Konya'da dün Ak Parti il kongresine katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu sabah Hatay il kongresine gitmeden önce havalimanında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Davutoğlu, Cizre'de PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H ve Hüda-Par yanlıları arasındaki çatışmalarda 3 kişinin yaşamını yitirdiği olayların bir provokasyon olduğu görüşünü savundu.
İçişleri Bakanı Efkan Ala ile temasa geçip Cizre'deki olayları an ve an takip ettiğini ifade eden Davutoğlu, "Türkiye’de her ne suretle olursa olsun, kamu düzenini bozmak isteyen herkese karşı kim olursa olsun gerekli tedbirler alınacaktır. Etrafımızdaki ateş çemberini bahane edip Türkiye’nin sınır ilçelerinde bir şekilde şiddete başvurarak dışarıdaki huzurluğu ve çalışmayı içeri taşımak isteyenlere kesinlikle müsamaha gösterilmeyecek" dedi.
Halka sükunet tavsiyesinde bulunan Davutoğlu, "Güvenlik güçlerimizin olaylar ilk başladıktan sonra her türlü tedbirleri aldıklarını söylemek istiyorum. Cizre’ye şu veya bu şekilde sızmak ve orada huzursuzluk çıkararak Suriye ve Irak’taki ateş çemberine Türkiye’yi almak isteyen provokatörlere karşı her türlü tedbiri almaya kararlıyız" diye konuştu.
"ÇÖZÜM SÜRECİNİ' PROVOKE ETMEK İSTİYORLAR"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinde olumlu bir seyir görüldüğü zamanda mutlaka bir provokasyon ile karşılaştıklarını ifade ederek şöyle konuştu:
"Ekim başında son derece olumlu bir hava varken 6-7 Ekim olayları cereyan etti. Son iki haftada çözüm sürecinde olumlu bir hava oluşmuşken tekrar dikkatleri çatışma ortamına çekmek isteyen çevreler var. Gerek sosyal medya, gerek medyada bu olay gelişir gelişmez yapılanlara baktığımızda bir anda kargaşa ortamı geliyormuş gibi bunu kullanmak isteyen unsurlar oldu. Buna da dikkatinizi çekmek isterim. Bu provokasyonlar çözüm süreci bağlamında atılan adımlara engelleyemeyecektir. Çözüm süreciyle olumlu yönde gelişmeler olduğu her anda böylesi provokasyonlarla karşılaşmanın aslında bir çok çevrenin çözüm sürecinden ne kadar rahatsız olduğunu ortala koyuyor. Halkımızın bütünün Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlarımızın da artık huzura, sükuna ve ekonomik kalkınmaya ihtilacı var. Bu konuda her türlü tedbiri almaya kararlıyız."
İÇ GÜVENLİK REFORM PAKETİ
Başbakan Davutoğlu, son gelişmelerin halen TBMM'de olan iç güvenlik reform paketinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu anlattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Provokatörler illegal yöntemlerle harekete geçtikleri zaman o provokasyonlardan herkes etkilenmektedir. Bugün yapılan açıklamalara baktığınızda hemen hemen her kesim bu provokasyonlara dikkat çekiyor. Dolayısıyla provokatörlere karşı tedbir almanın en önemli yolu da kamu düzenin tümüyle ihdas edilmesi ve bir şekilde kamu düzenini bozanlara karşı alınacak tedbirlerin hayata geçirilmesi. Bu konuda hiçbir tereddüt gösterilmeyecektir. Bir şekilde bu provokasyonlar üzerinden Doğu ve Güneydoğu’da son yıllarda bazı ilçelerimizi, bazı mahalleri neredeyse tek sesli, tek ve diğer hiçbir farklı görüşe müsamaha göstermeyecek şekilde bir baskı yöntemi uygulama çalışan zihniyet de bu şekilde mahkum olmuştur. Özellikle belli ilçelerde oranın esnafından, oranın köklü ailelerinden kişileri oradan çıkararak ya da başka yöntemlere farkı siyasi düşüncelere baskı uygulayarak, tekelci tek tipçi bir anlayışı yayınlaştırmak isteyenlere bütün toplunun duyarlı ve çoğulcu yapının demokrasinin bir parçası olduğunu idrak ederek davranması lazım. Devlet her yerde her türlü tedbiri almaya muktedirdir."
"TÜRKİYE'YE SIZMAK İSTEYEN PROVOKATÖRLER YAKALANDI"
Cizre olayları için Türkiye'ye sınırdan sızmak isteyen provokatörlerin yakalandığını açıklayan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dün de yine olayı daha da tırmandırmak isteyen provokatör unsurların, Cizre’ye sızma çabalarına karşı çok etkin tedbirler alınmış. Kamu oyunun yakından bilmesi gerekir ki bu provokatörler hem yakalanmış, hem bu süreç içinde kontrol altına alınmıştır. Bunlar da bir provokasyonla karşı karşı kaldığımızı açık bir şekilde göstermektedir. Olay bütün detayları ile incelenecek ve bu tür provokatif sızma faaliyetlerine karşı da alınması geren hür türlü tedbir alınacaktır."
TÜRKİYE ATEŞ ÇEMBERİ ORTASINDA
Başbakan Davutoğlu, Suriye ve Irak sınırlarının son derece hassas bir bölgede olan Türkiye'nin ateş çemberi ortasında bir istikrar ve huzur havzası konumunda bulunduğunu anlattı. Başbakan Davutoğlu, Suriye, Irak ve Ukrayna başta olmak üzere bu çevredeki ateş çemberi göz önünü aldığında Türkiye'nin demokrasisi ve kamu düzeni istikrarı ile önemli bir çekim alanı olduğunu vurguladı.
Davutoğlu, "Bir taraftan can güvenliğini temin etmek isteyen mülteciler için, onun için 2 milyona yakın kardeşimiz Suriye ve ırak’tan Türkiye’ye girdi. Ukrayna’dan da gelenler oldu. Bu Türkiye’nin güvenlik arayanlar için istikrar havzası. Ama aynı şekilde bu Türkiye’deki istikrar ve huzurdan rahatsız olan ve Türkiye’yi bir şekilde bu çatışmaların parçası haline getirmek isteyenler de bir şekilde Türkiye’ye sızmak ve Türkiye’de kaos ortamı çıkarmak isteyenler de var" dedi.
"HATİP DİCLE'NİN AÇIKLAMASI ÖNEMLİ"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarını hatırlatarak, Türkiye’nin istikrarından rahatsız olan kimler varsa bu ortamdan yararlanarak tam bir fırsatçılık ve provokatif yollarda bu istikrarı etkilemeye dönük çabalar içinde olduklarını ifade etti. Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunu ilk defa görmüyoruz. 6- 7 Ekim olaylarında bu konuda uyarıda bulunmuştuk. Hatip Dicle’nin yaptığı açıklama önemlidir. 6-7 Ekim’de olaylarında bu açıklamayı yapmadıkları için bu olaylar büyümüştü. Bu olayları görüp açıklamaları yapmakta önemlidir. Ancak şunu da bilmek lazım provokasyonları görmek yetmez ve onlara karşı herkesin duyarlı ve hazır olması lazım. Bütün sınır ilçelerimizde güvenlik önlemlerini artırdı. Bu yönde de dün etkin bir müdahale ile olaylar kontrol altına alındı. Hem bir taraftan Türkiye’deki istikrara, iç barışı huzuru bozmak isteyen çevreler var hem de Türkiye içinde değişik siyasi görüşler arasında olanlar arasında iç çatışma çıkarmak. Sadece devlete yönelik değil. Değişik siyasi gruplar arasında çatışma çıkarmak isteyenler. Bunun ikisine karşıda hazır olmak lazım."
"PARALEL YAPININ PARMAĞI"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cizre'de çıkan olayları 'Paralel yapı' olarak nitelendirdiği kesimin abarttığını, olaylar çıkar çıkmaz sosyal medyada Cizre’de kontrolün kaybedildiği, orada kaos olduğu görüntüsüyle neredeyse bu provokasyonlara katkıda bulunmak isteyen unsurlara dikkat çekmek istediğini söyledi. Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Özellikle paralel yapılanmanın hangi kanallarda daha da abartarak toplumda huzursuzluk çıkartmak istediği gözümüzden kaçmadı. Bütün bunlar gösteriyor ki, Türkiye’nin istikrarından rahatsız olmak isteyenler belli aralıklarla bu eylemlere girecekler. Ben Cizre’deki bütün vatandaşlarımıza ve ülkemizdeki bütün vatandaşlara sesleniyorum. Devletim her bir ilçede gerekli tedbirleri almaya muktedirdir."
KİMSE TEDBİRİNİ KENDİSİ ALMASIN
Olaylara devletin güvenlik güçlerinin müdahale edeceğini, hiç kimsenin kendi tedbirini almaması gerektiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, bu konuda şöyle dedi:
"Kimse kendi tedbirini almaya kalkmamalıdır. Bu tür çatışmalarda psikolojik ortamı bozacak eylemlere girmemek lazım. Her hangi bir grup, kesim, belirli bir yerde mahallede burası diğer siyasi görüşlere kapalıdır, bir baskıcı yöntemlerle farklı düşünenleri oralardan uzaklaştırmak gibi niyete yönelirlerse bilsinler ki onlara bu imkan tanınmayacaktır. Bu provokasyonlardan rahatsız olanlar, özellikle belli dönemlerde uygulanan baskı yöntemlerine de duyarlığı göstermesi lazım. Türkiye’nin her bir köşesinde, her bir vatandaşımız her tür siyasi faaliyeti yapar. Farklı görüşlere sahip insanlar görüşlerini ifade edebilirler. Kimse de farklı görüşleri nedeniyle baskı altında tutulamaz. Aslında bütün bu olaylar demokrasinin ne kadar sosyal barış aracı olduğunu ortaya koyuyor. Demokrasi çoğulculuk ve her kesin her yerde farklı kanatlara sahip olmakla birlikte siyaset yapabilmesi görüş belirtmesi hakkıdır. Zaten iç güvenlik reformunda kastettiğimiz de budur. Birileri yüzlerine maske takarak, bir takım başka yöntemlerle terör estirerek belli mahallelerde bütünüyle farkı düşünenleri tavsiye etmeye gidenlerse buna izin verilmeyeceğini herkesin bilmesi lazım."
HALİD MEŞAL İLE GÖRÜŞMESİ
Başbakan Davutoğlu, gazetecilerin Halid Meşal ile yaptığı görüşmeyi hatırlatması üzerine Kudüs’te İslam karakterini azaltmaya yönelik yapılacak her türlü eylemin karşısında bütün Filistinliler'in tek bir vücut olduğunu söyledi. Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bundan birkaç gün önce de sayın Mahmud Abbas ile de görüştüm. Türkiye’de Kudüs’te ve Mescid-i Aksa'daki hiçbir emrivakiyi tanımayacaktır ve dünya çapında ne gerekiyorsa Kudüs’te ve Mescid-i Aksa’nın bize kendi tarihimizin de mirası olan özelliklerinin korunması konusunda her türlü çabayı sarf edecektir. Halid Meşal’ın Türkiye’nin desteğini istemesindeki cevabımız budur. Bu sadece hükümetimizin değil bütün Türkiye’nin bütün siyasi partilerin bu yönde olduğuna eminim. Gazze savaşından sonra hiçbir söz yerine getirilmedi. Gazze’deki insani durum nasıl iyileştirilebilir bunlar üzerine durduk. Üçüncüsü de ulusal birlik hükümetinin devamı konusunda sayın Halid Meşal ile mutabakat söz konusu."
Davutoğlu, ocak ayının ikinci haftası da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Tükiye'ye geleceğini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, gazetecilerin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Türkiye'nin Mısır ile ilişkileri konusunda yaptığı açıklamayı hatırlatarak, "Türkiye'nin Mısır politikası değişti mi?" sorusunu şöyle yanıtlarken Mısır halkı ile Türkiye'nin bir problemi olmadığını darbeyle gelen bir yönetim anlayışıyla problemleri bulunduğunu anlattı. Nerede olursa olsun darbe ile gelen yönetimlere karşı olduklarını ifade eden Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye, hiçbir yerde darbe ile gelmiş yönetimlerin meşruiyetini bu anlamda doğru bulmaz bu yönetimlerle olan ilişkilerinde aynen Suriye ve diğer yerlerde olduğu gibi halkıyla karşı karşıya gelmiş olan yönetimlerle bazı sıkıntıların yaşanması doğaldır. Türkiye bu konuda ilkesel bir tutum benimsemiştir. Sadece Mısır ile indirgenecek bir tutum değildir. O bakımdan biz ümit ederiz ki Mısır’da hukuk devletinin olması gereken kuralları işler ve gerçek anlamda halkın iradesinin yansıdı siyasi süreç ortaya konur. Tabi o zaman durum değişir. Sayın Arınç’ın, açıklamasının öncesi ve sonrasında bütün bu unsurlar var. Sıkıntı tamamıyla darbelere karşı hükümetimizin ve halkımızın gösterdiği hassasiyettir."
Davutoğlu, Katar ile Mısır ilişkisinin sorulması üzerine bu ülkeler arasındaki ilişkilerin kendi doğası içinde seyredeceğini, Türkiye-Katar ile ilişkilerinin ne düzeyde olduğunu her kesin bildiğini kaydederek, "Katar’ında bu konuda ilkesel olarak takip ettiği yön ve yöntem bellidir. Türkiye tutumunu belirlerken her hangi bir başka iki ya da üç ülkenin ilişkisine bağlı olarak tutumunu belirlemez" dedi.
(DHA)