Ağrı Dağı'na 18 Temmuz günü Doğubayazıt rotasını kullanarak çıkmayı hedefleyen 4'ü Türk, 12'si İsrailli 16 dağcı, tırmanışa deniz seviyesinden 2 bin 200 metre yükseklikteki Çevirme köyünden başladı. İlk geceyi 3 bin 300 rakımdaki ana kampta geçiren dağcılar, 19 Temmuz günü kampı 4 bin 200 metre yüksekliğe çıkardı. Gece yarısından sonra saat 02.30'da şapka buzullarda tırmanışa geçen ekip, saat 07.30'da deniz seviyesinden 5 bin 137 metre yükseklikteki zirveye çıkış yolunda tipiye tutuldu. Görüş mesafesinin zaman zaman 3 metreye kadar düştüğü tırmanışta rehberler GPS cihazını kullanarak yönlerini bulup zirveye ulaştı.
"ZİRVEYE KADAR DEVAM EDEN BUZULLAR VAR"
Türk dağcılar ve rehberler, hızı saatte zaman zaman 80 kilometreye ulaşan ve hava sıcaklığının sıfırın altında 20 dereceye kadar düştüğü Ağrı Dağı'nın zirvesinde bayramlaştı.
Dağcılar, Türk rehberlerin tecrübesi sayesinde sağ salim inmeyi başardı. 20 Temmuz günü ana kampa dönen ekip, burada bir gün dinlendikten sonra Doğubayazıt'a vardı.
Yaklaşık 3 gün süren tırmanışı olumsuz hava koşullarına rağmen zirve yaparak taçlandırdıklarını söyleyen rehber Mustafa Tekin, Ağrı Dağı'nın en tehlikesi bölgesinin 4 bin 900 metresinde başlayan ve zirveye kadar devam eden buzullar olduğunu söyledi.
Ağrı Dağı'na tecrübeli rehberler eşliğinde tırmanıldığında sorun çıkmayacağını savunan ve bayramın ilk günü 159’uncu zirve tırmanışını gerçekleştiren Tekin, "Şapka buzullar yılın 12 ayı buzla kaplıdır. Temmuz ve ağustos aylarında bile zirvede bazen bizim gibi tipiye tutulabilirsiniz. Zirvede adeta kıyamet kopuyordu. Hava buz gibi soğuk, kar yağıyor, tipi savuruyordu. Yanımızdaki arkadaşımızı güçlükle görebiliyorduk. Fırtına şiddetini artırdığında ayakta bile durmak mümkün değildi. Çok şükür kazasız, belasız ekibi güvenli biçimde önce ana kampa daha sonra ilçe merkezine getirmeyi başardık" diye konuştu.