HABER

Türk gencini öldüren gardiyanlar beraat etti

Belçika'nın Charleroi şehrinde 2009 Ağustos ayında gözaltına alındıktan sonra ailesine yemek yerken öldüğü belirtilen Türk vatandaşı Mikail Tekin'in davasında karar bugün açıklandı.

Türk gencini öldüren gardiyanlar beraat etti

CHARLEROI (İHA) - Mahkeme, işkenceyle gencin ölümüne sebebiyet verdikleri ileri sürülen 3 gardiyan hakkında beraat kararı verdi.

2009 Ağustos ayında trafik polisi ile tartışınca gözaltına alınarak önce nezarethaneye, sonra da Jamioulx Hapishanesi’ne götürülen Mikail Tekin’in ailesine ertesi gün öldüğü haberi verilmiş, Tekin'in cenazesindeki darp izleri ve kanlar üzerine aile otopsi istemişti. Tekin'in önce kalp krizinden öldüğü iddia edilmiş, daha sonra boğazında yemek kalıntıları bulunması üzerine ailesine yemek yerken boğularak öldüğü bildirilmişti. Olaya karışan 3 gardiyan geçici süre görevden uzaklaştırılmış ancak daha sonra görevlerine devam etmişlerdi.

Yargı süreci yavaş işleyen davada, otopsi sonuçlarında gardiyanlar aleyhine bulgular olmasına rağmen 3 gardiyan 'nefsi müdafaa' ile görevlerini yaptıkları gerekçesiyle beraat etti. Charleroi Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği beraat kararı ise aileyi perişan etti. Anne Döne Tekin, kararın ardından gözyaşlarına boğularak, "Adalet istiyorum" dedi.

Temyize gideceklerini belirten hala Satı Tekin ise, "Biz burada ufak bir şey yapsak hemen ceza alıyoruz. 31 yaşında birinin yaşamını almak kolay mı böyle? Ondan sonra da serbest kalıyorlar. Ne güzel, adalete bakın. İlk defa Belçika'da böyle mahkeme görülüyor. Köpeklerle polisler bizleri bekliyor böyle. Sanki biz teröristiz, onlar suçsuz. Türkiye'den yardım etmelerini bekliyoruz" diye konuştu.

Acılı baba İlhami Tekin de sitem ederek, "Türkiye burada olsa bu iş böyle olamazdı, imkansızdı. Önce geldiler birkaç defa, sonra unuttular bizi" şeklinde konuştu.

Davayı 2009'dan bu yana takip ettiklerini belirten ve karar günü de mahkeme salonunda bulunan Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy ise İHA'ya yaptığı açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti olarak gerek Büyükelçiliğimiz, gerekse konsolosluklarımız aracılığıyla 2009'un Ağustos ayından beri takip ediyoruz. Bu konuda şu anda fazla bir şey söylemeye gerek görmüyorum, çünkü zaten ailenin tepkisini siz de gördünüz. Verilen tepkiler açıklanan kararın vicdanları rahatlatmadığını ortaya koydu. Bu konuda aileyle birlikte hareket etmek suretiyle burada Belçika hukuku çerçevesinde var olan bütün yolları deneyeceğiz. Bu konuda Türkiye devleti olarak ailenin arkasında olacağımızdan kimsenin en ufak şüphesi olmaması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

En Çok Aranan Haberler