Türkel, genel grevin koşullarının oluşmak zorunda olduğunu belirterek, TEKEL işçisi Ankara'da Sakarya'da 10 bin kişi olduğu gün diğer sendikaların binlerle geleceğini kaydetti.
TEKGIDA-İŞ Genel Başkanı Mustafa Türkel, ANKA’nın gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı. DİSK Genel Merkezi’nde 22 Şubat’ta yapılacak toplantıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkel, genel grevin koşullarının oluşmak zorunda olduğunu belirterek, TEKEL işçisi Ankara'da Sakarya'da 10 bin kişi olduğu gün diğer sendikaların binlerle geleceğini kaydetti. Türkel, "Diğer sendikalar da gelmeye başladığı gün Türkiye'de hayat durur. Koşullar oluşursa zaten size karar aldırırlar. Koşullar oluşmamışsa zaten alınan kararın altta uygulanma şansı yok. Oyalama yok, şu an yapılan en etkin eylem neyse konfederasyonlarımız bunu almaktan bir an bile tereddüt etmez. Nitekim 22 Şubat'ta çok önemli kararlar çıkacağına inanıyoruz" diye konuştu.
-"4\C İLK DEFA ÖRGÜTLÜ BİR YERE UYGULANMAK İSTEDİ"-
Türkel "4\C'ye bugüne kadar neden dava açılmadı" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bu güne kadar 4\C'ye gidenler örgütlü değildi. Bir şekilde umudunu yitirmiş, 90'lardan bu tarafa işleri iyi gitmemiş, özelleştirme sonrası tazminatını almış kişilerdi. Var olan sendikalılardan geçen yoktu. İlk defa TEKEL işçisine, sendikalı, örgütlü bir yere bu dayatma yapılıyor. Bu çok önemlidir. Dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, 'Danıştay iptal ederse işsiz kalırlar' dedi. Bu aba altından sopa göstermektir. 4\C'ye geçmiş olanları da siz de işsiz kalabilirsiniz diye tahrik etmektir. Çalışma Bakanı Muz Cumhuriyet'nin Çalışma Bakanı mıdır? O'nu orada da oturtmazlar. Onların sorunu anayasal sorumlulukların gereğini yerine getirmektir. 30 bin kişi işsiz kalırsa 30 bin kişi gelir Ankara'ya oturur ve sorunu çözer. 4\C'yle ilgili ilk defa kitlesel ve örgütlü bir yapıya uygulanmak istendiği için ve onun örgütü bu işi organize ederek, Danıştay'a başvuruyor. Pazartesi günü 4\C'yle ilgili davayı biz açıyoruz."
-"POLİS MÜDAHALE EDERSE DÜNYANIN VİCDANI HAREKETE GEÇER"-
Türkel, polisin ay sonunda eylemdeki işçilere müdahalesine ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
“Abdi İpekçi'de bize müdahale ettiler. Türkiye'nin vicdanını harekete geçirdiler. Sakarya'da müdahale ederlerse dünyanın vicdanını harekete geçirirler. Asla müdahalelere ve şiddete, şiddetle karşılık vermeyeceğiz. Gandhi modelimizi uygulamaya devam edeceğiz. Polis çadırları yıkacak, onların müdahalesi o. Çantalarımızı alırız. Çadırların daha güzellerini yapacağız. Çadırlara su sıkıp kullanılmaz hale getirecekler. Biz bu sefer daha güzel ve tek tip yapacağız."
-"AVRUPA'NIN DESTEĞİ YETERLİ"-
Türkel, Avrupa'nın desteğini yeterli gördüğünü kaydederek, Avrupa'nın desteğini Türkiye sendikal hareketine ve emek dünyasına verilen en önemli destek olduğunu belirtti. Türkel sözlerini şöyle devam etti:
"Biz Avrupa için ne yaptık. Yunanistan'da Fransa'da genel grevler oldu. Bir temsilci mi gönderdik. Tüpraş'lar, Petkim'ler, SEKA, ET BALIK Kurumu giderken biz ne yaptık? Dün onlar için bir şey yapmayanların bugün başkalarından yardım talep etme hakkının vicdani boyutunu herkesin iyi tartmasını istiyorum. Başta Türk-İş olmak üzere uluslararası dayanışmayı yok sayan bir sendikal anlayışın hakim olduğu Türkiye'de istisnaları bir tarafa koyarak, dünyanın herhangi bir tarafındaki işçi hareketine başarı mesajı çekmeyi bile aklına getiremeyen sendikal anlayışın dış dünyadan ne beklemeye hakkı var? Buna rağmen Türk-İş'e geldiğimden bu tarafa Avrupa ile ilişkileri olabilecek en üst düzeye taşımaya çalışıyorum."
-"BAŞBAKANA YALAKALIK YAPAN SENDİKALAR VAR"-
Türkel, önümüzdeki hafta Avustralya'da ve Almanya'da kitlesel yürüyüşler yapılacağını kaydederek, maçlarda açılan pankartları, Büyükelçilik ve konsoloslukların önünde siyah çelenklerle yapılan protestoları anımsattı. Türkel, şöyle devam etti:
"Biz bunları bir gün yapmadık. O yüzden ben bu desteği olabilecek en iyi destek olduğunu düşünüyorum. Halkın verdiği desteğin de en üst düzeyde destek olduğunu düşünüyorum. Bir istisna var. Evet bazı sendikalarımızın sınıfta kaldığını söylemek istiyorum. Başbakan o gün 'Türk-İş bile bu o olayı sahiplenmiyor' dedi. Orada Türk-İş'e bağlı bazı sendikalar bile bu işi sahiplenmiyor deseydi daha doğru olurdu. Hala Sayın Başbakana yalakalık peşinde koşan sendikalar var."
-"BELEDİYELER BİZ HAZIRIZ GEREĞİNİ YAP DİYECEKLER"-
Belediyelerin TEKEL işçilerini istihdam etme gibi bir yaklaşımları olacak mı? sorusuna, Türkel, şöyle yanıt verdi:
"Sayın Başbakan önce 'belediyeler alsın' dedi. Sonra 'Arsaları ne için kullanacaklarını sorarız' dedi. Sayın Başbakan bir gaf yaptığını anladı. En hafif deyimle Sayın Başbakanın samimi olmadığını söyleyeyim. Çünkü belediyelerin vizesi İçişleri Bakanlığı aracılığıyla Maliye Bakanlığı'ndan geçiyor yani bir tane bile işçi alamıyor. Sayın Başbakan bu imkanları sağlarsa, arkadaşlar Diyarbakır Belediyesini ziyarete gitti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı 'Bunu değerlendirmemiz lazım' dedi. Sayın Başbakan o zaman Tokat'taki kendi belediye başkanına söylesin. O da AKP'li. Niye muhalefeti yönlendiriyor bu konuyla ilgili. Tabi burada ne kadar samimiler o tartışılır ama, belediye başkanlarımız da bu bir kaç gün içinde açıklamaları peş peşe yaparak 'Biz hazırız gereğini yap' diyeceklerini sanıyorum.
Türk-İş Mali Sekreteri Ergün Atalay'ın sözleri için Türkel o sözleri kendilerinin de hep söylediğini ifade etti. Türkel, "Özlük haklarımızla birlikte nereye isterseniz oraya gideriz. Başbakan gitmezlerse demiş. Gitmezlerse çıkarırsınız" diye konuştu.
ANKA