Türkiye Ağabeylik Görevini Yeniden Ele Almalı

MÜSİAD Adıyaman Şubesi Başkanı Mehmet Dağtekin, Türkiye’nin yıllar önce bölgede üstlendiği ağabeylik görevini yeniden ele alabilmesinin çok yakın olduğuna inandığını söyledi.

Dağtekin, ülke içerisindeki barışın sağlanmasında Adıyaman’ın da aktif rol alabileceğini, PKK’nın silah bırakmasından, İsrail’in özrüne kadar yaşanan her şeyin, Türkiye’nin büyüdüğünün ve güçlendiğinin kanıtı olduğunu dile getirdi.

Dağtekin, “Türkiye’de son günlerde iki önemli konu gündemin en üst sıralarını meşgul etti. Bunlardan birincisi, terör sorunu. Bu sorun Türkiye’de etnik ayrışmaya vardırılacak boyuta getirildi. Bu sorundan dolayı yıllar yılı memleketimiz kan golüne çevrildi, bu da yetmezmiş gibi millet evlatları bu illet yüzünden yüz milyarca liralık milli servet ile birlikte toprağa verildi. Kadınlarımız dul, çocuklarımız yetim, analarımız evlat acısına gark oldu. İşte tam da bu noktada hükümetimizin kararlı duruşuyla, topyekun toplumsal talep örtüşünce, barış herkesin dilindeki en çok konuşulan sözcük oldu. Tarafları yürekten kutluyoruz. Adıyaman olarak da bu sorunun çözümü ile birlikte Adıyamanlı işadamlarımızın, doğu ile batı arasında köprü olma görevini sürdürmeleri noktasında elimizden geleni yapacağımız sözünü veriyoruz. Daha doğumuza yatırımlar yapmaları ve bu bakir alanda inşallah başarılı çalışmalarla memleketimizin doğusunun, güneyinin yeniden imar edilerek, hep birlikte yükselmemizin yaşandığı bir günü birlikte görürüz. Adıyaman olarak; mermer konusunda, demir madeni konusunda, petrol madeni konusunda özellikle de inanç turizmi ile Hz. Safvan Bin Muattal ile Menzilimizin değerinin bilindiği ve dünyanın sekizinci harikası olan Nemrut’un yer aldığı turizm alanında bir atak yaşayacağımız günlerin geç olmadığı kanaatindeyim” dedi.

Dağtekin, “Ülke gündemini meşgul eden bir diğer konu da İsrail devletinin, Mavi Marmara saldırısından dolayı özür dilemesidir. Ülkemizdeki barışın ilk adımlarının atıldığı günlerde ortaya çıkan yankıdan dolayı, 2010 yılından beri Mavi Marmara konusunda yaptığı büyük devlet hatasını kabul edip, özür dileyen ve bütün şartları kabul eden İsrail’in bu adımını ben şahsen iç barışımızın sağlanmasında atılan adımlara bağlıyorum ve bunun bu özürde etkili olduğuna inanıyorum. Evet, siz iç barışı sağlarsanız, siz kendi sorunlarını bitiren bir devlet görüntüsü verirseniz çevrenizde ona göre sizi konumlandıracağı yeri farklılaştırır. Türkiye köklü bir devlet geleneğinden gelen ve geçmişinde bölgede ağabeylik yapmış, görevini bihakkın yerine getirmiş olan bir kültürün, bir medeniyetin mirasçısıdır. Öyle inanıyorum ki biz aynı ivmeyi çok kısa zamanda yakalayacağız. Bu noktada dik duruşu ortaya koyan hükümetimize ve şahsında Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beye de teşekkür ediyoruz. Gerçekten dünya nezdinde özelliklede bölgemizde hiçbir konuda taviz vermez, boyun bükmez, geri adım atmaz diye bilinen İsrail’i bu şekilde Türkiye’nin istediği şartlarla birlikte özür dilemiş olması bizler açısından da tarihi bir dönüm noktasıdır. Türkiye ile birlikte bu İslam aleminin de makus talihinin değiştiğinin günüdür” şeklinde konuştu.