Sadece ABD'nin değil dünya televizyonlarının da en çok izlenen dizilerinin başında gelen Game of Thrones (Taht Oyunları) beşinci sezonuyla dün gece HBO ekranlarına döndü.
Türkiye'de de ABD'yle eş zamanlı yayınlanacak olan dizi (ve diziye konu olan kitap serisi) güç ilişkilerine yönelik acımasız bakışı ve yoğun metaforlarıyla bugüne kadar Amerikan başkanlık seçimlerinden, İngiltere futbol takımlarına kadar birçok şeyi açıklamakta kullanıldı.
Son olarak mart ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İran rejimi ve IŞİD arasındaki mücadeleyi "öldürücü bir taht oyunu" diye nitelendirmesiyle Ortadoğu da bu metaforlardan nasibini aldı.
Washington Post'tan Ishaan Tharoor da dizinin yeniden başlıyor olmasını vesile edip, WorldViews köşesinde bu metaforu bir adım ileriye taşımış. Listede Türkiye de var ancak konuya çok hakim olmayanlar için belirtelim: Tharoor'un Türkiye'ye yakıştırdığı aile, okurlar ve izleyiciler tarafından pek sevilmiyor.
İşte Tharoor'un gözüyle, Ortadoğu'nun Taht Oyunları… Lannister Hanesi = Suudi Arabistan
Westeros'un en kuvvetli ve en varlıklı hanesi olan Lannister'lar, iktidarın kimin olacağını belirleme kudretine de sahip bir aile. Her zaman en büyük erkek tarafından yönetiliyorlar ve aile bağları her şeyden önde geliyor. Lannister'ların etkisi krallığın genelinde, hatta en ücra köşelerinde, az ya da çok bir şekilde hissediliyor. Zaman zaman kötü muamele ve gaddarca yönetim anlayışları nedeniyle eleştiriliyorlar. Bütün güçlerinin topraklarının derinliklerindeki doğal kaynaklardan geliyor olması ise ortamlarda rahatsızlık yaratıyor. Lannister'ların en büyük derdi bölgede kurdukları statükoyu korumak ama son dönemde yaşananlar onların da başını ağrıtacak.
Stark Hanesi = Ortadoğu'nun ezilmiş liberalleri ve demokratları
Tarihin en başından beri Stark'lar Westeros'un kuzeyinde, soğukta çabalayıp durdular. Çok kısa bir an düze çıktık dediklerinde ise çok korkunç ve trajik bir ihanetle karşı karşıya kaldılar. Bugün nereye gitseler başları dertten kurtulmuyor. Bazıları çaresiz kalıp güvenmemeleri gereken kişilere güvendiler ve heba oldular. Bazıları ya yeraltına indi ya da yurtdışına kaçtı. Takvimler baharı gösterse de Stark'ların kışı hiç bitmiyor.
Baratheon Hanesi = Arap otokratlar
Kısa bir süre öncesine kadar krallığın büyük bir bölümü, zaman zaman Lannister'ların da desteğiyle, ellerindeydi. Son dönemde yaşanan bölünmeler onları da böldü. Fraksiyonlardan biri Lannister'ları devirmek istiyor. O kadar ki kendi topraklarını bırakıp olur olmadık yerlerde mantıksız maceralara atılıyorlar.
Targaryen Hanesi = ABD
Targaryen Hanesi uzaklardan geldi ama Westeros üzerinde uzun yıllar iktidar kurdu. Herkesten üstün ateş güçleri (ejderhaları yani) hegemonyalarının garantörüydü. Lannister'larla olan işbirlikleri de hayatlarını kolaylaştırdı elbette. Ancak krallıktaki ayaklanmalar Targaryen'lerin topraklardan sürülmesine neden olurken Lannister'larla olan ilişkiler de bozuldu. Westeros'ta bugün hâlâ dönüşlerini dört gözle bekleyen birkaç kişi var. Sonuç ne olacak bilinmez ama ellerindeki silahlar Demir Taht'ta gözü olan herkesi cezbetmeye devam ediyor.
Greyjoy Hanesi = Türkiye
Greyjoy'lar Westeros'un geniş topraklarının kendi kontrollerinde olduğu uzak bir geçmişi bugün hala sevgiyle hatırlıyor. Ancak onlar dışında herkes için o devir kapanalı çok oldu. Kendi gelenek göreneklerine gömülmüş bu hanenin bölgeye son dönemde yaptığı müdahalelerden siyasi saflık akıyor. Liderleri bir zamanlar güçlü, değişim yaratan bir figürdü ama bugün kendi sarayı dumanlar altında; düşmanları etrafını sarıyor.
Martell Hanesi = İran
Güneyde Dorne'da yaşayan Martell Hanesi, kendisini her zaman Westeros'un diğer hanelerinden ayrı yere koydu. Farklı bir etnik geçmişe sahipler, kendi mitleriyle ve efsaneleriyle gurur duyuyorlar. Lannister'lara duydukları nefretle boy ölçüşebilecek tek şey Tyrell'lerle olan köklü düşmanlıkları.
Tyrell Hanesi = İsrail
Tyrell'ler Westeros'un en müreffeh, huzurlu, çatışmadan uzak bölgesini yönetmekle gurur duyuyor. Zamanında bir sürü farklılıkları olsa da Lannister'larla işbirliği yapmaya katlandılar. Dorne'da yaşayan Martell'lerle aralarındaki rekabet ve güvensizlik, zaman zaman alevlenen sürekli bir çatışma hali yaratıyor.
Vahşiler = İslamcılar
Kendilerine "özgür halk" diyen Vahşiler aslında hep Westeros'taydı. Nitekim aslında diğerlerinden çok farkları da yok. Ancak Westeros'un bazı lordları kendi aralarında anlaşıp Vahşilere karşı bir duvar ördü. Halkın arasına karışma konusunda son dönemlerde gösterdikleri çabalar özellikle Baratheon sülalesinin bir kolunun güçlü direnciyle karşılaştı.
Ak Yürüyenler = IŞİD
İslamcılar aslında bazıları "zombi Vahşi" olan bu korkunç yaratıklardan kaşıyor. Ak Yürüyenlerin taktikleri şaşırtıcı derecede başarılı, çömezleri saflarına katma hızları ise inanılmayacak kadar yüksek. Nereden geldikleri ve ne istedikleri konusu çok tartışılıyor ama herkes korkunç olduklarında hemfikir.
Gece Gözcüleri = Kürtler
Hem Vahşilerle hem de Ak Yürüyenlerle olan savaşın ön saflarındaki bu adamlar Westeros'ın diğer krallıklarını koruyan duvarın bekçileri. Vahşilerle ve Ak Yürüyenlerle olan çatışmaları son zamanlarda şiddetlendi. Bazıları çapulcudan, sahtekardan başka bir şey olmadıklarını düşünüyor. Başkentteki lobicilik çalışmaları karşılığını bazen alıyor.
Nehir Toprakları = Yemen, Suriye, Irak vs.
Ortalık güllük gülistanlıkken buralar kimin umurunda? Bugünkü gibi savaş zamanlarında ise bütün büyük krallıklar gözlerini bu topraklara dikiyor. Sonuçta olan yine küçük insanlara oluyor.