- SAMSUN'da sendika başkanları ile bir araya gelen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Kıdem tazminatı bu ülkede çalışanlar için, bizim için çok önemli olan, kızlarımızın çeyiz parası, oğlumuzun düğün parası ya da emekli olduğumuz zaman alacağımız bir evin parasıdır. Yani bizim sigortamızdır" dedi. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, çeşitli ziyaretlerde bulunmak için bugün Samsun'a geldi. Atakum Türk-İş Eğitim Merkezi'nde sendika başkanları ile bir araya gelen Genel Başkan Ergün Atalay, burada basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Özellikle kıdem tazminatı hakkında konuşan Atalay, "Kıdem tazminatı bu ülkede çalışanlar için, bizim için çok önemli olan, kızlarımızın çeyiz parası, oğlumuzun düğün parası ya da emekli olduğumuz zaman alacağımız bir evin parasıdır. Yani bizim sigortamız, olmazsa olmazlarımızdan bir tanesidir. Ne hikmetse kıdem tazminatı bu ülkenin gündeminde. Özellikle de sermaye ağırlıklı olarak. Maalesef bizim ülkemizdeki meclisin büyük bölümü işçi kökenli olmadı. Meclisin büyük bölümü patronların egemenliğinde oluştu. İşçi kökenli olarak maalesef meclisin içinde bir elin parmakları kadar milletvekili var. Onun için doğaldır. Bu kıdem tazminatı patronlara yük geliyor. Öyle bakıyorlar meseleye. Hemen bu kıdem tazminatını gündeme getiriyorlar. Yok fon, yok başka bir şey diyorlar. Kıdem tazminatıyla ilgili bizim tespitimize göre ülkemizde çalışanların yüzde 20'sine yakını kıdem tazminatı alıyor, yüzde 80'i almıyor. Bunu bende biliyorum, sendikacılar da biliyor. Kamuoyu da biliyor. Alamayanların tamamına yakını özel sektörde, alanların tamamı kamuda ve kurumsallaşmış olan iş yerlerinde. Yani büyük kurumsallaşmış iş yerlerinde sıkıntımız yok bizim" dedi. Örgütlenmeyle ilgili sıkıntılar çekmeye devam ettiklerini söyleyen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Sendika işçinin sendikası olur. Ne belediye başkanının, ne milletvekilinin, ne patronun sendikası olmaz. Maalesef son günlerde moda oldu. Bazı patronlar ve siyasiler diyor ki, 'Şu sendika bizim sendika.' Bu bakış açısı çok ayıp ve kör bir bakış açısı. İsteyen herkes istediği partiye oy verme imkanı buluyor ama sendika seçmede de işçiyi özgür bırakmak lazım. Ne belediyeler, ne milletvekili, ne patronların işçiye baskı yapmaması lazım. Bunu zaman zaman Samsun'da da, Bitlis'te de, Erzurum'da da duyuyorum. Bazı işgüzar işverenler işçiyi sıkıntıya sokacak derecede diyor ki 'Buraya geçin.' Öyle bir hakları yok. Hem anayasaya aykırı, hem yasalara aykırı, hem ayıp, hem günah. İşçi nereye istiyorsa oraya geçsin. Serbest bırakmak lazım. Bu sıkıntı ülkenin çeşitli bölgelerinde yaşanıyor. Kulağıma geliyor. Bunla ilgili bunun takipçisiyiz" dedi. Ülkede Suriye'den gelen 1,5 milyonun üzerinde mülteci bulunduğunu vurgulayan Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsani boyutuna itirazım yok. Ama çalışma hayatında özellikle Gaziantep ve Şanlıurfa bölgelerinde, çalışma hayatıyla ilgili merhameti az olan işverenlerimiz, günde 20 liraya, 30 liraya bu insanları çalıştırıyor. Orada bizim çalışan arkadaşlarımız aldığı ücret ortada. Yani bunu bir yasaya bir kalıbın içine sokmak lazım. Diyelim ki sanat okulu mezunu Suriye'den gelen insanlar var. Önceliğini bizim ülkemizde yaşayan sanat mezunu tornacıya tesviyeciye önceliği buna versin. Boşluk kalıyorsa oradaki insanlardan da istifade edilsin. Yeni bir yasa hazırlanıyor. Deniliyor ki çalışan iş yerlerinde yüzde 10'u geçemez. Evvela bizim ülkemizdeki sanat okulu mezunu elektrikçiye tornacıya öncelik versinler. Oralarda kuralsız bir çalışma var. Kuralsız çalışma olunca bunun bedelini biz de ödüyoruz."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz