail'le olan anlaşmaları askıya aldığınızı, ihaleleri iptal ettiğinizi açıklarsınız. İşte dik durmak budur."
Erdoğan'ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e 'siz öldürmeyi iyi bilirsiniz' dediğini hatırlatan Türk, 2006'da Diyarbakır'da 6-7 yaşlarındaki Enes ile 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın öldürüldüğünü iddia etti. Çocukları öldürenlerin yargılanmadığını, bu tür olayların görmezden gelindiğini ileri süren Türk, "İsrail zulmünden söz ederken kendi ülkenizdeki ölüm kuyularını da kayıp mezarlarını da göreceksiniz" dedi.
Hamas için önerilen diyaloğun Kürt sorununda neden başlatılmadığını soran Türk, "Halkın taleplerini görmezden, duymazdan geliyorsunuz. İşte bu politikalarınız nedeniyle Türkiye'de iç barış tesis edilemiyor. Toplumsal barışın, iç barışın önündeki en büyük engel, AKP'nin izlediği inkar politikalarıdır" diye konuştu.