LONDRA (İHA) - Avrupa basınında bugün yer alan haber ve yorumlarda, Türkiye ağırlıklı olarak ele alındı. Haberlerin büyük bölümü, Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda oldu. İngiltere'de Financial Times gazetesi, Tayyip Erdoğan'ın Washington ziyareti hakkındaki haberi, "Türkiye, Irak konusunda Amerika ile yapacağı işbirliğinin maliyetini belirliyor" diye sundu. Gazetenin Washington muhabirinin haberine göre bir Türk diplomatı, Irak işgale uğrarsa Türkiye'nin uğrayacağı zararlar hakkında Türkiye ile Amerika'nın düşündüğü rakamların farklı olduğunu söyledi. Financial Times'taki haberde, Amerika'nın önde gelen araştırma kurumlarından Brookings Enstitüsü'nün savunma uzmanı Philip Gordon'un şu değerlendirmesi de yer aldı:
"Türkiye'nin Amerika'ya 5 milyar dolar askeri borcu var, bu görüşülecek. Türkiye büyük rakamlar ortaya atıyor, yardım konusunda 25 milyar dolardan söz ediyor. Ama bu gerçekçi görünmüyor. Amerika'dan askeri konularda yapacakları ithalat, ekonomik yardım ve IMF desteği üzerinde duracaklar. Eğer Amerika, Türkiye'de kara gücü istiyorsa bunun bedelini ödemek zorunda kalacaktır."
Haberde, Lexington Enstitüsü'nün savunma uzmanı Loren Thompson'ın da şu görüşleri aktarıldı:
"Tek başına en önemli nokta, İncirlik hava üssünün kullanılmasıdır. Ayrıca Türkiye'yi, kara operasyonlarını başlatma yeri olarak görmek istiyorlar. Büyük ihtimalle 4 bin kişilik küçük bir askeri personel gündemde... Üçüncü en önemli şey ise Türklerin sınırın her iki yanındaki Kürtlere karşı itidalli olması."
Financial Times'ın haberinde, önceki Türk hükümetinin sınırın Irak tarafında bir tampon bölge oluşturarak, muhtemel mülteci akınını burada tutma planları yaptığı da belirtildi. Financial Times, Rauf Denktaş'ın hastalığının Kıbrıs'ta zirveye kadar anlaşmaya varılması umuduna darbe vurduğunu bildirdi.
Habere göre, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Türk ve Rum liderleri Kopenhag'da buluşmaya çağırırken anlaşma yönünde baskıyı arttırmak istiyordu. Haberde, Denktaş sağlık sebepleriyle Kopenhag'a gidemezse, temsilci olarak Ergun Olgun'u göndermesinin beklendiği, kendisinin de telefonla irtibat halinde olabileceği bildirildi. Gazetenin bahsettiği "spekülasyonlara" göre, Türkiye Mayıs 2004'ten önce müzakerelere başlama tarihi alırsa, Denktaş, Birleşmiş Milletler planını kabul edebilir.
Avrupalı liderlerin tarih konusunu yarın akşam karara bağlamasının beklendiğini belirten Financial Times'ın haberinde, Kofi Annan'ın, ilk barış planı üzerinde yaptığı değişikliklerde, Kıbrıs Rumlarının bazı endişelerini dikkate aldığı belirtildi. Haberde, bu endişeler arasında Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a gelip yerleşenlere verilecek oturma izinlerinin sınırlanması, Kıbrıs Türklerini korumak için üslenecek Türk askerlerinin sayısının azaltılması sayıldı.
"TÜRKİYE ÜYELİĞİ RAHAT BİR SÜREÇ DEĞİL" Financial Times'ın yorum sayfasında, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomik performanslarının kıyaslandığı, Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa Birliği'nin varlığını tehlikeye düşürebileceği görüşünün dile getirildiği bir değerlendirme de yer aldı.
"Barış ve refahı yaymak için Avrupa kendi yıkımını riske ediyor" başlıklı yazıda gazetenin yazarı Martin Wolf, Türkiye'nin üyeliğinin yol açacağı sıkıntıları 7 maddede topladı. Ekonomik olduğu kadar, sosyal, siyasi ve idari konuları da ele alan yazar şöyle devam etti:
"Bunlar genişlemenin kötü bir fikir olduğunu mu gösteriyor? Hayır. Ama rahat bir süreç olmadığını. Doğrudan 'hayır' denmesi, muhtemelen İslami Demokrasiye dönüşme yolundaki bir ülkeye karşı sorumsuzluk olsa da, özellikle Türkiye'nin üyeliğinin rahat bir süreç olmadığını gösteriyor."
Financial Times yazarı, bu süreçte Türkiye'den Kopenhag kriterlerine tam uyum istenmesini önerdi ve Türkiye'nin bu kriterlere uymak için daha epey yol katetmesi gerektiğini de belirtti.
İNGİLTERE'NİN ÇABASI NİYE? İsviçre'de yayımlanan Le Temps gazetesinin Londra mahreçli haberinde, Türkiye'nin üyelik çabasına destek için İngiltere yetkililerinin çabalarını iyice arttırdığı, bunun Fransa'nın yaklaşımıyla tam bir tezat oluşturduğu vurgulandı. İsviçre gazetesine göre İngiltere'nin amacı, ılımlı İslam'ın kararlı bir avukatı olduğu görüntüsünü vermek.
Le Temps gazetesi, Türkiye'nin üye olmasının daha epey zaman alacağını, ama Avrupa Birliği'nin de, bir kez daha demokratik değişim kapasitesini göstermiş bir ülkenin realitelerini kabul etmesi gerektiğini belirtti.
"TÜRKİYE, SONUN BAŞLANGICI OLUR" Avusturya gazetesi Die Presse'teki bir yorum yazısında, Türkiye'nin üyeliğinin zaman baskısı altında tartışılmaması savunuldu. Yazıda, "Türkiye'ye katılım için şu anda bir tarih verilmesi, Avrupa için sonun başlangıcıdır" denildi.
Yazıya göre Avrupalı liderler özel konuşmalarda Türkiye'nin üyeliğine hiç izin verilmeyeceğine inandıklarını söyledi. Avusturya gazetesinde şu ifadeler yer aldı:
"Bunu açıkça söylemezler, bu garip görev üst düzey Avrupa Birliği yetkilileri ve milletvekillerine bırakılır. Schröder, Chirac gibileri ise beklentilerden bahsedip, manevralarla meşgul olur. Avrupa önce hukukun üstünlüğü ve liberal demokrasiyi mi yoksa dini-kültürel doğasını mı, birliği tanımlayan özellik olarak gördüğüne karar vermeli."
Ancak Die Presse, Avrupa'nın böyle sorulara cevap verecek durumda olmadığını vurguladı.
Macaristan'da yayımlanan muhafazakar Magyar Nemzet gazetesi, Ankara'nın üyeliğinin sonuçlarının iyi düşünülmesi gerektiğini belirtti. Bu ekonomik siciliyle Türkiye üye olursa Makedonya ve Arnavutluk için hiç engel kalmayacağını yazan gazete, Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları sicilini de Ukrayna ve Beyaz Rusya ile kıyasladı. Macar gazetesi ayrıca, yoksul ülkeler üye yapıldıkça, Avrupa Birliği'nin herhangi bir serbest ticaret bölgesine dönüşeceğini, önemli değerlerin kaybedileceğini yazdıktan sonra malum tartışmaya da şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği'nin bir Hristiyan kulübü olmadığı tezine sarılırsak, Avrupa'nın tüm birleşme sürecinin temellerine zarar veririz."
HAROLD PINTER VE VANESSA REDGRAVE İngiltere'de Daily Telegraph, ünlü oyun yazarı Harold Pinter'in, Torino'da yaptığı bir konuşmayı yorum sayfalarına koydu. "Amerikan yönetimi kana susamış bir vahşi hayvandır" başlığı altında Pinter, 11 Eylül'ün, Amerika'nın dünyaya yıllardır uyguladığı sistemli devlet terörünün kaçınılmaz sonucu olduğunu söyledi.
Guardian'daki haberde, bir başka sanatçı, aktrist Vanessa Redgrave'nin ise, Çeçen lider Maşadov'un temsilcisi Ahmet Zakayev'in bugün Rusya'ya iade edilip edilmeyeceğine ilişkin adli sürecin başlamasından endişeli olduğu vurgulandı. Guardian'daki habere göre, kendisi de eski bir aktör olan Zakayev'in bugün Londra'da yapılacak duruşması, Tony Blair ve Vladimir Putin arasındaki yakın ilişkiye büyük zarar verebilecek bir süreci başlatıyor.
Zakayev, Danimarka'dan İngiltere'ye gelince gözaltına alınmış, serbest kalması için 50 bin sterlinlik kefalet ücretini Vanessa Redgrave ödemişti.