İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bize her fırsatta demokrasi ve insan hakları karnesi düzenleyenler, bizi en ufak hadiselerden dolayı acımasızca eleştirenler, İsrail'in kameralar önünde işlediği cinayetlere sessiz kalırken, Afrika ülkeleri Filistin halkına ve Filistin davasına sahip çıktılar." dedi.
Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2. Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu'ndaki konuşmasında, Macaristan'a iki günlük yaptığı seyahati anımsattı.
Macarların, Afrika'da Macar Eximbank'ı ile Türk Eximbank'ının desteğinde, Afrika'daki dostlarla yatırımlara girme teklifi üzerine aynı düşüncede olduklarını belirterek, iki ülke Afrika'da yatırımlara girebileceklerini söylediklerini ifade eden Erdoğan, 320 kadar iş adamıyla yaptıkları toplantıda bu konuyu vurguladıklarını, Afrika'da ortak yatırımlara girme kararını aldıklarını söyledi.
Erdoğan, "Bize her fırsatta demokrasi ve insan hakları karnesi düzenleyenler, bizi en ufak hadiselerden dolayı acımasızca eleştirenler, İsrail'in kameralar önünde işlediği cinayetlere sessiz kalırken, Afrika ülkeleri Filistin halkına ve Filistin davasına sahip çıktılar. Afrika Birliği gibi bölgesel platformlar özellikle kıta genelinde demokrasinin, istikrarın ve güvenliğin korunması hususunda ciddi çaba sarf ediyor. Pek çok ülke darbecileri bağrına basarken Afrika Birliği tavrını hep demokrasiden ve hukuktan yana koydu." ifadelerini kullandı.
Afrika Birliği'nin, Batı Afrika'da iktidarın demokratik yollarla değişiminde öncü rol oynadığını dile getiren Erdoğan, Afrikalıların aynı insani ve ahlaki tavrı düzensiz göç meselesinde de sergilediğini anlattı.
Erdoğan, zengin batılı devletlerin, kapılarına sığınan mültecileri ölüme, açlığa ve yokluğa mahkum ederken, imkanları yok denecek kadar kısıtlı pek çok Afrika ülkesinin milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaptığını vurgulayarak, sanılanın aksine dünyada savaşların, çatışmaların ve göçlerin yükünü gelişmiş batılı devletlerin değil, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tıpkı 7 yıldır 3,5 milyon Suriyeliyi bağrına basan Türk milleti gibi Afrika halkları da paylaşmanın, maddi imkandan ziyade bir iman, bir anlayış, bir yürek meselesi olduğunu tüm dünyaya göstermişlerdir." diye konuştu.
- "Yerel farklılıklar, bölgesel dinamikler dikkate alınmıyor"
Erdoğan, sınırların, mesafelerin anlamını yitirdiği bir dönemden geçildiğini, bu sürecin adeta bir girdap gibi tüm ülkeleri ve milletleri içine aldığını kaydetti.
Küreselleşmenin, kültürel, sosyal ve bireysel olarak hayatın her alanında, menfi veya müspet ama bir şekilde hissedildiğini ve beraberinde standartlaşmayı da getirdiğini belirten Erdoğan, küreselleşme olgusunu kimi batı ülkeler ve küresel şirketlerin tek tipleşme olarak algıladığını, tek bir reçetenin, gelişme ve kalkınma modelinin, tek bir yönetim sisteminin kimi zaman tek bir mutfağın, kıyafetin, güzellik anlayışının diğer ülkelere dayatıldığını gördüklerini söyledi.
Erdoğan, genellikle yerel farklılıklar ve bölgesel dinamiklerin nazarının dikkate alınmadığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Her toplumun kendine ait hassasiyetlerine, değerlerine, tarihi ve kültürel özelliklerine yeterince kıymet verilmiyor. Hatta bu farklılıklar kimi zaman ortadan kaldırılması gereken bir tehdit, bir engel olarak görülüyor. Örneğin ekonominizi büyütmek istiyorsunuz, bu anlayışa göre tek çıkar yol egemenliğinizden taviz vererek alacağınız krediler ve onlara bağlı yönetim haritalarıdır. Milletinizi enflasyon yükünden kurtarmak istiyorsunuz, yine bu zihniyete göre uygulamanız gereken hazır reçeteler vardır. İstihdamı artırmak, sanayinizi güçlendirmek, tarımda, ticarette, turizmde, enerji ve madencilikte kendi imkanlarınızı harekete geçirmek isterseniz karşınıza hep belli kalıplar, belli sınırlar çıkar. Bu çevreler bilhassa savunma sanayi, ilaç, uzay teknolojisi ve bilişim gibi stratejik alanlarda tüketici konumundan üretici konuma geçmenizi asla istemezler. Ülkenizin yeraltı kaynaklarını katma değer üretecek şekilde işleyerek satmanıza da kesinlikle iyi gözle bakmazlar. Karşımda Afrika var. Afrika'nın altınları ne oldu? Elmasları ne oldu? Platinler ne oldu? Kromları ne oldu? Acaba bunları batıdan kimler gelip bir yerlere taşıdı. Hep gelişlerinin sebebi bu zenginlikleri alıp ülkelerine taşımak değil miydi? Yıllar yılı bunu yaptılar. Hala bunun anlayışı içerisindeler. Bunlar hiçbir zaman 'Biz kazanıyoruz, Afrikalı dostlarımız da kazansın' demediler. Enerji maliyetlerinizi düşürmek için nükleer güç santrali gibi kendilerinin yıllardır kullandığı bir teknolojiye sahip olmanızı hiç arzu etmediler, etmezler."
- "Afrika ülkeleri, hak etmedikleri bir muameleyle karşı karşıya"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı'nın tutumuna değinerek, "Sosyal ve siyasal alanda tek tip bir insan hakları tanımına, özgürlük ve demokrasi anlayışına tabi olmanızı şart koşarlar. 'Biz ne diyorsak öyle olacaksınız' derler. Yine bunlara göre küresel sistemde yer almanın tek yolu, tüm dünyanın kaderinin beş ülkenin iki dudağı arasına hapsedildiği mevcut düzeni, kayıtsız şartsız kabul etmenizdir." değerlendirmesinde bulundu.
Batının, adaletsizliklerin, zulmün, güvenlik ve istikrarı sağlamakla mükellef yapıların işlevsizliklerinin dile getirilmesinden hiç hoşlanmadığını ifade eden Erdoğan, "Şüphesiz bu baskılardan tek tipçi bu dayatmalardan birçok devlet nasibini alıyor. Bilhassa Afrika ülkeleri, asla hak etmedikleri bir muamele ile karşı karşıya bırakılıyor." dedi.
Ruanda'da 10 binler, 100 binlerin öldürüldüğünü, bunu hesabını kimsenin sormadığını dile getiren Erdoğan, "Onlara sorarsanız, Ruanda'ya gelenler, Ruanda'daki bu katliamları yapanlar, dünyanın en modern, en medeni ülkeleri. Somali'de, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde olduğu gibi sistemden kaynaklanan sıkıntıların bedelini çok ağır ve acı bir şekilde ödemeye mahkum edilmediler mi? Çekilen bunca acıya rağmen bu kardeşlerimize, kendi kaderleri, kendi gelecekleriyle ilgili söz söyleme hakkı var mı?" diye konuştu.
Benzer bir durumun, yeraltı zenginlikleriyle alakalı devam ettiğini aktaran Erdoğan, özellikle tarım alanlarının ve yeraltı kaynaklarının kullanımı konusunda çok ciddi bir adaletsizliğin söz konusu olduğunu söyledi.
Bunun el ele verilerek, ortak adımlar atarak giderilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Neyimiz var, neyimiz yoksa bunu birlikte üretelim, paylaşalım. Çoğu ülkede, ekonomide sömürge döneminden kalan çarpıklıkların giderilmesine müsaade edilmemektedir. Açık söylüyorum bunun adı neo-kolonyalizmdir. Bu klasik sömürgecilik düzeninin, modern dönemdeki uygulamasından başka bir şey değildir.
Hem Türkiye'nin hem de bugün burada bulunan pek çok Afrika ülkesinin tarihi, işte bu zulüm ve istibdat düzenine karşı ortaya konulmuş, düzenlemelerle doludur. Türkler ve Afrikalılar, hürriyetlerini belli güçlerin lütfuyla değil, ecdatlarının ve evlatlarının canıyla, kanıyla kazanmışlardır."
\
- "Bugünlere kirli pazarlıklarla değil, bedel ödeyerek geldik"
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz bugünlere kirli pazarlıklarla değil, bedel ödeyerek geldik. Hürriyetimizi birileri bize altın tepside sunmadı. Bilakis biz dişimiz, tırnağımızla kazandık. Bilakis biz dişimizle tırnağımızla kazanırken, geleceğimizi de yine onunla inşa ettik. Yenilmez denilen güçleri yenerek, bükülmez denilen bilekleri bükerek, kazanılması imkansız görülen nice mücadeleyi zafere taşıyarak, özgürlüğümüze yürüdük. Siyasi bağımsızlığımız için verdiğimiz mücadeleyi, şimdi ekonomik bağımsızlığımız için veriyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayi alanında önemli başarılara imza attıklarını, 15 yıl önce yüzde 80'leri bulan dışa bağımlılığı bugün yarı yarıya indirdiklerini söyledi.
Türkiye'nin, silahlı insansız hava araçları gibi pek çok modern silahı üretir hale geldiğini belirten Erdoğan, "Bir zamanlar stratejik ortaklarımızdan kalkıp da silahsız hava aracı istediğimiz zaman bize verdikleri cevap 'Kongre müsaade etmiyor' idi. Fakat kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Şimdi biz bunu üretiyoruz. Enerjide aynı şekilde dışa bağımlılığımızı düşürmek için nükleer güç santralleri dahil, farklı kaynakları şimdi biz devreye alıyoruz. Pazar çeşitliliğimizi arttırarak, sadece üretip satmak yerine uzun vadeli ortaklıklara gitmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
\
- "Ülkelerimizi kur baskısından kurtaralım"
Türkiye'yi, bilhassa da ticareti döviz kurunun getirdiği risklerden kurtarmak istediklerini ifade eden Erdoğan, "Artık tüm Afrikalı dostlarıma, kardeşlerime söylüyorum; yerli para, milli para ile gelin ortak iş yapalım diyorum. Ülkelerimizi kur baskısından, döviz baskısından kurtaralım diyorum. Bu adımı atmak durumundayız." dedi.
Son haftalarda yaşanan spekülatif saldırılar sonrasında bu meseleyi öncelikle gündemlerine aldıklarını anlatan Erdoğan, Rusya, Çin, İran gibi ülkelerle bir süredir yürüttükleri müzakerelerde belli oranda mesafe kaydettiklerini aktardı.
Süreç içinde bu noktada çok daha önemli başarılar elde edeceklerine inandığını belirten Erdoğan, sadece ana ticaret ortaklarla değil Afrika dahil, tüm ülkelerle milli paralar üzerinden ticareti geliştirmeye hazır olduklarını vurguladı.
Burada öncelikli sorunun zihniyeti değiştirmek, meselenin alternatif yollarının mümkün olduğuna inanmak olduğunu dile getiren Erdoğan, "Afrika'nın Madibası, Nelson Mandela'nın dediği gibi 'Çoğu zaman bizi korkutan ışık değil, içimizdeki karanlıktır', bunu bilelim." dedi.
Türkiye olarak ikili menfaatler temelinde, kazan kazan anlayışı içinde her türlü iş birliğine hazır olduklarını, süratle karanlığın aydınlığa dönüştürülmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Sizlerin, ülkelerimiz arasındaki iş birliğini derinleştirmek, yeni ufuklara taşımak için tüm gücünüzü harcayacağınıza inanıyorum." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu'nun, uzun soluklu bir beraberliğin dönüm noktalarından biri olmasını dileyerek sözlerini tamamladı.
\
- Notlar
Açılışa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Etiyopya Cumhurbaşkanı Dr. Mulatu Teshome, Ruanda Cumhuriyeti Başbakanı Edouard Ngirente, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Afrika Birliği Komisyonu Ekonomik İşler Komiseri Victor Harison, Pan-Afrika Ticaret Odaları Başkan Yardımcısı Melaku Ezezew de katıldı.
Konuşmaların ardından Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve DEİK Başkanı Nail Olpak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a günün anısına Piri Reis Pergeli takdim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Teshome ve Ngirente'ye hediyeler verirken, açılış etkinliğinde Afrika'da en fazla yatırım yapan firmalara ödülleri takdim edildi.
Afrika'da en çok destinasyona uçan THY'nin ödülünü, THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden aldı.
(Bitti)