İSTANBUL (AA) - AİŞE HÜMEYRA BULOVALI - Türk ve mülteci sanatçıların birlikte üretimlerini esas alan "Together" projesinin üçüncü ayağı "Digigether"ın sergisi, 19 Nisan'da sanatseverlerle buluşacak.
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği ve İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı desteğiyle, Uniq Gallery tarafından düzenlenen "Digigether"ın atölye çalışmaları kapsamında bu yıl, 5 Türk ve 5 mülteci genç sanatçı bilgisayarla görüntü üretimi teknolojileri ve veri görselleştirme teknikleri üzerine eğitim aldı.
Eğitimde Z-Brush, Cinema 4d, X-Particles, Arnold gibi yazılımlar, 3 boyutlu yazıcılar ve Türkiye'ye ilk kez bu eğitim için getirilen Gyroscope sensör tabanlı, devinimli hareket yakalama sistemi (Mocap) Rokoko Smart Suit kullanılarak hareketin, sesin ve matematik formüllerinin sanat eserlerine dönüştürülmesi kapsamında sanatçılar tarafından çeşitli projeler üretildi.
- "Digigether'da teknoloji ile hesaplaşabilen bir çalışma yapmak istedik"
"Digigether"a ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan projenin küratörü mimar Kerim Kürkçü, proje kapsamında düzenlenen çalıştaylarda konvansiyonel sanat üretme yöntemlerine odaklandıklarını ve katılan sanatçıların beklentilerin üzerinde üretim yaptıklarını söyledi.
Kürkçü, bu yıl dünyadaki trendleri yakalamak adına, projede yeni medya sanat alanlarına odaklandıklarını belirterek, "Digigether'da teknolojik gelişmelere yakın duran, onlarla biraz hesaplaşabilen, ilişki içerisine giren bir çalışma yapmak istedik. Bunun diğer sanat alanlarına göre daha çok ses getireceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Daha önceki çalışmalarda sanatçıların sadece kendi üretim yöntemlerini ortaya koyduğunu hatırlatan Kürkçü, şöyle devam etti:
"Katılımcılar eğitimleri boyunca öğrendikleri sanat üretim yöntemleriyle çalışmalar yapıp, sadece birbiriyle etkileşim içine girebiliyorlardı. Dostluklar gelişiyordu, birbirlerine bazı yöntemler konusunda yardımcı oluyorlardı. Fakat bu sefer onlara yeni bir şey öğretmek istedik. Hiçbirinin daha önce kullanmadığı, belki de karşılaşmadığı bazı programları onlara gösterdik. Türkiye'de bu alanda çalışmalar yapan Arda Yalkın ve Hande Şekerciler'den destek aldık. Onlar, sanatçılara 10 gün boyunca bilgisayar programlarını nasıl kullanacaklarını, bilgisayar destekli görüntü tekniklerini nasıl işleyebileceklerini, data görselleştirmesini nasıl yapabileceklerini öğretti."
- "Hedefimiz 'bir arada yaşama' temasını güçlendirmekti"
Kürkçü, atölyenin ilk iki gününde projelerin şekillenmeye başladığını aktararak, "Projeye katılan sanatçıların yeni bir şey öğrendikleri zaman aslında birbirleriyle daha kolay ilişki içine girebileceklerini düşündük. Zaten bizim Together projemizin temel hedeflerinden birisi sosyal uyum ve barışçıl olarak 'bir arada yaşama' temasını güçlendirmekti." dedi.
Proje katılımcılarını bulmak üzere mülteci sanatçıların yer aldığı bazı oluşumlara çağrı yaptıklarının altını çizen Kürkçü, şu bilgileri verdi:
"Başvurularda en dikkat ettiğimiz şey, katılımcıların sanat, tasarım veya mimarlık fakültelerinden mezun olmasıydı. Gerçekten profesyonel eğitim almış sanatçılara yönelik bir çalışma yapmak istedik. Onların ileride sanat hayatına devam edebilmesi adına da destek vermek istiyoruz. Bu anlamda çalıştay boyunca bazı söyleşiler de gerçekleştirdik. Sanat yöneticisi Saliha Yavuz, 'Bir sanatçı olarak İstanbul'da var olmak', 'Sanatçı hakları', Sanat eseri ve telif hakları' gibi çeşitli konularda katılımcılara bilgi verdi."
Kerim Kürkçü, geçmişe kıyasla bir sanat eseri üretirken malzemelerin daha farklılık göstermeye başladığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bugün sanatçılar yağlı boyadan kopup, yazılımlar kullanıyor. Artık bir sanatçının fırçası 'mouse'u olmaya başladı. Biz de bu anlamda projenin bu ayağını yeni medya alanı olarak belirledik. Atölyede ilk başlarda sanatçılar yeni bir program ve arayüzle karşılaşıyorlardı. Zorlanır mıyız diye düşünmüştük. Aslında bilgisayar programlarına hakim olmanın dışarıdan göründüğü kadar zor olmadığını fark ettik. Burada programı kullanmayı değil, kullanabilmek için nereden bilgi edinebileceklerini öğrendiler. Böylece oluşan sorunlarla nasıl baş edebileceklerini ve nasıl çözeceklerini görmüş oldular. Ayrıca birlikte çalışmaları onlara cesaret ve sosyal uyum tecrübesi kattı."
- "Sanatçı dünyanın neresinde olursa olsun yaratıcı ve hayal gücü olan insandır"
"Digigether" çalıştayında genç sanatçılara eğitim veren ve yeni medya sanat yapıtlarıyla tanınan "ha:ar" ekibinden heykeltıraş Hande Şekerciler de yeni medya malzemelerinin sanatta yeni ifadeler oluşturma imkanı sunduğunu ifade etti.
Şekerciler, atölyede katılımcılarla ortak bir sanat dili kullandıklarını kaydederek, "Burada çalışırken aslında sanatçıların nereden geldiğinin bir önemi yok. Mülteci sanatçılar elbette olumsuz bir ortamdan çıkıp buraya geldikleri için tabii ki birtakım zorluklar yaşıyor ama çalışırken aramızda bir engel kalmıyor. Sanatçı olan biri dünyanın neresinde olursa olsun yaratıcı ve hayal gücü olan insandır." diye konuştu.
- "Görsel sanatlarla ilgilenenler dış dünyaya karşı korunmasızlar"
"ha:ar" ekibinden atölye eğitmeni Arda Yalkın ise Türkiye'de sanat eğitiminin konservatif olduğu yorumunda bulunarak, "Bu bakımdan özellikle görsel sanatlarla ilgilenenler, dış dünyaya karşı korunmasız. Yani sanat deyince resim, heykel akla geliyor ama aslında sanat o değil. Sanat yaratıcılık. Bu bilinç bizi çok korumasız bırakıyor, özellikle dışarıdaki dünyaya karşı. Bunu insanlar kırsın istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Proje kapsamında sanatçıların sergi için 6 ortak eser ürettiklerini vurgulayan Yalkın, şöyle devam etti:
"Eserlerden birisi insan bedeninin hareketlerini algılayan bir sensörle geliştirdiğimiz, bu hareketlerle empati kelimesinin yazılacağı interaktif bir çalışma. Bir diğerinde ise göçmen bir sanatçının videosunu çektik. Onu sanal bir karakterle interaksiyona sokarak, müzik temelli bir video hazırlayacağız. Ekibimizdeki çok yetenekli heykeltıraş bir arkadaşımız, beden hareketlerini heykele dönüştürecek. Bir sanatçımız da kendi yaptığı 2 boyutlu yağlı boya eserlerini 3 boyutlu modellemeye başladı."
Proje kapsamında hazırlanan sergi 19 Nisan'da açılacak ve 5 Mayıs'a kadar Uniq Gallery'de görülebilecek.