Rahatsızlığı nedeniyle 9 Ocak Pazartesi günü Amerikan Hastanesi'ne kaldırılan ve zatürre teşhisiyle yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan 87 yaşındaki Lefter Küçükandonyadis, saat 20.0O sıralarında vefat etti.
Fenerbahçe Kulübü, internet sitesinde ''Camiamızın acı kaybı'' başlığıyla yapılan açıklamada, şöyle denildi:
''105 yıllık Fenerbahçe Kulübü tarihinin gelmiş geçmiş en büyük ve sembol sporcularından biri olan değerli büyüğümüz Lefter Küçükandonyadis'i kaybetmiş bulunuyoruz.
Bir süredir rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi gören değerli büyüğümüz bu akşam saatlerinde hayata gözlerini yummuştur. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesi, tüm camiamız ve spor kamuoyuna başsağlığı diliyoruz.''
Lefter'in vefat ettiği haberinin duyulmasından sonra Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Ali Koç, Fenerbahçe Futbol Takımı İdari Menajeri Hasan Çetinkaya, Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğan ve futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen, hastaneye gelerek, yetkililerden bilgi aldı ve Lefter'in ailesiyle görüştü.
Bir grup Fenerbahçeli taraftar da hastane bahçesine gelerek beklemeye başladı.
Öte yandan, hastanenin yan tarafındaki bir binaya büyük boy Fenerbahçe bayrağı asıldığı görüldü.
200 LİRA KARŞILIĞINDA FENERBAHÇE'YE
NTV Spor'un hazırladığı Türk futbol tarihine damga vuran isimlerden biri olan Lefter Küçükandonyadis'in hayat hikayesi...
Hasta babasına ilaç alabilmek için 200 lira karşılığında Fenerbahçe'ye transfer oldu ve 1946 yılında sarı lacivertli formayı sırtına geçirdi Lefter Küçükandonyadis.
1925 yılında Büyük Ada'da dünyaya gelen Lefter, mahalle aralarında başladığı futbola ilk resmi adımını Taksimspor'da attı. O yaşta bile Beykozspor ile Taksimspor arasındaki transfer kavgasının öznesi oldu. Yaşı büyütüldü, Taksimspor'da lisansı çıkarıldı ve 2 yıl burada oynadı.
Diyarbakır'daki 4 yıl süren askerlik görevinde bölge karmalarında forma giydi. İstanbul'dan önce namı oralarda yayıldı. Güneydoğu'da ve Doğu'da adı en çok bilinen futbolcu haline geldi.
Askerlik dönüşü Lefter'in durağı yine Taksimspor'du.
NAMAĞLUP ŞAMPİYON OLAN TAKIMIN GOL KRALIYDI
Fenerbahçeli yönetici Müslim Bağcılar'ın teklifiyle sarı lacivertli renklere kazandırıldı. Önce B takımda oynadı. Kütahya'da yapılan özel maçta 10 gol atarak A takıma alınması tavsiye edildi. İstanbul dönüşü A takımla yapılan karşılaşmada da 2 gol atınca efsane olacağı 11'in değişmezleri arasına girdi.
Fenerbahçe'de ilk sezonunu 1947-48 sezonunda oynadı. Namağlup şampiyon olan takımın 13 golle gol kralıydı. Topu istediği yere atabilme kabiliyeti, penaltılardaki ustalığı ve şık golleriyle tribünleri ayağa kaldırırdı. Attığı goller zamanla "Ver leftere yazsın deftere" sloganının doğmasına yol açtı. Çamurlu sahalardaki ustalığı ise onun isminin yanından hiçbir zaman ayrılmayacak "Ordinaryüs" unvanını almasını sağladı.
YURT DIŞINA ÇIKAN İLK FUTBOLCUYDU
Kısa zamanda Türkiye'nin en popüler futbolcusu olmuştu ama Avrupalılar da onu görmek istiyordu. 1951 yılında Fiorentina'ya 20 bin lira karşılığında transfer olarak bonservis ücreti verilerek yurt dışına çıkan ilk futbolcu oldu. 2 yıl İtalya'da kaldı. Sonrasında Fransa'nın Nice kulübüne geçti. Lefter 1953 yılında yine ait olduğu yere yani Fenerbahçe'ye geldi.
Profesyonel Türkiye Ligi'nde Fenerbahçe formasıyla 3 şampiyonluk yaşadı Lefter.
Penaltılarda ustalığını tarihe de kazıdı ve Türkiye Profesyonel Ligi'nin ilk penaltı golünü yine kendisi attı. 16 yıllık Fenerbahçe kariyerine 615 maçta 423 gol sığdırdı. Yine sarı lacivertli formayla sahalara veda ederek, Türkiye'de kulübü tarafından jübilesi yapılan ilk oyuncu oldu.
Futbolculuğu sırasında Tercüman Gazetesi'nin desteğiyle Anadolu turuna çıktı. 126 il ve ilçeye uğradı, 31 kez özel maçlarda Anadolu insanına futbolu sevdirdi. Türkiye'nin kuzeyinden başladığı Anadolu turnesinde doğu, güney ve batı bölgelerini ziyaret ederek son olarak Balıkesir'e uğradı. 4756 kilometre gidilmesi planlandı ama 20 günde 7343 kilometre yol kat edildi.
YUNANİSTAN'I REDDETTİ
Yunanistan'ın milli takımlarında para karşılığı oynama teklifini geri çeviren Lefter, ay yıldızlı forma giydiği günlerde şeref madalyası alan ilk milli futbolcu oldu. 1954 Dünya Kupası'nda, Türkiye'nin Batı Almanya'ya 7-2 mağlup olduğu maçta kupa tarihinin 400. golünü attı. Değişik kategorilerde 50 kez milli formayı giydi. A milli takımda 21 gol kaydetti ve en fazla gol atan oyuncu rekoru 33 yıl boyunca kırılamadı.
Lefter, futbolculuk sonrası Büyük Ada'ya dönmek istiyordu ancak sırada teknik adamlık vardı. Yunanistan'ın Egaleo, Güney Afrika'nın Johannesburg, Türkiye'de ise Samsunspor, Orduspor, Mersin İdman Yurdu ve Boluspor'u çalıştırdı. Bu alanda en önemli başarısını Mersin İdman Yurdu'nu ikinci ligden 1. Lige taşıyarak gerçekleştirdi ve sonrasında nihayet çok sevdiği Büyük Ada'ya döndü.
Uzun yıllar Milliyet'te spor yazarlığı yaptı.
Hiçbir zaman ismi unutulmadı. Fenerbahçe formasıyla oynadığı 615 maçta 423 gol kaydeden Lefter, 15 Ekim 2005 günü Fenerbahçe taraftarlarının verdiği "efsane" ödülünü kulübün başkanı Aziz Yıldırım'ın elinden aldı.
Evet artık Türk futbolu, yetiştirdiği en büyük oyuncularından birini selamlıyor…
"Milli Takım ve Fenerbahçe'nin kaptanı Lefter şerefine üç defa, 'Sağol, Sağol Sağol'…"