Artvin Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Burak Erdenir, Türkiye Cumhuriyeti'nin AB'ye üye olmak için çeşitli nedenleri olduğunu belirterek, "AB süreci Türkiye'nin modernleşme sürecini sağlayan bir itici güç olduğu için önem arz ediyor" dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın himayesinde, AB Bakanlığı tarafından yürütülen, İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği'nce desteklenen "Türk Yerel Medyası AB Yolunda" projesinin yedinci ve son bölgesel toplantısı, Artvin'de DSİ 26. Bölge Müdürlüğü toplantı salonunda yapıldı.
Erdenir, burada yaptığı konuşmada, iki yıldır süren projede 800'e yakın medya mensubuna ulaştıklarını, projenin yerel medya mensuplarına ulaşma açısından çok büyük katkısı olduğunu söyledi.
AB sürecinin zor bir süreç olduğunu ifade eden Erdenir, "1959 yılından beri devam eden bir süreç içindeyiz. 1970 ve 1980 dönemlerinde ciddi bir zaman kaybı yaşadık. Özellikle 1970'lerde Türkiye'nin yaşadığı ekonomik sıkıntılar, Avrupa ülkelerinin yaşadığı petrol krizi, 1980'lerde ise siyasi krizlerimiz ciddi anlamda zaman kaybına yol açmıştır" diye konuştu.
Erdenir, AB'ye tam üyelik başvurusunun 1987 yılında yapıldığını anımsatarak, şöyle devam etti:
"2005 yılında müzakerelere başlandı ve müzakere süreci parlak gitmedi. Teknik olması gereken süreç siyasileştirildi. Türk insanı 50 yılı aşkın süredir süreçle alakadar ve artık tepkili. Geçen süreçte AB sürecine olan inanç değişmedi. Türkiye Cumhuriyeti'nin AB'ye üye olmak için çeşitli nedenleri var. AB süreci Türkiye'nin modernleşme sürecini sağlayan bir itici güç olduğu için önem arz ediyor. Bir başka nedenimiz de demokratikleşme. Türkiye kolay bir coğrafyada yaşamıyor. Siyasi tarihin son 50-60 yılının önemli olayları etrafımızdaki ülkelerde yaşanıyor. Bu coğrafyada tek başına demokratik bir hukuk devleti olma yolunda ilerleyen Türkiye Cumhuriyeti devleti için AB sürecinin büyük yararlarını gördük."
Sosyoekonomik dönüşüm olarak da üyelik için nedenler olduğunu dile getiren Erdenir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk insanının yaşam standartlarının yükseltilmesi gerekiyor. Bölge ülkelerine gidildiği zaman Türkiye'yi onlardan ayıran iki önemli unsur var. Biri cumhuriyetimizin olması, ikincisi de dönüşümü devam ettiriyor olmamız. Dönüşüm sürecinin devam etmesinde AB sürecinin büyük etkisi var. Ekonomik gerekçemiz de AB'nin bizim en büyük ticari ortağımız olmasıdır. Dış ticaret oranlarımız giderek artmaktadır. Türkiye'ye gelen yabancı yatırımcıların büyük çoğunluğu, Avrupa ülkelerinden gelen yatırımcılardır. AB'nin sunduğu ekonomik pazar çok büyük, bundan bizim vatandaşımız niçin yararlanmasın?"
- "Türkiye'nin kendi içine kapanma gibi bir lüksü yok"
Erdenir, Türkiye'nin 1970'lerde ve 1980'lerde ciddi sıkıntılar yaşadığını anlatarak, "1970'li yıllarda 70 sente muhtaçtık artık 1970'lerin, 1980'lerin Türkiyesi yok. Farklı bir noktaya doğru giden daha güçlü bir Türkiye var. Özellikle son 10 yılda ekonomik anlamda büyük bir gelişme içindeyiz. Türkiye, G-20 dediğimiz en büyük ekonomiler arasında bulunan gruba üye bir ülke. Bu da Türkiye'nin ağırlığını gösteriyor" dedi.
Bireyin artık kendini anlatmaya başladığı bir dönem içinde olunduğunu vurgulayan Erdenir, yeni anayasa çalışmalarında bu durumun gözüktüğünü söyledi.
Erdenir, Türkiye'deki değişimi AB ülkelerine de yansıtmanın gerekli olduğuna işaret ederek, "Bizim en büyük sıkıntı çektiğimiz alan, Avrupa'nın Türkiye'yi hala 1970'lerde, 1980'lerde sanıyor olması. Türkiye'yi ziyaret eden Avrupalıların yüzde 70'i Türkiye'nin üyeliğini desteklerken, ziyaret etmeyenlerin yüzde 30'u destekliyor. Demek ki kısa süreliğine de olsa ülkemizi ziyaret edenlerin görüşü değişiyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı olduğuna dikkati çeken Erdenir, "Biz güçlü bir ülkeyiz ama daha güçlü olmak, bu kıtanın geleceği hakkında karar verebilmek için bu süreç içinde olmak zorundayız. Türkiye'nin kendi içine kapanma gibi bir lüksü yok. Bu noktada Anadolu'daki medyaya büyük sorumluluk düşüyor. İlla ki süreci desteklemek zorunda değilsiniz ama doğru bilgileri aktarmak önemli. Neticede zaten kamuoyu kararını verecektir" diye konuştu.
- "Türkiye'nin üyeliği ile AB'nin ekonomik bütünlüğü daha da derinleşecek"
İngiltere Büyükelçiliği Müsteşarı ve Küresel İşler Daire Başkanı Peter Spoor, Türkiye'nin AB'ye girme sürecinin kolay ilerlemediğini belirterek, bunun toplumda hayal kırıklığı yaşattığını bildiklerini söyledi.
AB sürecinin Türkiye'nin demokratikleşme, şeffaflaşma ve zenginleşme süreci olduğunu anlatan Spoor, şunları kaydetti:
"Birleşik Krallık bu süreçte Türkiye'nin en önemli destekçisi ve savunucusu olmaya devam edecektir. Birleşik Krallık, Türkiye ve AB'nin birbirine bağımlı olduğuna inanıyor. Türkiye'nin üyeliği ile AB'nin ekonomik bütünlüğü daha da derinleşecek. AB'ye Ortadoğu'da ve ötesinde stratejik konularda daha yakın çalışma imkanı verecek. Bu da hem Türkiye'nin hem de AB'nin bölgedeki etkisini büyük ölçüde artıracaktır."
İki gün sürecek seminer kapsamında AB Bakanlığı temsilcileri, düzenlenecek konferanslarda medya çalışanlarına bilgi aktaracak.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz