İSTANBUL (İHA) - Olağan üstü güzellikler içeren Türkiye'nin zengin bitki ve hayvan varlığına sahip olduğunu belirten uzmanlar, günümüz doğal kaynaklarını korumayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı başaran ülkelerin 21. yüzyıla güvenle adım atacaklarını söylüyor.
Avrupa kıtasının tümünde bitki türü sayısının yaklaşık 12 bin kadar olmasına karşın, bugün Türkiye' de saptanmış bitki türü sayısının hemen hemen bu orana yaklaştığı, bunun 3 bin civarındaki kısmını ise Türkiye'ye özgü başka hiçbir yerde bulunmayan endemik türün oluşturduğu vurgulanan açıklamada, ülkemizin bu zenginliğe sahip olmasının sebepleri de "Coğrafi konumu, iklim, jeoloji, toprak ve su kaynakları gibi farklı ekolojik değerlerin uygun özellikler taşıması, kuşların göç yollarının üzerinde bulunuşu, buzul çağlarında bir çok hayvana sığınak teşkil etmesi sebebiyle hayvan varlığı bakımından zengin bir çeşitlilik göstermesi" olarak sıralandı.
Avrupa faunasını oluşturan türlerin sayısının 60 bin civarında olduğu saptanırken, ülkemizde bu oranın 80 bin civarında olduğunu belirten uzmanlar, "Türkiye birçok hayvan türünün anavatanı olarak bilinmektedir. Örneğin alageyiğin orijini Akdeniz Bölgesi, sülünün orijini ise Samsun bölgesidir. Yurdumuzda 120 civarında memeli, 400 civarında kuş, 130 civarında sürüngen, 300 civarında balık türü bulunmaktadır. Fakat ekosistemde meydana gelen bozulma ve tahribat sonucunda birçok hayvanın nesli yok olmuş veya tehlikeye düşmüştür. Bunlardan 46 kuş, 18 sürüngen, 5 kurbağa ve 15 memeli türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır" dedi.
Doğal kaynaklar üzerindeki yanlış kullanımın bitki ve hayvan türlerinin yaşama ortamlarını bozarak bu türlerin neslinin tükenmesine sebep olduğunu belirten uzmanlar, ekosistemi tahrip eden faktörleri şu şekilde sıraladı:
"Çevre kirliliği, sanayi, kent yerleşimi, hızlı nüfus artışı, aşırı ve bilinçsiz avlanma, turizm, orman ağaçlarının kesilmesi ve yangın, erozyon, anız yangınları, eğitim yetersizliği"
Türkiye'de yaklaşık olarak 250 civarında sulak alanın mevcut olduğunu, bunun da ortalama 1 milyon hektar alanı aştığını belirten uzmanlar, Türkiye'nin bu doğal zenginliklerin ve canlı kaynaklarının korunması amacıyla çeşitli uluslararası sözleşmelere taraf olduğu ve bu çalışmaların devam ettiğini belirttiler. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce nesli tehlike altında olan türleri korumak üzere yapılan çalışmalar arasında çocuklar, gençler, yerel yöneticiler ve halkın eğitilmesi amacıyla eğitim programları, internet aracılığıyla, yazılı ve görsel basınla yapılan çalışmalar kamuoyuna duyurulurken, çeşitli okullardan gelen öğrencilere de hayvan varlığının korunması konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veriliyor.