İZMİR (İHA) - Türk Tekstil ve Konfeksiyon Sanayii'nin artık bir yol ayrımına geldiğini belirten Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve TÜBİTAK Tekstil Araştırma Merkezi (TAM) Müdürü Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu, "Türkiye'nin artık sıradan ucuz giysi ve ev tekstillerinde Çin, Hindistan ve Bangladeş ile rekabet edebilmesi hem zor, hem de mantıklı değil. Türkiye'nin süratle kota değeri yüksek, daha kaliteli, özgün yani farklı giyim ve ev tekstili ürünlerine yönelmesi gerekiyor" dedi.
Tekstil sanayiinin Türkiye'nin kurulan ilk sanayisi olduğunu ve dışa açılma politikasının lokomotifi görevini gördüğünü kaydeden Prof. Dr. Tarakçıoğlu, "Tekstil, 1980'li yılların başından bu yana ihracatımızın en büyük kalemini oluşturmuştur. Ancak son yıllarda bu oran düşmektedir. Tekstil ve konfeksiyon ihracatımız artmasına rağmen, otomotiv, makine, beyaz eşya, elektrik-elektronikteki artış daha hızlı olduğundan, tekstilin toplam içindeki payı azalıyor. Bu sağlıklı bir geçiştir. Dünya üzerinde tekstil ve konfeksiyon sanayiinin ülkenin en büyük ihracat yapan sektörü olduğu kalkınmış ülke yoktur" diye konuştu.
Tekstil ve konfeksiyon ihracatındaki artışta ay ve ay hissedilir bir yavaşlama görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Tarakçıoğlu, "1 Ocak 2005'te kotalar tamamen kaldırılınca, başta Çin olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinin haksız rekabetiyle karşı karşıya kalınınca, durum daha da kritikleşecektir. Bugün herkesin tekstil sanayileri öldü zannettikleri AB'de (15 ülke) tekstil sanayi gerçekten çok küçülmüş, çalışan sayısı 7 milyona düşmüş, ancak ciro artmış, 2-3 milyon insanın çalıştığı Avrupa'nın en büyük tekstil sanayii olan Türk tekstil ve konfeksiyon sanayiinin cirosunun 7-8 katına çıkmıştır. Bunda AB'nin sadece kaliteli model, marka giysi ve ev tekstillerini üretmesi kadar AB ülkelerinin teknik tekstiller, yüksek performanslı çok fonksiyonlu tekstiller, akıllı tekstiller gibi kıymetli ürünlerin üretiminde dünya pazarlarına hakim olmalarının rolü büyüktür" şeklinde konuştu.
KULVAR DEĞİŞTİRME ZAMANI Türkiye'nin bir an önce bu yüksek performanslı teknik tekstiller, çok fonksiyonlu ve akılı tekstiller konusuna yönelmesinin gerektiğini savunan Prof. Dr. Tarakçıoğlu, "Türkiye'nin Çin, Hindistan ve Bangladeş ile yarışmayıp, AB, ABD ve Japonya ile aynı kulvarda yarışması gerekmektedir. Bu işin hamallığını bırakarak, yükte hafif ancak pahada ağır ürünleri üretmesi zorunluluk olmuştur. Ayrıca haksız rekabet de önlenmeli, bir an önce kulvar değiştirilmelidir" ifadelerinde bulundu.
Türkiye'de tekstil eğitim-öğretim, ar-ge faaliyetlerinin süratle iyileştirilmesi gerektiğini öne süren Prof. Dr. Tarakçıoğlu, şöyle devam etti:
"Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün zayıf noktası, eğitim-öğretim ve ar-ge yetersizlikleridir. Ülkemizde halen Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü dışında sanayiinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde, uygulamalı olarak iplik, dokuma, örme, tekstil terbiyesi ve konfeksiyon alt dallarında ihtisaslaşmış mühendis yetiştiren fakülte yoktur. Ülkemizde tekstil makineleri, tekstil kimyası, tekstil işletmeciliği gibi dallarda eğitim veren kurum bulunmamaktadır ve ar-ge çalışmaları yok denecek kadar azdır. Bu eksikliği hisseden sanayicilerin TÜBİTAK nezdinde yaptığı girişimler sonucu, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'ne bağlı olarak kurulan Tekstil Enstitüsü'nün de 5 yıllık dönemin sonunda istenen sonucu sağlayamadığı görüldüğünden, kapatılmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikası ve sendika mensuplarının oluşturduğu Türk Tekstil Vakfı, böyle bir merkezi en iyi yürütebilecek olan kurumun E. Ü. olduğunu görerek, E.Ü. Rektörlüğü'ne öneride bulunmuşlardır. Bu işbirliği TÜBİTAK Başkanlığı tarafından da olumlu görülerek, 2002 yılının başından itibaren TÜBİTAK'ın Üniversite-Sanayi Ortak Araştırma Merkezleri Programı (ÜSAMP) çerçevesinde TÜBİTAK Tekstil Araştırma Merkezi kurulmuştur."
HER AY BİR PROJE SONUÇLANDIRILACAK Ege Üniversitesi bünyesinde mevcut Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma-Uygulama Merkezi'nin altyapısını ortak kullanıma açarak, öğretim üyelerinin, merkezin projelerinde görev almasını sağladığını açıklayan Prof. Dr. Tarakçıoğlu, "Merkez, şu anda her ay bir projeyi sonuçlandıracak hale gelmiştir. Sanayicilerin istekleri doğrultusunda yürütülen bu araştırma projelerinin sonuç raporları, Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası tarafından kitap halinde basılarak üniversitelere ve sanayicilere dağıtılmaktadır. Merkez ayrıca Avrupa Tekstil Araştırma Merkezleri ağına (Textranet) da üye olmuştur, Tekstranet 2004 yılı genel kurul toplantısını, E.Ü. Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma-Uygulama Merkezi ve Tekstil Mühendisliği Bölümü'nün 30 yıldan bu yana her 3 yılda bir düzenlediği Uluslararası İzmir Tekstil ve Hazır giyim Sempozyumu öncesinde, Çeşme'de düzenleyecektir. Söz konusu sempozyum, dünyanın en büyük tekstil sempozyumu olma özelliğini taşımaktadır" dedi.