Türker: İki Hakimin Tutuklanmasının Türkiye’Ye Maliyeti Yüksek Olacak

Hasan BÖLÜKBAŞ/AKSARAY, Seçim çalışmaları çerçevesinde Aksaray’a gelen ve parti il binasında milletvekili adaylarını tanıttıktan sonra gündem ile ilgili açıklamalarda bulunan DSP Genel Başkanı Masum Türker, Samanyolu Yayın Grubu Genel Müdürü Hidayet Karaca ve 63 polis hakkında tahliye kararı veren eski 29'uncu Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik ile 32'nci Asliye Ceza Hakimi Mustafa Başer’in ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanması ile ilgili süreci değerlendirdi.
HSYK YANLIŞ YAPTI
İki hakimin tutuklanmasının Türkiye’de yargıyı çökerttiğini ifade eden Türker, "Hakimler hangi gruba, hangi cemaate ve ilme bağlı olursa olsunlar aldıkları yanlış kararları düzeltecek hukuk sistemi içinde mekanizma var. Yani bu hakimlerin aldığı kararı hangi mahkemenin düzelteceği yazılıdır. Ama maalesef şu anda yaşanan o ki, sanki yargı bir tarafta belli bir cemaate mensup kişilerden oluşuyor, bir taraftan da hükümetin emrinde kişilerden oluşuyor. Bir cemaate mensup olmak da yanlıştır, hükümetin emrinde olmak da yanlıştır. Biz bu iki hakimin, bugüne kadar hüküm gören bütün hakimlerin kimsenin güdümünde olmadığını kabullenemeyiz, kabul edilemez. Bu iki hakimin tutuklanmasının ilerde Türkiye’ye maliyeti yüksek olacaktır. Türkiye’de yargının ve hukukun güvenliğini sarsan bir davranıştır. Bu konuda HSYK çok büyük yanlış yapmıştır" dedi.
AĞIZDA SAKIZ YAPILMASI KABUL EDİLEMEZ
Yaşananlardan yargının olumsuz etkilendiğini de ifade eden Türker, şunları söyledi:
"Bizim hukukumuza göre yargının bağımsızlığı demek, bir hakimin aldığı karar yanlış bile olsa anayasal teminat altında olması demektir. Bu Türkiye’nin şu anda nasıl bölünmüş olduğunu, nasıl ayrıştığını, yönetimde nasıl farklı yaklaşımların olduğunu ortaya koyuyor. Bize göre bu yapılan yanlışın derhal düzeltilmesi gerekir. Hakimleri açığa alabilirsin, ama hakimleri tutuklamak ve onları bir örgüt mensubu gibi göstermek Türkiye Cumhuriyeti’nin temel dayanaklarından biri olan yargının bağımsızlığını ve yargının Türk Milleti adına kullanılması olgusunu maalesef ciddi bir şekilde olumsuz etkilemiştir. Bu konu daha mürekkepleri kurumadan Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Başbakan yardımcılarının ya da bazı bakanların ağzında sakız yapılması da kabul edilebilecek bir durum değildir. Hele hele bu seçim döneminde vatandaşlarımızın bu durumu çok iyi değerlendirmesi gerekir. Türkiye’de son 10 yıldır hukuk artık yok olmakta, yerine güçlüler adına karar vermeyi sağlayan kanun devletine dönüşmekteyiz."
CHP İLE YOĞURT YİYİŞİMİZ FARKLI
CHP ile neden ittifak yapmadıkları sorulan Türker, "1999 yılında biz iktidar olurken CHP barajın altında kaldığında ‘Dönün. Siz kapatın’ dedik mi onlara. CHP’li belediyelere gelin bizim partimize geçin diyeceğimize onlara yardım ettik. Onların parlamentoda milletvekili yok diye belediyelerinin sorunlarının çözümü için yardım ettik. Yani siyasi faaliyette bizim CHP ile yoğurt yiyişimiz farklı. CHP’nin şimdi yaptığı açıklamalarına baktığımızda şu anda gördüğümüz kadarıyla HDP ile de koalisyon kurabilecekler. AK Parti ile de koalisyon kurabilecekler. Ama bizim yolumuz Atatürk’ün yoludur" dedi.