Koronavirüse karşı geliştirdikleri aşı ile dünya çapında bir üne sahip olan Türk bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci, Avrupa'nın en büyük dijital yayın organı Axel Springer’in CEO’su Matthias Döpfner’a konuştular.
Dünyada onaylanan ilk Covid-19 aşısını geliştiren bilim insanları, pandeminin başlangıcında neler yaptıkları üzerine Uğur Şahin, “O Cuma akşamı (24 Ocak 2020) The Lancet'te bir yayın okumuştum. Wuhan'daki salgın yaklaşık üç haftadır devam ediyordu. Biraz araştırma yaptıktan sonra, salgının Çin sınırları içinde kalmayacağından çok endişelendim. Bunun hakkında konuştuktan sonra, virüsün dünya çapında yayılacağına dair hiçbir şüphemiz kalmadı. Elimizde çok hızlı bir aşı geliştirmek için kullanabileceğimiz bir teknoloji olduğunu biliyorduk” derken Özlem Türeci, “Hubei’deki bu yeni akciğer hastalığı hakkında tıp dergilerinde raporlar okuduk. Uğur, aşımızı geliştirmek için ilk adımları hemen planlamaya başladı. Pazartesi günü, hemen ekibimizle bunun üzerinde çalışmaya başladık” ifadelerini kullandı.
Kansere karşı geliştirilebilecek aşılar ve tedaviler üzerine açıklamalarda bulunan bilim insanları, “İnsanlar 100 yıl sonra size dönüp baktığında, Covid-19 aşısının ilk mucidi olarak mı hatırlanmak istersiniz yoksa kansere karşı en başarılı kişiler olarak mı” sorusuna Türeci, ”Kanser tedavilerinin meyve vermesini umuyoruz. Kanser bir salgın kadar kötüdür, ancak bunun bilincinde değiliz” derken “Kanser sonunda tamamen yenilecek mi?” sorusuna Türeci, ” Sonunda tedavi edilebilecek kanserler olacak” şeklinde cevap verdi.
Kanser açıklamalarından sonra “İnsanlar ne kadar yaşayabilecek?” sorusuna ise Uğur Şahin, “Prensip olarak, tedaviler yoluyla insanların yaşam süresinin önemli ölçüde uzatılması biyolojik olarak zaten düşünülebilir” derken Türeci, “Bu konuyla ilgili, örneğin yenileyici tıp alanında pek çok araştırma halihazırda yapılıyor” şeklinde konuştu.
Şahin, “Yenileyici yaklaşımlar oldukça ilgi çekicidir. Bu, hücre yenilenmesi ile değil, aynı zamanda organların yenilenmesi ile de ilişkilidir. Ama burada önemli soru şu: Yaşlanmamıza ne sebep olur? Neden yaşlanmamız gerektiğine veya neden bu kadar çabuk yaşlanmamız gerektiğine dair ikna edici bir neden yok. Köpeklerin sadece 14 yaşına kadar yaşamalarının ikna edici bir nedeni yok” derken, “Bu durum hücrelerimizin programlanmasıdır ve prensip olarak bu programlamaya müdahale etmek mümkündür. Bu çok ilginç ve oldukça heyecan verici bir araştırma alanı” ifadelerini kullandı.
Röportajı gerçekleştiren Döpfner, “Prensip olarak hekimler hastaların ölmesini istemezler. Hayat kurtarmak istiyorlar. İnsanların yaşamlarını uzatmak istiyorlar. İdeal olan ise ölümsüzlüktür. Bu, hedef olarak göreceğiniz bir şey mi?” sorusuna Türeci, ”Ben o kadar ileri gitmezdim” derken Şahin, “Ölümsüzlük pek olası değil. Ama çok uzun bir ömür? Bu mümkün olmalı” ifadelerini kullandı.