Türkiye’de 7 ilde (Sivas, Tokat, Yozgat, Çorum, Gümüşhane, Bayburt ve Erzincan) görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığından 2020 yılında 61 kişi yaşamını yitirdi. 2002 ile 2017 yılları arasında ise 501 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Hastalığın Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında görüldüğü Tokat’ta ise son iki yıldır ölüm oranlarında ciddi düşüş yaşanıyor. Tokat’ta, geçen yıl ve bu yıl 2 kişi KKKA hastalığından öldü. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde yoğun bakım servisinde tedavi gören son hasta ise durumun düzelmesi sonucu yataklı servise çıkartıldı.
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Zafer Parlak, geçen yıllar göre kısmi olarak hastaneye KKKA şikayeti ile hasta başvurusunda artış olduğunu kaydetti. Parlak, bu yıl yataklı serviste tedavi gören yaklaşık 100 civarındaki hastadan yoğun bakımda tedavi gören 2 kişinin hayatını kaybettiğini ifade ederek, “Yoğun bakımda hastamız kalmadı, sağlıklarına kavuşarak taburcu edildi. Geçen yılda 2 hastamızı kaybetmiştik, bu yılda 2 kişi bu hastalıktan yaşamını kaybetti. Yalnız vak'a sayısı bu yıl biraz daha fazla. Daha fazla olmasına karşı vefat eden hasta sayımız aynı. Şu anda klinikte tedavi gören 1 hastamız kaldı. Oda yoğun bakımda tedavi görürken stabil duruma gelince 2 gün önce servise aldık. Geri kalan hastalarımızın hepsi iyileşerek taburcu edildi. Tokat’ta önceki yıllara göre keneden ölüm oranlarında düşüş yaşanıyor. 2010-2016 yılları arasında daha fazla hasta oluyordu ve ölüm oranı daha yüksekti. Hasta sayısında geçmiş yıllara göre bir azalma var. Ölüm oranı da geçmiş yıllara göre sevindirici oranda azaldı” dedi.
Parlak, kene vak'alarında tedavi sürecinin kişiden kişiye göre değiştiğini ifade ederek, “Hastalık çok değişken tablolarda seyrediyor. Bir kısım kişilerde çok hafif semptomlarla geçebilirken başka bir hastada ağır seyredip yoğun bakıma düşebiliyor. Öncelikli olarak ölüm oranlarının bu konudaki bilinçlenmeden kaynaklandığını düşünüyoruz. Çünkü önceki yıllara göre halk daha bilinçli, hastaneye daha erken başvuruyor. Korunma yollarını da daha iyi biliyor. Keneyle temas olduğunda da daha bilinçli müdahale yapılabiliyor. Hastanede de gerekli tüm imkanlar seferber ediliyor. Hastalar için ne gerekiyorsa uygulandığı için tedavi yönünde de en ufak bir aksama olmuyor. Çok şükür ki vefat eden hasta sayısı azalıyor” diye konuştu.
KKKA hastalarına kan plazma tedavisi uygulandığına işaret eden Parlak, “Hastaların öncelikle trombositleri pıhtılaşma hücreleri belirleniyor. Bu oranın düşmesi kanama riskine yol açıyor. Beyin kanamasından tutun sindirim sistemi kanamasına kadar bunları önlemek için trombosit süspansiyonu veriyoruz. Taze donmuş plazma veriliyor. Bu da hastanın kan değerlerine göre ayarlanıyor ve stabil tutulmaya çalışılıyor. Ek olarak birkaç hastamıza ilik tedavisi uyguladık. Bu hastalar başka tedavilere yanıt vermeyen ağır hastalardı. Bu tedavi ile de sağlıklarına kavuştular. Bu yıl başka bir ile hasta sevkimiz olmadı” ifadelerini kullandı.
İstanbul’dan Tokat’ın Sulusaray ilçesine bağlı Malum Seyit Tekke Mahallesi'ndeki evine yaz ayını geçirmek için gelen 4 çocuk babası Ahmet Dikilitaş (61), tarlada çalıştıktan sonra evinde rahatsızlandı. Önce Sulusaray Devlet Hastanesine birkaç gün sonra da Tokat Devlet Hastanesine başvuran Dikilitaş’a KKKA teşhisi konuldu. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesinde yoğun bakım servisinde 3 gün tedavi gören Diklitaş, durumunu düzelmesi sonucu normal servise alındı. Hayati tehlikeyi atlatan yaşlı adam yaşadığı sıkıntılı süreci geride bıraktığını belirterek, “Keneyi vücudunda fark edemedim. Hastalık belirtileri sonucu teşhis konuldu. Ölümden döndüm” dedi. Babasına hastanede refakat eden Nurullah Dikilitaş zor bir süreci atlattıklarını belirterek, “3 günlük yoğun bakımda zor bir süreç geçirildi. Çok şükür şifamızı bulduk, hamdolsun birkaç gün içerisinde taburcu olacak inşallah” diye konuştu.
Kaynak: İHA