YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Türk Metal Genel Başkanı: Sendikacılık Resmen Çöküşte

- TÜRK Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türkiye'nin sendikal hareketlerden açısından darboğazdan geçtiğini belirterek, "Yasal grev hakkını kullanan sendikalar,

- TÜRK Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türkiye'nin sendikal hareketlerden açısından darboğazdan geçtiğini belirterek, "Yasal grev hakkını kullanan sendikalar, toplum gözünde suçlu ilan ediliyor. Nüfusumuz ikiye katlanmış, sendikalı işçi sayısı dibe vurmuştur. Bunun adı düşüş değil, resmen çöküştür. Yaşadığımız süreç artık sendikalar için ya hep ya hiç zamanıdır" dedi. Türk Metal Sendikası Bolu Şubesi'nin 8'inci Olağan Genel Kurulu Solmaz-Ahmet Baysal Öğretmenevi'nde yapıldı. Genel kurul toplantısına Türk Metal Sendikası Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavruk, sendika üyeleri ve işçiler katıldı. Genel kurula katılan işçiler Kavlak'a sevgi gösterilerinde bulunurken, sloganlarla destek verdiler. Sendika üyesi işçilere seslenen Kavlak, işçilerin anasayadan kaynaklanan haklarını kullanamadıklarını belirterek, "Emekçinin elindeki en güçlü silah olan grev hakkı, hukuken mümkün ama fiilen mümkün değil. Ülkemizde son 12 yılda 8 grev hiç ilgisi olmamasına rağmen genel sağlık ve milli güvenlik gerekçesiyle ertelendi. Yapılmak istenen kanuni grevler, haksız gerekçelerle durduruldu. Bildiğiniz gibi, son olarak da, metal işkolundaki grev ertelenerek, binlerce metal işçisi mağdur edildi. O nedenle sizler, çok önemli bir iş başarıyorsunuz. Direniyorsunuz. Hiç merak etmeyin. Sizler direndikçe, bizler sizlerleyiz. Sonuna kadar beraberiz. Ya kazanacağız ya kazanacağız" diye konuştu. Kavlak, Türkiye'nin sendikal faaliyetler açısından zor günler geçirdiğine dikkat çekerek açıklamalarına şöyle devam etti: "Ülkemiz sendikal hareketi çok önemli bir darboğazdan geçiyor. Gerçekten zor günler yaşıyoruz. İşte görüyorsunuz. Yasal grev hakkını kullanan sendikalar, toplum gözünde suçlu ilan ediliyor. Bastırılmış ve sindirilmiş işçi sınıfı greve bile çıkamıyor. Bundan büyük bir acı duyuyoruz. Hemen her sendikal toplantıda tekrara düşmek pahasına ısrarla söylüyorum. Birileri içinde bulunduğumuz durumu iyice anlasın, ders alsın diye söylüyorum. Türkiye'de sendikalı işçi sayısı giderek azalmaktadır. 1980’li yıllarda nüfusumuz 45 milyonken 2,5 milyon olan sendikalı sayısı, bugün 1 milyonun altındadır. Nüfusumuz ikiye katlanmış, sendikalı işçi sayısı dibe vurmuştur. Bunun adı düşüş değil, resmen çöküştür. Yaşadığımız süreç artık sendikalar için ya hep ya hiç zamanıdır. Ya sırtıdır ya karnıdır. Ya güçlü olacağız, temsil ettiğimiz kitlenin hak ve çıkarlarını koruyup geliştireceğiz. Ya da hakkımıza razı olup, bir kenarda oturacağız. Bu ülkede emeği ile çalışanlarla ilgili yapılan her şeyi tribünden izleyeceğiz. Bize dayatılan anlayış budur. Tribünde seyirci olmamızdır. İşçi sınıfı örgütlü gücüyle var olmasın, kendisine verilenle yetinsin, bir lokma, bir hırkaya razı olsun. İnanın abartmıyorum bilerek söylüyorum. İstenen gerçekten budur. Bizim bu anlayışı, bu düşünceyi mahkum etmemiz lazım. Bu yaklaşımı tersine çevirmemiz lazım." İşçilere yönelik saldırıların aralıksız devam ettiğini söyleyen Kavlak, "Bu ülkede birileri eline bir makas almış, hep bizim haklarımızı kırpıp duruyor. Her fırsatta kenarından köşesinden bir hakkımızı buduyor. İşçi sınıfının hak ve özgürlüklerine yönelik saldırılar hiç bitmiyor. Hep devam ediyor. İşte bakın, çalışma hayatının gündeminde sürekli aynı konular var. Ülkemizin siyasi gündemi her gün değişiyor. Hatta aynı gün içinde değişiklik oluyor. Ancak bizim gündemimiz hiç değişmiyor. Hiç kimse, işçilerimize şu hakkı verelim, şu haksızlığı giderelim demiyor. Varsa yoksa gündemlerinde üç konu. Kıdem tazminatı, taşeronlaşma, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilmesi. Ellerinde o makası tutanlar, hiç vazgeçmiyorlar. Şimdi de son kalemize, kıdem tazminatı hakkımıza saldırılıyor. Sizin hakkınızı müzakere masalarında bırakmayız. Biz o masaya, kelle koltukta gideriz. Gerekirse kellemizi bırakırız ama işçinin onurunu ve hakkını o masada bırakmayız. Biz uzlaşmak için, müzakere için o masalarda oturmasını bildiğimiz kadar sokaklarda, meydanlarda hakkımızı aramasını da biliriz. Ve sokağa çıktığımızda, neler olacağını bütün Türkiye iyi bilir. Sonuna kadar direniriz, direniriz. Ölümüne direniriz. Bunu herkes böyle bilsin" diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler