Bakan Şimşek, Türkiye’nin AB için bir yük, bir eksi değil tam aksine çok önemli pozitif bir değer olduğuna dikkat çekti.
İzmir Valisi Cahit Kıraç’ı ziyaret eden Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, EXPO 2020 çalışmaları hakkında brifing aldı. Ziyaretin ardından, gazetecilere açıklamalarda bulunan Şimşek, hükümet olarak EXPO 2020'nin İzmir'de yapılması için her türlü desteği verdiklerini söyledi.
Maliye Bakanı olarak, şahsen gittiği ülkelerde İzmir’in adaylığını gündeme getirerek destek isteyeceğini ifade eden Şimşek, fırsat bulması halinde EXPO adaylığı için kritik önemi olan ülkelere özel ziyaretlerde bulunacağını dile getirdi.
İzmir Valisi Kıraç da EXPO 2020'nin bütçelendirilmesi için Bakan Şimşek'ten büyük destek gördüklerini belirtti. Kıraç, “EXPO konusunda yapacağımız çalışmaları sayın bakan ile paylaştım. Bakanlık olarak ilişkili oldukları ülkelerde lobi faaliyetleri yapmalarını arz ettik. Sayın bakanımız da memnuniyetle kabul etti.'' dedi.
Bakan Şimşek, valilik ziyareti ardından AK Parti İl Başkanlığı’na geçti. Burada gazetecilerin ekonomiyle ilgili sorularını yanıtlayan Şimşek, Türkiye’nin dünyada giderek söz sahibi olmaya başladığını ve marka değeri yükselen bir ülke olduğunu belirtti. Özellikle Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin sadece Türkiye’yi değil, dünyanın makro ekonomik görünümünü olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Şimşek, “Avro bölgesindeki borç krizi güven krizine dönüşmüş durumda. Avrupa Birliği’ndeki bu kiriz sadece Türkiye ekonomisini tehdit etmiyor, aslında dünya ekonomisinin görünümünü tehdit ediyor. Dünya ekonomisi potansiyelin altında büyüyorsa, bunun en önemli sebeplerinden biri AB’de yaşanan borç krizidir.” diye konuştu.
Avrupa’nın, Türkiye için önemine değinen Bakan Şimşek, “Avrupa, hala bizim en büyük ticari partnerimiz. AB, eskiden ihracatımızın yüzde 58-59’una tekabül ediyordu. AB, Türkiye’ye gelen turistlerin üçte ikisinin kaynağı.” şeklinde konuştu. 2011 ve 2012 yıllarının, AB’de yaşanan krizin derinleştiği tarihler olarak açıklayan Bakan Şimşek, şöyle konuştu: “Avrupa bölgesi büyümüyor, küçülüyor. Türkiye, Avrupa ile son yıllarda arayı o kadar hızla kapatıyor. Eskiden ‘Türkiye çok fakir, birliğe alırsak sıkıntı yaratır’ diyorlardı. Türkiye, hızla arayı kapatıyor. Altyapıda, eğitimde, her alanda demokratik standartlarda hızlı bir şekilde reformları ülkemize kazandırdık. Avrupa Birliği'nin, Türkiye açısından önemli bir bölge olduğu kanısındayım.” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa Birliği ile ilişkileri önemsediğini de vurgulayan Şimşek, “Müzakere süreci her ne kadar hızlı ilerleme kaydetmiyorsa da önemsiyoruz. Bizim için önemli olan Türkiye’nin hızlı reformdan geçiyor olması. Türkiye, bu değişimi başarıyla götürürse zaten AB için biz vazgeçilmez bir değer haline geliriz. Şu anda bile AB yavaş yavaş bunu idrak etmeye başladı. Türkiye, AB için bir yük, bir eksi değil tam aksine çok önemli pozitif bir değerdir. Güç katacak bir ülkedir.” diye konuştu. Türkiye’nin, son 10 yılda Ortadoğu ve Afrika açılımlarıyla AB krizinin yansımalarını sınırladığını da kaydeden Şimşek, Ortadoğu ve Afrika’ya ihracatın artması sayesinde Türkiye ekonomisinin küçülmediğini vurguladı. Küresel krizden Türkiye’nin minimum etkiyle çıkabilmesi için hükümet ve Merkez Bankası olarak uyum içerisinde çalıştıklarının altını çizen Şimşek, “Muhalefeti dinlerseniz hangi ülkeden bahsettiğini anlamak zor oluyor. Türkiye’nin başarısı ortada. Küresel kriz sonrası dönemde çok güçlü bir performans gösterdi. İstihdamda başarılı büyüme ve refah artısında başarılı güçlü bir siyasi irade var.” şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, Doğal Yaşam Parkı’nın gişelerinde elde edilen tahsilat gelirine ilişkin kurumlar vergisi tahakkuk edilmesine ve belediyeye gönderilen vergi denetçilerine tepki gösterdiğinin hatırlatılmasına Bakan Şimşek, şöyle cevap verdi: “Açıklamaları bilmiyorum ama polemiğe girmeyi istemem, Maliye Bakanlığı olarak belediyelerimize ayrım göstermeden her türlü desteği verdik, vermeye devam edeceğiz. Diyarbakır’a o parayı veriyorsak, İzmir’e, İstanbul’a da o parayı veriyoruz. Ticari faaliyet söz konusuysa Maliye Bakanlığı’nın oradan pay istemesi kadar doğal bir şey yok. Çok yanlış bir yaklaşım, Maliye Bakanlığı bunu her yerde yapıyor. Ankara’da da aynısı vardır. İzmir’e yönelik ayrı bir uygulama değil, olamaz da, siyasi kamuoyunu etkilemek için yapılmış beyanatlar olarak görüyorum.
(CİHAN)