HABER

Türk Eğitim-Sen: "YÖK kaldırılmalı"

ANKARA (İHA) - Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri İsmail Koncuk, 12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan Yükseköğretim Kurulu'nun, kurulduğu günden bu yana her zaman politik çekişmelerin, iç hesaplaşmaların, kısır saflaşmaların yansıması olduğunu belirterek, "Siyasi çehresi ağır basan ve sürtüşmelerin odak noktası haline gelen YÖK, vizyonu ve misyonu gereği her zaman tartışıla gelmiştir. Artık YÖK kaldırılmalıdır" dedi.

Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri İsmail Koncuk yaptığı açıklamada, özellikle son dönemde hükümetle YÖK arasında yaşanan bunalımın had safhaya ulaştığına dikkat çekerek, gündemin YÖK meselesiyle işgal edildiğini söyledi. Koncuk, katsayı adaletsizliği konusunda YÖK'ün inadının kırılamadığını, bunun ceremesini de öğrencilerin çektiğini ve üniversiteye girişte eşitsizliğin türban meselesine indirgendiğini, öğrencilerin okuma haklarının bu şekilde gasp edildiğini kaydederek, "Öğrenciler pazarlık malzemesi yapılarak, kaderlerine terk edilmiş, devletin okulları ve bu okullarda eğitim-öğretim gören evlatlarımız rejim açısından potansiyel tehlike olarak addedilmiştir. Rejimin bekçiliğine soyunan YÖK, suni saflaşma yoluyla infial yaratarak, toplumu kamplara ayırmayı başarmıştır" dedi. YÖK'ün tüm imkanlarını, enerjisini ve kaynaklarını eğitime harcaması gerekirken bugün siyaset arenasının baş aktörü konumunda olduğunun altını çizen Koncuk, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Eğitim odaklı değil, siyaset odaklı çalışmalarına yön veren YÖK, hem akademisyenleriyle hem de öğrencileriyle kavgalı hale gelmiştir. Son olarak hırsızlıkla suçlanan bir rektöre kol kanat geren YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, 'Rektör'e sahip çıkmayı, Cumhuriyet'e sahip çıkmakla eş anlamlı' sayabilecek kadar ileri gitmiştir. Bu bağlamda, Cumhuriyetin felsefesini, ilkelerini, değerlerini kavrayamamış bir YÖK Başkanı'nın, aynı zamanda kendisini yasama organlarının üzerinde görmesi ne derece doğrudur? Devletin itibarına, hukukun üstünlüğüne zarar verebilecek tavır içine giren YÖK'ün misyonunu tamamladığı aşikardır. YÖK'te yaşanan problemler yasayla değil ancak kurum tasfiye edilerek çözümlenebilir. İşlevini yitirmiş olan Yükseköğretim Kurulu, bugün sadece kışkırtıcı söylemlerle hareket alanını genişletmektedir. Bilimsellikten uzak, sübjektif bakış açısıyla projelerini yürüten YÖK, akademik özgürlüklere büyük darbe vurmuştur. Akademik çalışmaları şahsi çıkarlarına kurban veren ve bu noktada demokratikleşmenin sacayağını yıkan Yükseköğretim Kurulu, Türk Milli Eğitim sistemi açısından büyük risk oluşturmaktadır. Dünya ülkeleri ile yarışamayacak durumdaki üniversitelerimizi rekabet koşullarına uygun hale getirmek; araştırmalar, projeler açısından zenginleştirmek; kaliteyi rehber edinen bir eğitim anlayışıyla çalışmalarına yön vermek yerine popülist söylemler ve icraatlara damgasını vuran YÖK, zaman geçirilmeden kaldırılmalıdır. YÖK'süz üniversiteler daha müreffeh, YÖK'süz üniversitelerde eğitim daha uluslararası standartlara uygun ve kaliteli olacaktır. Bu gerekçelerle YÖK; yasa eliyle yeniden paketlenip, halka servis edilmemelidir. Bilinmelidir ki; YÖK kaldırılmadıkça ne üniversitelerdeki sıkıntılar aşılabilir, ne de gerginlikler giderilebilir."

En Çok Aranan Haberler