Bir yandan Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından beklediği desteği bulamadığı yönündeki eleştirileri ve Almanya'nın bazı şüphelilere sığınma hakkı vermesi ilişkilerde gerilim yaratmayı sürdürürken, diğer yandan da İncirlik askeri üssü meselesi ve Alman vatandaşlarının tutuklanması mevcut durumu daha da kötüleştiriyor.
Son olarak, Büyükada'da gözaltına alınan 10 insan hakları savunucusundan altısının mahkeme tarafından tutuklanması ve tutuklananlar arasında Alman vatandaşı eğitmen Peter Steudtner'in de bulunması, Berlin hükümetinin sert tepkisini çekti.
MERKEL: TAMAMEN HAKSIZ
Almanya Başbakanı Angela Merkel, tutuklama kararını 'kınadıklarını' ve Steudtner'in tutuklanmasının "tamamen haksız" olduğunu söylemişti.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de Türkiye'ye yönelik politikalarının "yeni bir yönde ilerlemesi" gerektiğini belirtti.
Almanya hükümeti ayrıca, Türkiye'ye seyahat edecek vatandaşlarına "dikkatli olmaları" uyarısı yaparken, devletin gelişmekte olan ülkelere doğrudan yatırım yapmak isteyen şirketlere uyguladığı yatırım garantisi uygulamasının kapsamından Türkiye'yi çıkarabileceğini açıkladı.
Türkiye ile Almanya arasında bir süredir sorun yaratan belli başlı bazı konular şunlar:
1. TÜRKİYE'DE ALMAN VATANDAŞLARININ TUTUKLANMASI
İki ülke arasında bu konudaki ilk kriz, Şubat ayında Alman Die Welt gazetesinin muhabiri Deniz Yücel'in tutuklanmasıyla patlak vermişti.
Yücel, önce gözaltına alınmış, daha sonra da 'örgüt propagandası ve halkı kin ve tahrik' suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Almanya çifte vatandaş olan Yücel'in tutuklanmasına sert tepki göstermiş ve bu konu Alman yetkililer tarafından Türk muhataplarıyla yaptıkları görüşmelerde gündeme getirilmişti.
Yücel'in ardından Temmuz ayında da bir başka Alman vatandaşı insan hakları aktivisti Steudtner tutuklandı.
Büyükada'daki bir toplantı sırasında düzenlenen baskınla gözaltına alınan Steudtner'e 'silahlı terör örgütüne yardım etmek' suçlaması yöneltildi.
Bu gelişme üzerine Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, Steudtner'in tutuklanmasını protesto amacıyla Almanya Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.
Ayrıca, Dışişleri Bakanı Gabriel de konuyla ilgili hükümetle temaslarda bulunmak üzere tatilini yarıda keserek, Berlin'e gitti.
2. İNCİRLİK KRİZİ VE ALMANYA ASKER ÇEKMESİ
Türkiye, Mayıs ayında Almanya'nın 15 Temmuz darbe girişimini desteklediği öne sürülen bazı asker, diplomat ve yargı mensubuna siyasi sığınma vermesi üzerine milletvekillerinin Adana'da bulunan İncirlik Hava Üssü'nü ziyaretine izin vermedi.
Bu gelişme üzerine Almanya, İncirlik'te bulunan askerlerini geri çekmeye ve Ürdün'e konuşlandırmaya karar verdi.
Alman askerlerinin geri çekilmesi, Temmuz ortasında başladı.
Almanya'nın İncirlik Üssü'nde konuşlu 200'den fazla askeri bulunuyor. Bu askerler Tornado jetlerinin Suriye'de keşif görevlerine ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadele için kurulan uluslararası koalisyonun uçaklarına yakıt tedarikinde görev yapıyor.
Haziran 2016'da da benzer bir kriz yaşanmıştı. O dönemde de Almanya Federal Meclisi'nin 1915 olaylarını 'Ermeni soykırımı' olarak niteleyen tasarıyı kabul etmesinin ardından milletvekillerinin İncirlik ziyaretine izin verilmemişti.
Ancak bu kriz daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Alman Başbakanı Merkel arasındaki görüşmeyle çözüme kavuşturulmuştu.
Bu kez krizin çözülememesi ve askerlerin geri çekilmesi, Almanya ile Türkiye arasındaki krizin ilk somut sonucu olarak yorumlanıyor.
3. ALMANYA'NIN İLTİCA TALEPLERİNE OLUMLU YANIT VERMESİ
Almanya Başbakanı Merkel ve Cumhurbaşkanı Erdoğan 2 Şubat'ta Ankara'da bir araya gelmişti
Türkiye, Almanya'nın hükümetin 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen Cemaati ile bağlantılı olduğundan kuşkulanılan kişilerin iltica taleplerine olumlu yanıt verilmesine tepki gösteriyor.
Ayrıca, Türk hükümeti Almanya'yı hakkında yakalama kararı bulunan bazı gazeteci ve yazarları desteklemekle suçluyor.
Başbakan Binali Yıldırım, Mayıs ayında yaptığı konuşmada, Almanya'nın Türkiye ile "bölücüler ve FETÖ'cüler (Fethullahçı Terör Örgütü)" arasında bir tercih yapması gerektiğini söylemişti.
Almanya'nın kaç kişiye sığınma hakkı tanıdığı ve bu kişilerin kimler olduğu bilinmiyor. Ancak o dönemde Alman basını, diplomatik pasaporta sahip Türk vatandaşlarının iltica taleplerine olumlu yanıt verildiğini bildirmişti.
Alman basınında yer alan haberlerde, toplam 414 askeri personel, diplomat, yargı mensubu ve üst düzey bürokratın aile üyeleriyle birlikte iltica başvurusunda bulunduğu öne sürülmüştü.
4. TÜRKİYE'NİN ALMANYA'DA CASUSLUK FAALİYETLERİNE İLİŞKİN İDDİALAR
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere
Almanya, kendi sınırları içerisinde yaşayan ve Fethullah Gülen Cemaat ile bağlantılı olduğundan şüphelenilen kişilere karşı casusluk faaliyeti yürüttüğü gerekçesiyle Türkiye'yi suçladı.
Mart ayında bu konuyla ilgili Almanya'da bir soruşturma başlatıldı.
Soruşturmada Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) Alman istihbarat örgütü BND'ye bir liste verdiği iddiaları inceleniyor.
MİT'in hazırladığı söylenen bu listede, Almanya'da yaşayan yaklaşık 300 Türkiye vatandaşını adı, adresi, telefon numarası ve fotoğrafının yer aldığı öne sürülüyor.
Almanya Federal Başsavcılığı, MİT'in bu kadar kapsamlı bir listeyi nasıl oluşturduğu ve böylesine bir istihbaratı nasıl toplandığının araştırıldığını söyledi.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere de, "Alman topraklarında casusluk faaliyetleri yürütmek yasalar kapsamında ceza gerektirir ve buna asla müsamaha gösterilemez" açıklaması yapmıştı.
Şubat 2017'de de Alman polisi bir eve baskın düzenlemiş ve Türkiye adına casusluk faaliyetleri yürüttüğü gerekçesiyle dört kişiyi gözaltına almıştı.
5. TOPLANTI İPTALLERİ VE NAZİ BENZETMESİ
Türkiye'de bazı gazeteler Almanya Başbakanı Angela Merkel'i Adolf Hitler'e benzetmişti
Almanya'da bazı eyaletler, 16 Nisan referandumu öncesinde Türk bakanların yapması planlanan toplantıları iptal etti.
Türkiye, bu gelişmelere sert tepki gösterdi.
Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak, iptal kararları protesto edildi.
Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Alman mevkidaşıyla planlanan görüşmesini ve Almanya gezisini iptal etmiş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu "hiç çekinmeden karşılık verileceğini" söylemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu kararların "geçmişteki Nazi uygulamalarından farklı olmadığını" belirtti.
Almanya Başbakanı Merkel ise Erdoğan'ın bu sözlerine, "Bu tür benzetmeler sadece Nazilerin insanlığa karşı işlediği suçları önemsizleştirmeye yarar" diyerek yanıt verdi.