En küçük bir yalnış davranışın, hesabı yapılmadan atılan hatalı bir dış politika adımının bombardımanlarla karşılık bulduğu bir dönemden; cımbızla çekilerek verilen bir hadisenin, öldürülen mâsum insanların üzerinden politik menfaat devşirmekten başka bir amacı yoktur!..
Aklı başında herkes çok iyi biliyor ve anlıyor ki, Boraltan Köprüsü ve 146 Azerbaycan Türk’ünün kurşuna dizilmesi çıkışı, sadece CHP’yi zor duruma sokmak için yapılmıştır (Herkes bilir ki, CHP’ye zerrece sempatim yoktur!)... Yoksa tarihî bir hata üzerinden ders çıkarmak, devlet yönetimi olarak bu olaydan nedâmet duymak için değil!..
Öyle olsaydı; yüzler azıcık Silivri cihetine çevrilir, üretilmiş delillerle nice mâsum insanın yıllardır haksız yere içeride tutulmasından azıcık hicap duyulur, hacâlet çekilirdi!
Beri tarafta; çağın şartlarıyla uyumlu olarak yürütülen bir esaret harekâtının açtığı yaralar, vicdanları delik deşik ediyorken, yaklaşık yetmiş yıl önceki olağanüstü bir tarihten sinekten yağ çıkarır gibi menfaat hesabı yapmak, hiçbir vicdana ve iz’ana sığmaz!
Diğer tarafta; kendisiyle aynı paralelde yürümeyen her vatandaşı potansiyel tehlike olarak damgalayan, her ağzını açanı bir kılıfına uydurup Bakü zindanlarına atan, siyasi davaları yıllarca süründüren, daha da açıkçası yaklaşık yetmiş yıl önecesinin Stalin dönemini bugün bire bir kopyalayan, KGB’nin operasyonel hareketlerini ayniyle tekrarlayan bir idarenin yapısına zerrece itirazları olmayan ve hatta son seçimlerde müşahid olarak gönderilen temsilcilerin başındaki zatın(Mevlüt Çavuşoğlu), oradaki hukuk ve kanun dışı bütün hareketlerini “hukukî ve kanunlar çerçevesinde” yapılmış gibi gösteren “tasdik memurluğu”nu bizzat organize eden ve gayri ahlâkî, gayri hukukî ve gayri kanunî ve de evrensel normların dışına çıkışı isteyerek meşrulaştıran birilerinin, yetmiş yıl önceden duygusal hikâyelerle kafa karışıklığı hamlesi kime hizmet edecek ise ve kime fayda sağlayacak ise, o da gayet net ortadadır...
***
İki yıl önce “kardeşim Beşar” diyerek sarmaş dolaş gezen, ortak bakanlar kurulu toplantısı yapan bir iktidarın, ani bir çarkedişle “düşmanım Eset”e evrilmesi, o iktidarı kendi anlayışı ve hadiseleri kavrayışı dâhilinde bu evrilmeye icbar eden sebeplerin hemen hepsi “kardeşim İlham”ın ülkesinde de var iken, bu sarmaş dolaş olmalar niye?
Meselâ...
Madem oraya kadar gidildi. “Ben, en azından başkan Obama’yı taklit eder gibi yapsam ve şu muhalefet partilerinin liderleriyle de bir görüşsem” denemez miydi?
“AHCP lideri Ali Kerimli’ye neden pasaport verilmez, neden ülke dışına adım atması yasaklanır” diye sorulamaz mıydı?
Hani biz, kardeş ve dost ülkelerde demokrasinin bihakkın işlemesinden yanaydık?!
Hani biz, Suriye’de demokrasi için mücadele edenlere bu mülahazlarla destek veriyorduk?!
Suriye’deki muhalefet gibi, Azerbaycan muhalefeti de silaha mı sarılsın isteniyor?!
Hayır, sarılmazlar. Kimseler de boşuna heveslenmesin!..
Ama insan sormadan edemiyor:
Azerbaycan İslâm Partisinin başkanı ve aktif bütün üyeleri hapse doldurulmuşken, sırf Şiî oldukları için mi sus pus duruluyor?
Eğer Sünnî olsaydılar, El Kaide silahlarıyla birlikte gider Bakü’de cephe açar; siz de kayıtsız şartsız destek olurdunuz, öyle mi?
Eğer öyle değilse ve çıkış noktanız sadece ve sadece demokratik haklar ise (ki öyle olmalıdır); neden “kardeşim İlham, nedir sizin bu muhalefete uyguladığınız zulüm?” diye soramaz mıydınız?
Yarın, yapılan bunca haksızlığın, bunca zulmün altında bunalan Azerbaycan halkı Bakü meydanlarına dökülürse, üstlerine kardeşiniz İlham’ın bombaları mı yağsın istiyorsunuz?!
Yoksa olanlar sizi hiç rahatsız etmiyor ve hatta “Siz orada Bayıl hapishanesini, biz de burada Silivri’yi fulleyelim, hatta arkada ve arada boşluklar kalmasın! Bayanlar ve baylar, hanımlar ve cenaplar boşlukları dolduralım lütfen!” mi diyorsunuz?!
Kardeş ülke olmak, sadece iktidarlarla iyi geçinmek midir yoksa kardeş ülke halkının tamamının hakkını mı gözetmektir?!
“Yok, hayır, biz hepsinin hakkını gözetiyoruz” diyorsanız; o vakit bir çırpıda off shore bankacılığı marifetiyle 48 (kırk sekiz) milyar doları dışarıya kaçırılan fakir halkın hakkına da bir göz atın lütfen!
Kardeş, kardeşin her derdine yanmıyorsa, o zaman nasıl bir kardeşliktir bu?!
Son olarak: Karabağ ve diğer rayonların işgali 20 yılı doldurmak üzere... Bu işgalin sona erdirilmesi Azerbaycan iktidarının mesuliyeti altında olduğu kadar sizin de mesuliyetiniz altındadır! Bu görüşmeniz sırasında Karabağ ve etraf rayonlar hakkında neler konuştunuz ya da hiç lâfını bile mi etmediniz?!
Söyleyin de, iki ülke halkı da bilsin!..
_________________________
cahitkilic54@mynet.com
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz