YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Türkiye-AB Ilişkilerinin 50. Yılında Çocuk Haklarında Neredeyiz" Konferansı

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi avukat Türkay Asma, Türkiye'nin çocuk haklarının korunmasında çok da iyi konumda

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi avukat Türkay Asma, Türkiye'nin çocuk haklarının korunmasında çok da iyi konumda olmadığını, hukuki alanda maddelerin belirlenmesine rağmen uygulamada sıkıntılar yaşandığını söyledi. Akdeniz Üniversitesi Avrupa Birliği Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu Konferans Salonu'nda "Türkiye-AB ilişkilerinin 50. yılında çocuk haklarında neredeyiz?" konulu konferans düzenlendi. Konferansta, "Türkiye’de ve uluslararası mevzuatta çocuk haklarının hukuki konumu" hakkında sunum yapan avukat Türkay Asma, çocukların birey olarak yetiştirilmesi gerektiğini ancak şu ana kadar çocukların böyle yetiştirilmediğini belirtti. Herkesin sözde ırk, cinsiyet, dil, din, inanç, siyasi görüş, renk ayrımı yapmadığını ifade ettiğini ama uygulamada bu ayrımların yaşandığını öne süren Asma, "Bir veli, okulda çocuğunun yanına engelli bir çocuğun oturmasını istemiyor ya da bir öğretmen sınıfında engelli bir çocuk istemiyor, onunla daha çok meşgul olmak zorunda kaldığını ve bunun da sınıfın seviyesini düşürdüğünü öne sürüyor. İşte ayrımcılık. Kimse ayrımcılık yapmadığını söylüyor ama uygulamalar bunu göstermiyor" dedi. Asma, bir sınıfta güzel giyinen, konuşması düzgün bir çocukla şiddet eğilimi bulunan, kaba, kıyafeti düzgün olmayan çocuklara bakış açılarının çok farklı olduğunu kaydetti. Birey gibi yetiştirilmeyen, şiddet gören çocuklarda özgüvenin de yerleşmediğini öne süren Asma, "Yüz yıllık geleneklerimizi yıktığımızı söyleyemeyiz, 'çocuk dövülür, azarlanır, büyük korunur' bakışıyla hareket ediyoruz. Bu da çocukta şiddet eğilimi yaratıyor" diye konuştu. Türkay Asma, kararlarına saygı duyulmayan, kendi görüşleri alınmayan, başkaları tarafından alınan kararlarla hayatlarını sürdüren çocukların da yetişkin olduklarında başkalarının haklarına, kararlarına saygı duymayacaklarını belirtti. Çocuk haklarının da toplumda çok iyi korunmadığını öne süren Asma, çocuk haklarının korunmasında mahkemelerin, idari yapının, toplumun, yasama organlarının daha fazla duyarlı davranmaları gerektiğini bildirdi. Mahkemelerin, çocukların lehinde verdiği kararların bazı durumlarda devletin kurumlarınca uygulanmadığını ifade eden Asma, "Çocuk haklarının korunmasında çok da iyi bir yerde olduğumuzu söyleyemeyiz. Çocuk haklarının korunmasında maddeleri belirlemişiz ama uygulamıyoruz, sadece 'uyguluyormuş' gibi yapıyoruz" diye konuştu. İstismarların en ağırının cinsel istismar olduğunu ve birçok çocuğun da duygusal, fiziksel ve cinsel olarak istismara maruz kaldığını anlatan Asma, çocuklara özel yerlerinin ve bunlara başkaları tarafından herhangi bir müdahale yapılmaması gerektiğinin anlatılması gerektiğini bildirdi. Çocukların cinsel istismarı konusunda da hukuki açıdan boşluklar olduğunu ileri süren Asma, "Cinsel istismara uğrayan çocukların yargılanması konusunda hukuk fakültelerinde verilmiş bir ders yok. Bu nedenle avukatlarımız, hakimlerimiz ve savcılarımız bu konuda bilgisizler" dedi. Asma, mahkemelerde cinsel istismara uğrayan çocukların ifadelerine itibar edilmediğini, somut delil istendiğini, bu konuda delilin de ortaya çıkarılmasının zor olacağını vurguladı. - Hekimlerle hukukçuların ikilem yaşadığı konular Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk İzlem Merkezi Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Zerrin Erkol da çocuk haklarının korunması konusunda hekimlerle hukukçuların çelişkili durumlar yaşadıklarını öne sürdü. Merkeze gelen 451 çocuk vakasından 4'te birinin "gebelik" olduğunu anlatan Erkol, bir çocuğun da ikinci çocuğuna hamile olduğunu kaydetti. 18 yaşın altındaki bir çocuğun velisiyle hekime gitmesi, doktorun da müdahalede bulunurken ailesinin onayını alması gerektiğini belirten Erkol, şunları söyledi: "16 yaşındaki bir kız, hekime geliyor, erkek arkadaşıyla ilişkiye girdiğini söylüyor, hamile olup olmadığını öğrenmek ya da kürtaj olmak istiyor ama ailesinin haberinin olmasını istemiyor. Hekim, özel hayatın mahrumiyetini düşünerek ailesine haber vermeden işlemi yapıyor ama kızın gece başına birşey geldiğinde aile hastaneye gidince olayı öğreniyor ve hekime dava açıyor. Bazı hekimler ise 'küçük yaştaki kıza müdahale etmem' deyip aileye haber veriyor. Aynı çelişki hukukçularda da yaşanıyor, bazı hukukçular özel hayatın mahrumiyetini düşünüyor." Konferansta Gündem Çocuk Derneği'nden Doç. Dr. Arzu İçağasıoğlu Çoban ile Okan Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mesude Ata da sunum yaptı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler