İstanbul (AA)- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türk ihraç ürünlerine uygulanan engellemeler konusunda, birçok ülkenin Rusya gümrük mevzuatını ihlal ettiğini, Rus gümrük idaresinin de daha katı tedbirler aldığını belirterek, "Burada Türklere karşı bir ayrımcılık yok. Türkiye ile ticareti devam ettirmekten yanayız" dedi.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Beşiktaş'taki Başbakanlık Çalışma Ofisinde düzenlenen basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Lavrov, "Rusya tarafından İran'a gizli bir anlaşmayla S-300 füzelerinin satılacağı" iddialarının sorulması üzerine, bunu tek kelimeyle "Doğru değil" şeklinde cevaplandırabileceğini ifade etti.
Lavrov, "AB ve AGİT tarafından anlaşmazlık bölgelerine silah sevkıyatının yasaklanmasına rağmen, bölgede asıl yasa ihlalleri Gürcistan'a saldırı silahlarının verilmesiyle oldu. (Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail) Saakaşvili yönetimini silahlandıranlar, onu saldırıya hazırlayanlar, ağırlıklı olarak NATO üyesi ülkelerdir" diye konuştu.
"Türkiye'den ihracat konusunda yaşanan sorunlar ABD ile de yaşandı. Rusya kendisini ekonomik olarak izole mi ediyor?" sorusunu Lavrov, şöyle yanıtladı:
"Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacmi hızla artıyor. Periyodik olarak fiili bazı sorunlar çıkabiliyor. Bizim gümrük idaremiz Türk mallarını basitleştirilmiş yöntemle Rusya'ya ihraç edilmesi yönünde teklifte bulundu. Halihazırda hava yolu taşımacılığıyla ilgili bir pilot uygulama var. Bir an evvel bu basitleştirilmiş gümrük düzenine geçebiliriz. Sayın Bakan ile de konuştuk. Bizim gümrük idarecilerimiz en kısa zamanda görüşmeler yapacak ve bu sorununuzu halledecektir.'
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, bir gazetecinin Kafkasya'daki soruna ilişkin sorusu üzerine, Gürcistan Dışişleri Bakanı ile geçen pazar günü İstanbul'da bir araya geldiklerini ve bölgedeki son gelişmeleri ele aldıklarını hatırlatarak, "Genel yaklaşımları olumlu olmakla beraber, bazı şartların oluşmasını beklemeyi tercih ettiklerini söylediler. Bir yandan da biz bu platform konusundaki görüşmeleri devam ettireceğiz" dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da Rusya'nın bu bölgede barış gücü
askerleri olduğunu ve sonsuza kadar orada kalmayacaklarını belirterek, AGİT'ten gözlemci sayısını 100'e çıkarılmasını istediklerini ve ihtiyaca göre de sayının artırılmasını önerdiklerini anlattı.
Güvenlik bölgesinde özellikle AGİT çerçevesinde uluslararası bir polis gücü olmasını istediklerini ifade eden Lavrov, "çünkü barış gücü birimlerinin iç güvenliği sağlama sorumluluğu olmadığına" işaret etti. Lavrov, güvenlik bölgesinin gerçekten güvenli bir bölge olduğunu, askerden arındırılmış olduğunu görmek istediklerini kaydetti. Bir "güç kullanmama anlaşmasının" imzalanması talebini dile getiren Lavrov, "O zaman güvenlik bölgesi uluslararası kontrole verilebilir. Bu süreçlere Türk meslektaşlarımızın da katılmasını takdirle karşılıyoruz. Bu, ortak çabaların bir kısmını teşkil edecektir" dedi.
Konuk Dışişleri Bakanı, "Rusya, Türkiye'ye verdiği doğal gazı kesmeyi hiç düşündü mü?" sorusuna, "Çılgınca bir şey bu. Neden böyle bir şey düşünülsün ki? Tek bir örnek gösterin, Rusya'nın herhangi bir suretle petrol ve gaz konusunda hiç anlaşma ihlali olmuş mu? Hiç olmadı" yanıtını verdi. Lavrov, bir gazetecinin, "Türkiye ile bir NATO ülkesi olarak değil de ticari ortakla konuşuyor gibi görüşebildiniz mi?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Türkiye'nin NATO üyeliği görüşmelerde herhangi bir engel oluşturmuyor, diyaloğa mani değil. Türkiye, başka uluslararası yükümlülüklerini de unutmuyor. Uluslararası hukuk alanında, BM, AGİT ve Karadeniz'de düzeni sağlayan kurallar kapsamında. Türkiye her zaman genel kurulları ön planda tutuyor ve genel geçer kurallara riayet ediyor. Diğer ülkeler böyle davranmadığı için Türkiye'nin bu
davranışını takdirle karşılıyoruz."
Dışişleri Bakanı Babacan, bir gazetecinin, "NATO ülkesi ve aynı şekilde fiziki olarak bu bölgede bulunan bir ülke olarak, '5'li alliance' (ittifak) kurulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:
"Bizim Kafkasya Platformu ile ilgili önerimiz, Kafkaslar'daki sorunların çözümüyle ilgili dışlayıcı bir platform değildir. Şu anda AB, AGİT, Avrupa Konseyi, hatta NATO Kafkaslar'daki sorunların çözümüyle ilgili pek çok girişimde bulunmaktadır. Kafkasya Platformu bu yapılan girişimlere bir katma değer oluşturmak için, bir bütünleyici fonksiyon görmek içindir de aynı zamanda."
Bölge sorunlarının bölge ülkeleriyle konuşulmasının daha iyi olacağını belirten Babacan, "Burada önemli olan hızlı bir şekilde bölge içindeki güveni yeniden tesis etmek, ülkelerin birbirine yeniden güvenmelerini sağlayacak tedbirler almak, diplomasiyi, siyasi diyaloğu çalıştırmak ve böylece kalıcı bir barış ve istikrarı sağlamaktır" diye konuştu.
Babacan, Kafkaslar'daki sorunların uzun yıllardır var olduğunu ifade ederek, yaklaşık 20 yıla yakın zamandır pek çok mekanizmanın Kafkaslar'daki sorunu çözmeye yeterli olamadığını söyledi.
Konuk Bakan Lavrov da Türkiye'nin Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu önerisinin sağduyuyla ortaya çıktığını ifade ederek, "Her bölge yardımcı olmalı, kendi reçetelerini empoze etmemeli" dedi. Dışişleri Bakanı Babacan, "Türkiye Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü savunuyor, ama Rusya Güney Osetya ve Abhazya'yı tanıdı. Çok boyutlu ortaklık nasıl ilerleyecek?" sorusu üzerine, Türkiye'nin bu konudaki politikasının açık olduğunu, hem Gürcistan'ın, hem de bölgedeki diğer ülkelerin toprak bütünlüğüne, egemenliğine, bağımsızlığına büyük önem verdiğini anlattı.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise aynı soruyu yanıtlarken, Rusya'nın da toprak bütünlüğü konusuna sadakatle bağlı olduğunu ifade ederek, "Kuşkusuz her devlet kendi toprak bütünlüğü konusunda hak sahibidir. Bu devletin içindeki halkların güvenliğiyle ilgili de yükümlülükler vardır" dedi. Her ülkenin sınırları içinde yaşayan halkların can güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğunu kaydeden Lavrov, "Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 'Gürcistan Gürcüler içindir' denildi ve Abhazya ile Güney Osetya'nın özerkliği ortadan kaldırıldı.
Ordu birliklerini bu bölgelere gönderdiler. Bu durumda Osetler, Abhazlar ne tepki vermeliydi? Bunlar tabii ki kendi güvenliğini sağlamaya kalktı. Görüşme mekanizması kuruldu, barış gücü kuruldu. Bütün taraflar, Tiflis dahil olmak üzere güç kullanmama konusunda anlaşma imzaladı ve görüşmeler başladı. (Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail) Saakaşvili'nin gelmesiyle bütün her şey alt üst oldu ve Saakaşvili Güney Osetya'ya karşı defalarca güç kullandı. 4 yıl önce böyle bir girişimde bulundu ve barış vadeden bütün anlaşmaları göz ardı etti. Bu konuda sadece Saakaşvili'yi suçlayabiliriz" diye konuştu.