HABER

"Türkiye, Avrupa'nın parçası"

ANKARA (İHA) - Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi, Avrupa Birliği (AB) içinde Türkiye algılamaları konusunda kaygılar bulunduğunu ancak Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olduğuna dair sahip oldukları görüşten şüphe duyulmamasını istedi.

Prodi, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ı makamında ziyaretinin ardından genel kurulda milletvekillerine hitap etti. Meclis Başkanı, Başbakan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la birlikte hemen bütün milletvekillerinin katıldığı genel kurul salonunda konuşan Prodi, sözlerine, "Bugün TBMM'de hitap etmek benim için büyük bir onurdur. Bu ayrıcalığın çok az kişiye tanındığını biliyorum ve bunun AB ve özelde de Avrupa Komisyonu açısından önemli bir sembolik değer taşıdığının farkındayım" diye başladı. AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek artan bir şekilde politik tartışmaların konusu haline geldiğinin bir gerçek olduğunu belirten Prodi, "Türkiye'deki durumun aksine AB kamuoyunda Türkiye'nin üyeliğine yönelik bir oybirliği mevcut değildir. Kanaatime göre AB ve Türkiye siyasi liderlerinin politik gerçeği kabul etmeleri ve buna çözüm getirmeleri önem taşımaktadır. Dinsel boyut konusunda endişe taşıyanlar bulunmaktadır. Başka birileri ise ekonomik kalkınmasını ve coğrafi konumunu entegre edebilme kapasitesi gibi konuları ileri sürmektedir. Bu kaygıları gidermek zorundayız" diye konuştu.

PRODİ'DEN ATATÜRK'E ÖVGÜ Prodi, konuşmasının ilk bölümünde Türkiye ve bölge konularına değindi. TBMM'nin kurulduğu günden bu yana son derece önemli çalışmaların altına imza attığına işaret eden Prodi, "Cumhuriyetin kurulmasından beri Türkiye, yoluna çıkan engelleri aşarak böyle bir toplumun inşa edilmesi için sebatkar bir gayret göstermiştir. Muasır Medeniyet standartlarına ulaşılması modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından tayin edilen en belirgin hedef olmuştur" diyerek, Atatürk'ün hedefinin de Türkiye'nin Avrupa uluslar ailesi içinde tam olarak yer alması olduğunu belirtti.

1963 yılında Walter Hallstein'den bu yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk Komisyon Başkanı olmasının kendisi için bir ayrıcalık olduğuna işaret eden Prodi, o dönemden bu yana ekonomik bir birlik olan AB'nin bugün siyasi bir birlik haline geldiğine işaret etti. Prodi, "Ziyaretim AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin hiçbir zaman olmadığı kadar iyi olduğu gerçeğini ve Türkiye'nin adaylığının geleceğine ilişkin önemli kararların bu yıl içinde alınacak olmasını yansıtmaktadır" diye konuştu.

Türkiye'nin hem laik hem de müslüman bir ülke olarak Avrupa ülkeleri arasında emsalsiz bir konuma sahip olduğunu kaydeden Prodi, "Bu yeni yüzyılın başlangıcında Türkiye'nin barış ve bölgesel istikrara eşsiz bir katkı yapabileceğine inanıyorum. Türkiye'nin dost Müslüman ülkeleri tekrar tekrar demokrasi ve insan haklarını aktif olarak geliştirmeye davet etmesi güçlü bir mesajdır. Geçen yıl bu hassas durumda Türkiye ve onun Büyük Millet Meclisi önemli kararlar almıştır" dedi.

AVRUPA'NIN GELECEĞİ Prodi, konuşmasında Avrupa'nın geleceği konusuna da değindi. 50 yıl önce Avrupalı liderlerin ileri görüşlülüğüyle yeni bir istikamete girildiğini kaydeden Prodi, bunun da çatışma yerine bağımsızlığa dayalı barışı, silah gücü yerine hukukun üstünlüğüne tercih eden bir yaklaşım olduğunu belirterek, "İstikrar, güvenlik ve refah yaratan birliğin, dünyadaki en geniş tek pazarın ve ortak bir para biriminin temellerini atmışlardır. Ekonomik ilerlemeyle birlikte, sosyal ve insan hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınması gelmiştir. Avrupa'nın inişli çıkışlı tarihi karşısında bunlar önemli başarılardır. Şimdi işbirliğimizi daha da geliştirecek beklenmedik bir sürece girmiş bulunuyoruz. Amacımız vatandaşlarının beklentilerine cevap verebilen ve dünya işlerinde tam bir rol oynayan bir Avrupa Birliği'nin oluşturulmasıdır" diye konuştu.

Türkiye'ye AB'nin yeni anayasası konusundaki karar öncesinde gelmeyi umut ettiğini ancak, bunun gerçekleşmediğini belirten Prodi, yine de bu amaç doğrultusunda çalışmaların süreceğini ifade etti. Zaman içinde bu yönde anlaşmaya da varılacağını kaydeden Prodi, "Kurumlarımızın daha şeffaf ve daha etkin kılınması için AB'nin kurumsal mimarisinin yeniden tasarlanmasına ihtiyaç vardır. Genişleme bakımından bu reformlar her zamankinden daha büyük önem taşımaktadır. Türkiye Avrupa'nın geleceği ile ilgili konvansiyon çalışmalarına katılarak bu ortak göreve deneyim ve yaratıcılığını katmıştır" dedi.

Özellikle dış politika ve güvenlik politikası, suç ve adaletsizlikle mücadele ile ekonomik bütünleşme alanlarında çıkacak yeni sorunların karşılanabilmesi için bu başarıların daha da güçlendirilmesi gerekliliğine işaret eden Prodi, "AB düzeyinde kararlı bir şekilde ve tek ses ile hareket etmeye gayret etmeliyiz. Bu da gerçek bir dış politika ve güvenlik politikası için daha sağlam bir kurumsal çerçevenin ve hepsinden de önemlisi birlikte hareket etme siyasasal iradesinin oluşturulması anlamına gelmektedir" diye konuştu.

AB-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ Prodi, AB Türkiye ilişkilerine de değindiği konuşmasında, Türkiye'de etkileyici bir AB'ye girme görüş birliği bulunduğuna işaret etti. Modernizasyon stratejisine yönelik neredeyse bir oybirliği bulunduğunu belirten Prodi, "Ancak AB içinde Türkiye algılamaları konusunda kaygılar mevcuttur. AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek artan bir şekilde politik tartışmaların konusu haline geldiği de bir gerçektir" dedi.
Prodi, konuşmasında şu ifadeleri de kullandı:
"Türkiye'deki durumun aksine AB kamuoyunda Türkiye'nin üyeliğine yönelik bir oybirliği mevcut değildir. Bu benim kanaatime göre AB ve Türkiye siyasal liderlerinin bu politik gerçeği kabul etmeleri ve buna çözüm getirmeleri önem taşımaktadır. Dinsel boyut konusunda endişe taşıyanlar bulunmaktadır. Başka birileri ise ekonomik kalkınmasını ve coğrafi konumunu entegre edebilme kapasitesi gibi konuları ileri sürmektedir. Bu kaygıları gidermek zorundayız. Türkiye'nin Avrupa'ya dahil olduğu gerçeği 1963 tarihli Ortaklık Anlaşması'nda zaten beyan edilmişti. Türkiye'nin net olarak Avrupa'nın bir parçası olduğuna dair görüşümüzden şüphe duyulmamalıdır."

En Çok Aranan Haberler