ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, bugün yapılacak Kopenhag Zirvesi'nde açıklanacak kararda, Türkiye'ye tarih verilmesi 2005 yılına bırakılırsa Türkiye'nin bu noktada çaresiz olmayacağını belirterek, olup biteni sessiz sedasız karşılamayacağını söyledi. Bakan Çiçek, "Türkiye çaresiz değil" dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Hükümeti'nin Adalet Bakanı Çiçek, TGRT'de canlı yayınlanan "Neler Oluyor" programına katıldı.
Bakan Çiçek, programda, Kıbrıs'tan Avrupa Birliği (AB) süreci ve Leyla Zana'nın yeniden yargılanmasına kadar, kamuoyunu meşgul eden birçok konuyla ilgili soruları cevaplandırdı.
TGRT Televizyonu Ankara Haber Müdürü Batuhan Yaşar'ın hazırlayıp sunduğu "Neler Oluyor" programında konuşan Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Türkiye'nin içinde bulunduğu son süreci değerlendirdi.
"SON ANDA BİRÇOK ŞEY DEĞİŞEBİLİR" AB sürecinde yarının önemli bir gün olduğunu, başlangıçta çok kesin kararlar olabileceğini belirten Bakan Çiçek, son anda birçok şeyin değişebileceğine de dikkat çekti.
Açıklanacak kararın son karar olarak değerlendirilmesinin yanlış olacağını vurgulayan Adalet Bakanı, "Mesele şudur. Yarın ne karar çıkarsa çıksın, biz Türkiye olarak üzerimize düşeni yaptık. İktidar olarak yaptık. Doğrusu, aday olan diğer 10 ülkeden daha ileri bir noktadayız. Hem siyasi kriterler açısından, hem de diğer gelişmelerden açısından önemli ölçüde ilerledik. Buna rağmen bize farklı muamele yapılırsa, bu, Türkiye için son derece büyük bir haksızlık olur. Doğrusu AB ülkelerinin özellikle Almanya ve Fransa açısından da samimiyetlerini test etmek bakımından önemli bir gelişme olur" dedi.
"TÜRKİYE OLUP BİTENİ SESSİZ KARŞILAMAYACAK" Açıklanacak kararda Türkiye'ye tarih verilmesi 2005 yılına bırakılırsa Türkiye'nin bu noktada çaresiz olmayacağını ve olup biteni sessiz sedasız karşılamayacağını ifade eden Bakan Çiçek, şöyle konuştu;
"Bununla ilgili gerekli çalışmalar ve müzakereler yapılmıştır. Değişik platformlarda Türkiye bununla ilgili belli tavrını ortaya koyacaktır. Ancak biz işin bu kısmını bu aşamada açıklamayı uygun bulmuyoruz. Doğrusu, gerekli açıklamaları sayın Başbakanımız ve Genel Başkanımız yapıyor. Ondan daha ileri bir açıklama yapmam doğrusu yakışık almaz. Şunun bilinmesi lazım: Biz, samimi olarak AB'ye girmek istiyoruz. Süklüm püklüm de girmek istemiyoruz. Yani bizi her ne pahasına olursa olsun, 'Ne olur bizi alın' tarzındaki silik bir tavır içerisinde olmadık, bundan sonra da olmayız. Biz, ülkemizin menfaatini düşünerek çağdaş değerler dünyasında yer almak istiyoruz."
"BU ADIMLARI MİLLETİMİZ İÇİN ATIYORUZ" 'Her şeye rağmen ille de Avrupa, olmazsa olmaz' tarzında da bir yaklaşımlarının olmadığını vurgulayan Bakan Cemil Çiçek, "Doğrusu, bizim ister Anayasa değişikliği anlamında, ister bugün Meclis'te belli bir anlamda konuşacağımız tasarıları bundan sonra getireceklerimizin elbette AB boyutu ile ilgili bir yanı var. Ancak her şeyden evvel biz, bu düzenlemeleri, bu adımları bu ülkenin insanları, Türk milletinin menfaatleri için atıyoruz. Avrupa Birliği olsa da olmasa da yarın 12 Aralık tarihi itibarıyla bizim hoşumuza gitmeyen bir tarih vermiş bile. Bizim için çok da önemli değil. Biz bu değişiklikleri yapmaya mecburuz. Yapmalıyız, çünkü bizim insanımız da özgürlüklere layıktır, demokrasi standardımızı yükseltmek mecburiyetindeyiz" diye konuştu.
Amerika'nın 2003 Temmuz'una tarih verilmesi için destek verdiğinin önemli olduğunu ifade eden Bakan Çiçek, şunları söyledi;
"Amerika, kabul etmek gerekir ki, batı ülkelerinin iyi geçinmek mecburiyetinde olduğu, bazı kararları alırken hesaba katmak zorunda olduğu önemli bir ülkedir. Süper ve yegane güçtür."
"KIBRIS, DEVLETİN POLİTİKASIDIR"
Kıbrıs konusunun iktidardan iktidara değişen değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir politikası olduğunu hatırlatan Bakan Cemil Çiçek, Türkiye'nin Kıbrıs davasında vazgeçilmezleri olduğunu vurguladı.
Kıbrıs'taki halkın 1973-1960 öncesi sorunları, sıkıntıları yeniden yaşamak istemeyeceğine dikkat çeken Bakan Çiçek, "Bu yüzden Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki politikası çok açıktır, nettir ve partilere göre, iktidara göre değişecek politikalar değildir. Ancak şu da var; diplomasi dediğiz şey, netice itibarı ile çok karmaşık bir iştir. 'Annan Planı' diye ortada bir plan var. Türkiye, bunu müzakere edilebilir bulmuştur, burada endişe edilecek bir şey yoktur" dedi.
Devletin millet için olduğunu söyleyen ve bu konuda çalışmaların devam edeceğine belirten Bakan Çiçek, "Bu devlet bizim devletimiz. Yani Türk milletinin devleti. Yeteri kadar kıymetini bilmiyoruz. Zaman zaman ölçüyü kaçırarak kendi devletimizi suçluyoruz. Bir devlet kurmak, bir devleti ayakta tutmak, yokluklar üzerinden güçlü bir devlet çıkarabilmek, kolay bir olay değildir. Yeri geliyor suçluyoruz, yeri geliyor iteleyip kakalıyoruz. 'Devlet mi, fert mi' diye bir ikileme girmeye gerek yok. Ama devletin rolünü fonksiyonlarını da iyi tayin etmemiz lazım. Tabiatıyla devletimiz önemli ama bu devlet de bu millet içindir. Bu anlamda, biz, yapacağımız çalışmalarda elbette bu dengeyi gösteririz" diye konuştu.
"YASAKLAR KALKARSA TÜRKİYE RAHATLAYACAKTIR" Siirt seçimlerinin iptal edilmesiyle birlikte yapılmasına çalışılan Anayasa değişikliklerine de değinen Adalet Bakanı Çiçek, bu değişikliklerin yapıldığı anda hem Erdoğan'ın, hem de Erdoğan'la aynı konumda bulunan başkaları için siyaset yapma yasağının ortadan kalkacağını belirtti.
Bakan Çiçek, "Netice itibarıyla bu düzenlemeler yapılırsa Türkiye rahatlayacaktır. Zorlamalarla Türkiye bir yere varamıyor. Bunu tecrübe yaşamış bir insan olarak söylüyorum" şeklinde konuştu.
Öğrencilerin merakla beklediği sicil affı konusundaki çalışmaların devam ettiğini ve ciddi araştırmaların yapıldığını da ifade eden Bakan Çiçek, şöyle konuştu;
ÖĞRENCİ SİCİL AFFI VE ZANA'NIN DURUMU "Komisyon bence doğru bir karar alarak bir alt komisyon kurmuştur. Böyle bir düzenlemenin neleri kapsaması gerektiği, ne çeşit uygulamaların sonucu için böyle bir af çıkarmayı gerektirecek noktaya gelindiğinin çok doğru tespit edilmesi gerekir. Alt Komisyon bunları araştıracak, bundan sonra tabiatıyla Meclis güdemine gelmiş bir tasarı olduğuna göre çıkacaktır."
Programdaki konuşmasında, hapiste bulunan eski Milletvekili Leyla Zana'nın yeniden yargılanma konusuna da değinen Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "Doğrusu, bu düzenlemeleri yaparken, bire bir toplumun belli bir kesiminin sempati duyduğu, belli bir kesiminin antipati duyduğu bir şeyle ilişkilendirilerek değerlendirme yapıldığında, o zaman konuları kendi zemininin dışına taşımış oluruz. Ayrıca, bir insanın yeniden yargılanması demek, insanın beraat etmesi demek değildir" dedi.