CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, "AB, 3 milyar avro karşılığında 4 milyon mülteciyi üzerimize yıkıyor. Türkiye bir mülteci çöplüğüne dönüşmüş durumdadır." dedi.
Yılmaz, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin seçim sonrasında yeni bir döneme girdiğini, "yeni dönem" sözcüğünün her şeyin bittiği anlamına gelmediğini, mevcut sorunların devam ettiğini belirtti.
Yeni dönemde hükümete birtakım çağrılarda bulunacaklarını anlatan Yılmaz, hem iç politikada hem de dış politikada tansiyonun düşürülmesi gerektiğini savundu.
Özellikle dış politikada tabuların yıkılması gerektiğini, bunun özellikle Beşar Esed bağlamında olduğunu kaydeden Yılmaz, "Artık seçimler geride kaldı, hassas konuları iç politikaya malzeme yapmayın. Bu zamana kadar dış politikada şahıs, firma ve grup çıkarları hükümetin önceliği olmuş, ulusal çıkarlar geri plana itilmişti. Yeni dönemde hükümetten ulusal çıkarları ön planda tutmalarını bekliyoruz." diye konuştu.
Yılmaz, dış politikada ideolojik yaklaşıma son verilmesi gerektiğini, bu yaklaşımın dünyada negatif bir algı yarattığını öne sürdü.
Bu algının değiştirilebilmesi için ideolojik saplantılardan vazgeçilmesinin önemine değinen Yılmaz, şunları söyledi:
"Mezhepçi yaklaşım Türk dış politikasının önemli sorunlarının başında geldi. Dış politikada mezhepçilik ağır bastı Irak ve Suriye konusu mezhepçiliğe kurban edildi. İhvan anlayışı dünyanın her tarafında çöktü, bir tek siz yaşatıyorsunuz. Bu anlayış devam ettiği sürece Mısır'la ve Ortadoğu'daki pek çok ülkeyle ilişkilerin normalleşmesi mümkün değil. Mevcut devletlerle ilişkilerde merkez otoriteyi esas alın. Alt gruplarla, terör gruplarıyla ve o ülkenin merkezi otoritesiyle sıkıntılı olan gruplarla ilişki kurmaktan vazgeçin. Irak ve Suriye örneği ciddi manada sorun yarattı. İlişkileri düzeltmek istiyorsanız bu alt gruplarla aranıza mesafe koyun."
- "ABD, İsrail, Suriye ve Mısır'la ilişkilerin sürdürülebilir olması önemlidir"
Hayalci, fevri ve kibirli bir dış politikanın Türkiye'ye kaybettirdiğini, bir ayağın sürekli realizmde olması gerektiğini, realizmden kopuk bir dış politikanın "hayalcilik" olacağını savunan Yılmaz, Türkiye'nin Suriye, Irak, Filistin ve Mısır'da bu hayalciliği yaşadığını iddia etti.
Hükümetin, Türkiye'ye eksen kayması sendromu yaşattığını öne süren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi illa bir yere yamama sevdanızdan vazgeçin. Türkiye büyük bir ülkedir, nüfusu ve coğrafyasıyla kendisi zaten merkez bir ülkedir. Uluslararası alanda Türkiye'ye hak ettiği itibarı vermek zorundayız. AB ile ilişkileri koparmak istemiyorsanız ya da Türkiye'yi farklı bir mecraya sürükleme niyetiniz yoksa o zaman OHAL rejimini kaldırın. ABD, İsrail, Suriye ve Mısır'la ilişkilerin sürdürülebilir olması önemlidir. Kırılgan bir ilişki istemiyoruz. Türkiyenin ekonomik gücünün artması için dışarıda pazar bulması gerekiyor. Bu dönem dış politikada refahı, zenginliği esas alan bir dönem olmalıdır. Üreticimizi desteklemek için dış politikamızı bir enstrüman olarak kullanmalıyız."
- AB'den Türkiye'ye ikinci 3 milyar avro onayı
Öztürk Yılmaz, Avrupa Birliği'nin, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar için ikinci 3 milyar avroluk mali desteğin serbest bırakılmasına karar verdiğini aktararak, bu adımın Türkiye ile ilişkileri yeni dönemde tekrar düzeltmek adına atıldığını bildirdi.
Yılmaz, "AB'nin bu yaptığı Avrupa'nın güvenliği, huzurudur. Türkiye'ye, Fas'a ve Afrika ülkelerine para veriyorlar ve mültecileri tutmalarını istiyorlar. Bu ülkeler ikinci sınıf görülüyor ve mülteci çöplüğü haline geliyor. Amaç kendi huzurlarının devam etmesi ve 'AB'de mülteci az olsun, olacaksa da kaliteli olsun, gerisinin canı cehenneme' mantığıdır. Bütün bu para pul işleri bundan kaynaklıdır. AB, 3 milyar avro karşılığında 4 milyon mülteciyi üzerimize yıkıyor. Türkiye bir mülteci çöplüğüne dönüşmüş durumdadır. Burada sorun sizin akılsızlığınızdır. Bu bir başarı olarak takdim edilmektedir. Mülteci anlaşmasının daha başından beri yanlış olduğunu söylüyoruz. Yarın Türkiye'de, Suriyeliler belki yeni partiler kuracak, yeni bloklar oluşturacaklar. Bunu söylediğimizde eleştirilere maruz kalıyoruz." diye konuştu.