Ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle anlatayım. Yeşilçam sanatçıları filmleri çekerken çok büyük sıkıntılarla bazen beş parasız şekilde çekilmiş, giyilen kostümler bazen kendi paralarıyla bazen borç harç şeklinde giyilmiştir, yani her türlü zorluğa göğüs gererek. Çam ağaçları gibi dimdik durarak. Bu yüzden Yeşilçam dayanıklılığın en güzel simgesidir.
Nasıl ki çamlar yapraklarını dökmez, yıl boyu yeşil kalır Yeşilçam da aynen öyleydi.
Çınar da bir çam türüdür. Bu sanatçılara neden çınar dendiği şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Nasıl ki çamlarda reçine kanallarına kalp çizerken darbe vurursanız- ki reçine kanalları çamlar için hayati sıvıdır- çamlar ölür, kurtaramazsınız. İşte Yeşilçam'da da teknolojik gelişmelerin artması daha fazla para kazanılması bu sinemanın kalbine darbe almasına ve sonunda ölmesine neden olmuştur.
Yeşilçam, İstanbul'un Beyoğlu semtinin Taksim'e yakın bir kısmında yer alan bir sokak.1980 öncesinde film film şirketlerinin çoğunluğunun yazıhaneleri bu sokakta bulunduğu için Türk sinemasının kısaca Yeşilçam olarak anılmasını sağlamıştır.