HABER

Türk tarımının sorunları

Türk tarımının sorunları

ADANA (İHA) - Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, tarımı çöken bir ülkenin kalkınması, bağımsız ve onurlu bir yaşam sürmesinin mümkün olmadığını belirterek, hükümeti tarım sektörüne sahip çıkmaya çağırdı.

Barut, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, tarımsal üretim bakımından, arazi varlığı ve işgücü ile büyük bir potansiyele sahip olduğunu, ancak bu potansiyel iyi değerlendirilemediği için tarımda dünya ülkelerinin gerisinde kaldığını ifade etti. Bu geri kalmışlığın, tarımın uzun yıllar ihmal edilmesinden kaynaklandığını söyleyen Barut, "Bu ihmalin sonucunda tarımsal üretimde mekanizasyon ve teknoloji kullanımı yeterli seviyeye ulaşamamış, kullanılan alet ve ekipmanların fiyatları enflasyon baskısı ile sürekli yükseldiğinden çiftçimiz üretimi, emek yoğun olarak sürdürmek zorunda kalmış, buna bir de enerji, tohum, gübre, ilaç gibi girdilerin fiyatlarındaki aşırı artışlar eklenince bizim üretim maliyetlerimiz gelişmiş ülkelerle rekabet edemeyecek şekilde artmıştır" dedi.

1950'li yıllarda başlayan tarımdan sanayie kaynak aktarımının da çiftçinin hızla fakirleşmesine yol açtığını, "Köylü milletin efendisidir" sözünün tersine çevrildiği yetmiyor gibi ülke ekonomisinin son yıllarda içine düştüğü olumsuzluğun sorumlusu olarak tarımın gösterildiğini ifade eden Barut, "Türk çiftçisi günah keçisi ilan edilmiştir. Unutmamak gerekir ki, uzun yıllar her sektörün rant ekonomisi rüzgarına kapıldığı, halkın bankalar ve bankerler tarafından aldatıldığı, devletin hortumlandığı dönemde de çiftçi sorumluluğunu yerine getirmiş, tarlalar ekilip biçilmiş. Ancak bu ülke kendi kendine yeten bir ülke iken, tarım ürünleri ithal eder duruma getirilmiştir. Ülkemizin milyarlarca doları diğer ülke çiftçilerine destek olarak gitmiş, ülke tarımı geri bırakılmıştır" diye konuştu.

Sosyal riski azaltmak için Doğrudan Gelir Desteği (DGD) uygulamasının ülke tarımını kayıtlı ekonomiye geçirecek ürüne destek politikaları ile çiftçinin çok daha huzurlu olacağını belirten Barut, "Uzun yıllar böylesine horlanan Türk çiftçisi, şimdi de tarımda istihdamı azaltma politikaları ile başlayan büyük sancılara gebedir. Bakanlıktan basına yansıyan açıklamalarda, önümüzdeki 10 yıl içerisinde tarımda çalışan yaklaşık 25 milyon nüfusun, 15 milyona çekileceği yolunda çalışma başlatıldığı büyük şirketlerle, sermaye çevreleriyle görüşüldüğü ifade edilmektedir. Görüleceği üzere, bu politikaların bütün maliyeti, tarımda çalışan insanımıza fatura edilecek, bu da büyük acılara sebep olacaktır. Elbette ülkemiz tarımı, dünyadaki gelişmelere ayak uydurmalı, ekonomik işletmeler kurularak dünya ile rekabet edebilmeli, modernleşmeli, mekanizasyonunu tamamlayarak verimli işletmeler haline gelmeli, bütün dünyada geçerli tarım nüfusuna sahip olmalıdır. Şimdi sorulması gereken, tarımda istihdamı azaltma politikalarının sosyal boyutunun ne olacağı, tarımda azaltılması düşünülen 10 milyon işgücü nerede ve nasıl istihdam edileceği, bu işin altyapısının olup olmadığıdır. Toprağını bırakan bu insanlar şehirlere akın ettiğinde yeni gecekondu bölgeleri, yeni varoşlar oluşacak, bunun sonucunda ülkenin sosyal yapısı bozulacaktır. Tarımı çöken bir ülkenin kalkınması, bağımsız ve onurlu bir yaşam sürmesi imkansızdır" şeklinde konuştu.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler