İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi'nde aralarında nesli tükenen canlıların da bulunduğu 600'ü aşkın tür, mumyalanmış ve kurutulmuş halde sergileniyor. Merkezde, Türkiye'de sadece bu koleksiyonda sergilenen türlerin yanı sıra deniz kaplumbağasından köpek balığına, balon balığından Mersin balığına kadar pek çok farklı tür de tanıtılıyor.
İKÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, bazı türlerin Türkiye'de yalnızca burada sergilendiğini belirterek, "Bunlar kılıç dişli yılan balığı olarak bilinen 'Muraenesox cinereus', bir tür küçük köpek balığı olan 'Somniosus rostratus' ve manta olarak bilinen 'Mobula mobular'dır. Ülkemizde yalnızca üniversitemizde sergilenen bu türler eğitim amaçlı tanıtılıyor. Türkiye sularından avlanarak yakalanan veya kıyıya vuran balıklar merkezimize bağışlanıyor. Bu bağışları biz değerlendiriyoruz. Bunların özel cinsler olup olmadığı üzerine çalışmalar yapıyoruz" dedi.
Türkiye'de sergilenen kılıç dişli yılan balığı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tanrıkul, "Bu tür Ekim 2020'de getirildi. Antalya kıyılarında bir balıkçı tarafından avlanılarak müzemize hediye edildi. Kızıldeniz'den Akdeniz'e gelen bir tür. Üniversitemiz bünyesinde bu türün bilimsel çalışmaları yapıldı. Bu balığın aslı Pasifik Okyanusu'nda bulunuyor. Daha sonra Kızıldeniz'e yerleşmiş. Bu balık sık karşılaşılan bir tür değil. Bu balığın aslı sadece bizim fakültemizdeki merkezde sergileniyor. Bu tür, müren ve kongar yılan balığı arasında bulunan bir canlı. Şimdiye kadar birkaç tane çıkmış. Bir tanesi de bizim merkezimizde sergileniyor. Bu balığın kongar gibi ince ve kaygan bir derisi, müren balığı gibi dişleri bulunuyor. Bu yüzden bu balığa bir ara tür olarak bakıyoruz. Ülkemizde yalnızca üniversitemizde sergileniyor ve bu tür eğitim amaçlı tanıtılıyor" ifadelerini kullandı.
'Somniosus rostratus'un ise bir tür küçük köpek balığı olduğunu belirten Prof. Dr. Tanrıkul, "Özelliği çok derin sularda yaşayabilmesidir. 2 bin 500 metre gibi derinliklerde yaşayabilen bir balık türü. Bu tür kıyısal alanda avcılık yapan profesyoneller tarafından bulunamıyor. Bizdeki örnek Yunanistan ve Ege kara sularını belirleyen 'lodos çukuru' denilen çok derin sulardan bir balıkçının ağlarına takılmış bir tür. Saldırgan bir balık değil. Çok derin sularda yaşadığı için nadir görülen bir tür. Bu türün de sadece bizim merkezimizde bir örneği var. Hocalarımız bu türle ilgili de yurt dışında yayınlar yaptı. Tür olarak ispatlanmış bir tane örnek var o da merkezimizde yer alıyor. Aslı genellikle Doğu Atlantik kıyılarında bulunuyor. Ege kıyılarında da ağlara takılmış bir örnek olarak sergiliyoruz" dedi.
Hatay Samandağ'da bulunan Manta'nın ise 2017 yılında merkeze getirildiğini anlatan Prof. Dr. Tanrıkul, “Merkezimizde türler içerisinde büyüklük ve görünüm olarak çok fazla ilgi çekiyor. Orijinal mumyalanmış ve bilimsel ismi 'Mobula mobular' olan, manta olarak bilinen vatoz cinsinden bir balıktır. Manta okyanuslarda genellikle sürüler halinde görülmektedir. Bu canlı Türkiye sularında da var. Özellikle Akdeniz'de çok görülüyor. Suyun yüzey kısmında sürüler halinde hareket ediyor. Zaman zaman yunuslar gibi suyun yüzeyinde zıplıyorlar. Bunların mumyalanması oldukça zahmetli ve zor bir işlem. Bu balık insanların ilgisini çekiyor. Havada uçuyormuş gibi bir görüntüsü var. Bu tür de orjinali ve mumyalanmış halde yalnızca merkezimizde sergileniyor" ifadelerini kullandı.
Merkezin eğitim amaçlı kullanıldığına dikkati çeken Prof. Dr. Tanrıkul, "Fakültemizdeki su ürünleri mühendislerine bizzat görerek balık canlılarını tanıtmak amacıyla merkez açıldı. İçeride 600 tür örnek bulunuyor. İşlenmemiş yaklaşık 50 örnek daha bulunuyor. Merkez öğrencilerimiz ve ziyaretçilerimizin çok ilgisini çekti. Bununla birlikte lise, ortaokul, ilköğretim ve hatta anaokulundan bile öğrenciler merkeze gelmeye başladı. Özellikle Covid-19 öncesi hemen hemen her gün öğrenci grupları müzeyi ücretsiz olarak ziyaret ediyordu. Görevli teknikerler deniz ve canlılar hakkında bilgi veriyordu. Bu ziyaret süreci şubat ayı itibarıyla yeniden başlatılacak. Özellikle küçük yaş grupları çok ilgili oluyor. Bir kısmı deniz canlılarından korkabiliyor. Biz bunların korkulmaması gereken canlılar olduğunu, sevmeleri ve korumaları gerektiği hakkında çocuklara bilgi veriyoruz" diye konuştu.
(DHA)