ABD Dışişleri Bakanlığının Uluslararası Dini Özgürlükler raporunda, Türkiye'de hükümetin genel olarak dini özgürlüklere saygılı olduğu ve bu özgürlüklerin anayasayla korunduğu belirtilirken, Müslümanlar ve diğer dinlere mensup kişiler için üniversiteler ve devlet kurumlarında belli kısıtlamaların devam ettiği görüşüne yer verildi.
Raporun Türkiye bölümünde, toplumda genel olarak dinler arasında hoşgörünün mevcut olduğu ve bunun da din özgürlüğüne katkıda bulunduğu ifade edildi, bununla birlikte ülkede laikliğin tanımı, dinin toplumdaki yeri ve "İslamcı" kesimin muhtemel etkisine ilişkin "keskin tartışmaların" devam ettiği belirtildi. Kendi dinlerini yaymaya çalışan bazı grupların engellemelerle karşılaştıkları ve tacize maruz kaldıkları öne sürülen raporda, türban konusuna atıfta bulunularak, kamu kuruluşları, üniversiteler ve diğer okullarda "dini kıyafete ilişkin geniş yasağın" devam ettiği kaydedildi.
Raporda "İslamcılar" diye nitelendirilen kesimin laiklik yanlıları tarafından, türbanı "siyasi bir araç" olarak kullanmakla suçlandığı ve laiklik yanlılarının türban yasağının kaldırılması halinde bütün kadınların başını örtme yönünde baskı altına girecekleri endişesini taşıdıkları görüşü savunuldu. Türkiye'de radikal İslami unsurların Yahudi karşıtı tutumlarını sürdürdüğü savunulan raporda, "İslam dininden başka bir dine dönmek isteyenlerin akrabaları ve komşularından sosyal baskı ve şiddet gördüğü" ifadeleri kullanıldı.
Amerikan hükümetinin Türkiye ile sık sık dini özgürlükler konusunu, insan haklarını geliştirme yönündeki genel politika çerçevesinde ele aldığı belirtilen raporda, Türkiye'de 65 bin Ermeni Ortodoks Hristiyan, 23 bin Yahudi ve 2 bin 500'den az Rum Ortodoks Hristiyan bulunduğu şeklinde rakamlara yer verildi.
AA