HABER

"Türkiye, 2023'te çok üreten, ürettiğini ihraç eden ülke olacak"

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal: - "Türkiye, 2023'te daha çok üreten, ürettiğini ihraç eden, dışa açık, kurallı serbest piyasa ekonomisinin daha da güçlendiği, demokrasinin kurumsallaştığı bir ülke olacak" - "Türkiye, 2030'da BM tarafından kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri konusunda uluslararası alanda başarı örneği oluşturan bir ülke olacak" - "Sağlıkta dönüşüm programı sayesinde Türkiye, sağlıkta erişimde bugün Dünya Sağlık Örgütünce diğer ülkelere örnek gösterilen bir ülke" - "Eğitimde tekli eğitim sistemine geçme gibi bir hedefimiz var. İnşallah 11'inci Kalkınma Planı döneminde bu hedefi gerçekleştirmiş olacağız"

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) - BETÜL YÜRÜK - Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, Türkiye'nin 2023'te daha çok üreten, ürettiğini ihraç eden, dışa açık, kurallı serbest piyasa ekonomisinin daha da güçlendiği, demokrasinin kurumsallaştığı bir ülke konumunda olacağını ifade etti.

Yoksulluğu ortadan kaldırmak, dünyayı korumak, tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için Birleşmiş Milletler (BM) tarafından belirlenen ve küresel hedefler olarak da bilinen "2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri"nin 10 yıl gibi bir sürede gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği tartışılırken, 4 yılda iki kez gönüllü rapor sunan Türkiye, ''uluslararası alanda başarı örneği oluşturan bir ülke olmayı'' hedefliyor.

Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında BM Genel Merkezi'nde düzenlenen Yüksek Düzeyli Siyasi Forum'da, ''Gönüllü Ulusal Gözden Geçirme Raporu'' sunan ülkeler arasında Türkiye de yer aldı.

Türkiye'nin ikinci Gönüllü Ulusal Gözden Geçirme Raporu'nu Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal sundu.

Ağbal, AA muhabirine, söz konusu rapora ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin 2015'te dünyadaki tüm ülkelerin liderlerinin ortaklaşa belirlediği 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine bağlılığını her zaman sürdürdüğünü belirten Ağbal, BM'nin 2015'te 17 hedef belirlediğini ve üye ülkelerin her birinin bu hedefleri yakalama konusunda çaba gösterdiğini söyledi.

Ağbal, Türkiye'nin de gerek bu hedeflerin oluşmasında gerekse bunların takip edilmesinde büyük kararlılıkla hareket ettiğini vurguladı.

- "Türkiye, ilerleme sağlama noktasında büyük kararlılığa sahip"

Türkiye'nin 2016'da birinci Gönüllü Ulusal Gözden Geçirme Raporu'nu sunan az sayıda ülkeden birisi olduğuna işaret eden Ağbal, "Bu yıl da ikinci gözden geçirmeyi yaptık ve bunu çok önemsiyoruz çünkü gönüllü gözden geçirme noktasında rahatız, yaptıklarımız çok." dedi.

Ağbal, birçok alanda 2015'te belirlenen hedeflere ulaşma konusunda önemli ilerlemeler sağlandığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Dünkü sunuşumuzda üye ülkeler olarak son 4 yılda yaptıklarımızı ve bundan sonra yapacaklarımızı anlattık. Bu raporda temel mesajımız şu oldu; 'Türkiye 2030'a kadar olan dönemde 2015'ten itibaren sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin her alanında hem politika düzeyinde hem kurumların bu işi sahiplenmesi noktasında hem de gerçek ilerleme sağlama noktasında büyük bir kararlılığa sahip."

- "Dün bizim için gurur verici bir gündü"

Türkiye'nin 11'inci Kalkınma Planı'nın ekonomik anlamda yapısal dönüşümü sağlamaya dönük çok sayıda hedef ve politika içerdiğini belirten Ağbal, bu planının hazırlıklarında sürdürülebilir kalkınma hedeflerine özel bir önem verildiğini vurguladı.

Ağbal, bütün politika alanlarında bu hedefleri gözeterek politikalar oluşturduklarını, eğitimden sağlığa, şehirleşmeden yoksulluğun azaltılmasına kadar birçok alanda ilgili kuruluşlarla çalışarak, kalkınma planına bunları yerleştirdiklerini anlattı.

Türkiye'nin 2015'ten bu yana yaptığı çok sayıda faaliyetle 2030 hedeflerine yaklaşmada önemli çabalar gösterdiğini dile getiren Ağbal, "Onun için dün bizim için gurur verici bir gündü. Birçok ülkeden de takdir toplayan bir çalışma oldu. Bundan dolayı da ayrıca memnunuz." diye konuştu.

- "3 bini aşan STK, şirket ve kişiden görüşler alındı"

Ağbal, sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında, Ulusal Gözden Geçirme Raporu'nun hazırlanma sürecine değinerek, bu sürece sivil toplum örgütlerini de dahil ettiklerini, uluslararası kuruluşlarla yakın temasta bulunduklarını ve yerel idareleri bu sürecin parçası haline getirdiklerini kaydetti.

Bireyler ve şirketlerin de bu anlamda çalışmaya destek verme imkanı bulduğunu ifade eden Ağbal, şunları söyledi:

"Sürdürülebilir kalkınma alanında yaklaşık 3 bini aşan STK, şirket ve kişiden görüşler alındı. Yeni bir portal oluşturarak bu portal üzerinden sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun projesi olanların projelerini derleme imkanına kavuştuk.

Bütün bunları yaparken sürecin her aşamasında tam bir katılımcı anlayışla hareket edildi. Bu hem çalışmanın sonuçlarına yansıdı hem de Türkiye'nin sunduğu bu rapor tam da BM'nin beklediği anlamda katılımcı anlayışla hazırlandı."

Ağbal, son 4 yılda yapılanlar ve bundan sonra yapılması gerekenlerle ilgili bir envanter çalışması yapıldığını belirterek, "Türkiye, buradan bir taraftan kazanımlarını raporladı bir taraftan da ileriye dönük 2030 hedeflerine ulaşmak için yapılması gerekenleri paylaştı." dedi.

Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri alanında her konuda ilerleme kaydettiği bir dönemi yaşadığını dile getiren Ağbal, en fazla ön plana çıkan konunun ise yoksulluğun azaltılması olduğunun altını çizdi.

- "Türkiye, mutlak yoksulluğu sıfırlayan bir ülke konumuna geldi"

Ağbal, AK Parti iktidara geldiğinde, Türkiye'de mutlak yoksulluğun hala bir gerçeklik olduğu değerlendirmesinde bulunarak, "Ama ilk yıllardan itibaren ekonomide sağlanan olumlu gelişmeler, sosyal alanda hükümet olarak alınan birçok karar ve uygulama neticesinde bugün Türkiye, mutlak yoksulluğu sıfırlayan bir ülke konumuna geldi." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bu anlamda mutlak yoksulluğun yaşanmadığı bir ülke noktasında olduğunu vurgulayan Ağbal, şöyle devam etti:

"Bu da bizi çok memnun eden bir gelişme. Son 17 yılda Türkiye ekonomisi yılda ortalama yüzde 5,5 büyüdü. Bu uzun dönem ortalamalarıyla karşılaştırıldığında son derece önemli. Türkiye, bu dönemde hem ekonomik olarak büyüdü hem de bu büyümeden bütün sosyal kesimler pay aldı. Dolayısıyla mutlak yoksulluğun ortadan kaldırılmasının en önemli sebeplerinden biri de oluşan refahın adil şekilde paylaşılması oldu."

- "Dünya Sağlık Örgütünce diğer ülkelere örnek gösterilen bir ülke"

Ağbal, Türkiye'nin sağlık alanında da uluslararası bir başarı oluşturduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Sağlık da uluslararası sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde önemli bir yer tutuyor. Son 17 yılda sağlıkta dönüşüm programıyla Türkiye sadece kendi içinde değil, uluslararası alanda da sağlık alanında çok önemli değişim ve dönüşümü gerçekleştirdi. Sağlıkta dönüşüm programı sayesinde Türkiye, sağlıkta erişimde bugün Dünya Sağlık Örgütünce (DSÖ) diğer ülkelere örnek gösterilen bir ülke.

Bir taraftan vatandaşlarımızın her aşamada sağlık hizmetlerine erişimini sağlayacak önemli adımları bu dönemde attık. Özellikle koruyucu sağlık hizmetleri anlamında çok önemli ilerlemeler kaydedildi. Son dönemde artık sağlık konusunda yoğunlaştığımız alan sağlık hizmetlerinde kalitenin artırılması, özellikle hastaların hastanede yatış hizmetine ilişkin olmak üzere nitelikli odalardan tutun da şehir hastanelerine kadar birçok projeyi uygulamaya koyduk."

Bunların Türkiye'yi sağlık hizmetleri alanında uluslararası karşılaştırmalarda ön plana çıkardığını belirten Ağbal, "Bu dönemde gerek doğumda beklenen yaşam süresinin hızla yukarı çıkması gerekse doğumdan sonra ilk bir yılda ölen çocuk sayısının önemli ölçüde azalması, yine aynı şekilde doğum yapan kadınlar açısında da uluslararası göstergelerde çok önemli ilerlemeler kaydedildi." diye konuştu.

- "Tekli eğitim sistemine geçme gibi bir hedefimiz var"

Türkiye'de eğitim alanında yapılan çalışmalara da değinen Ağbal, bu konuya çok önem verdiklerini, 2000'li yılların başından itibaren başta kız çocuklarının okula erişimi olmak üzere, eğitim alanında çok önemli atılımlar gerçekleştirdiklerini söyledi.

Ağbal, özellikle kırsal kesimde yaşayan kız çocuklarının, görece yoksulluk içinde olan ailelerin çocuklarının okula erişimini sağlamak üzere birçok sosyal programı hayata geçirdiklerini anlattı.

Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma oranında da önemli bir artış sağlandığına dikkati çeken Ağbal, "Eğitimde 'tekli eğitim sistemine' geçme gibi bir hedefimiz var. İnşallah 11'inci Kalkınma Planı döneminde bu hedefi gerçekleştirmiş olacağız. Yine 11'inci Kalkınma Hedefi Planı döneminde, okul öncesi eğitimin 5 yaşa indirilmesi ve bununla ilgili tüm milli eğitim yatırımlarının yapılmasını öngörüyoruz." dedi.

- "Türkiye, Avrupa'da en fazla yenilenebilir enerji yatırımı alan ülke oldu"

Ağbal, yenilenebilir enerji konusunda da Türkiye'de son yıllarda büyük bir ilerleme kaydedildiğini söyledi.

Geçen sene Türkiye'nin, Avrupa ülkeleri içinde en fazla yenilenebilir enerji yatırımı alan ülke olduğunu anımsatan Ağbal, "Bu da Türkiye olarak yenilenebilir enerjiye ne kadar önem verdiğimizi gösteren önemli bir gösterge. Türkiye'nin bu alanda potansiyeli, uygun yatırım ortamı var. İnanıyoruz ki yenilenebilir enerji konusunda Türkiye, önümüzdeki yıllarda daha da büyük ilerleme gerçekleştirecek." ifadelerini kullandı.

Ağbal, şehirleşme alanında da metro hatlarına ve raylı sistemlere önemli bir yatırım yapıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"2023'te Türkiye daha çok üreten, ürettiğini ihraç eden, dışa açık kurallı serbest piyasa ekonomisinin daha da güçlendiği, demokrasinin kurumsallaştığı bir ülke olacak. Aslında bütün bunlar sürdürülebilir kalkınma hedefleri bakımından da son derece önemli. Bu açıdan 11'inci Kalkınma Planı'nı bir taraftan her alanda gelişmesi için önemli bir itici pusula olarak değerlendirirken diğer taraftan da Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmada bize önemli bir yol gösterici olacağına inanıyoruz.

Ben inanıyorum ki, Türkiye, 2030'da BM tarafından kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri konusunda uluslararası alanda başarı örneği oluşturan bir ülke olacak. Bunu da hep beraber yapacağız vatandaşlarımız ve sivil toplum örgütlerimizle, siyasal partilerimizle çünkü bu insanlığın ortak hedefleri belli bir ülkeye, coğrafyaya ya da kesime hitap eden hedefler değil."

En Çok Aranan Haberler