İSTANBUL(ANKA)- İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye'nin ürettiğinden çok tükettiğini, bu nedenle de sorunların boyutlarını kavramakta güçlük çektiğini belirterek, "2007 yıl ‘risk biriktirme yılı'na dönüşmüştür. 2008 daha da zorlu geçecek" dedi. Arıkan, kısa vadede istihdam artışı sağlayacak, gelir dağılımında makası daraltacak, kayıt dışı sorununu aşacak yeni açılımlara ihtiyaç bulunduğunu belirtti.
İSMMMO'nun 18. Olağan Mali Genel Kurulu Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapıldı. Seçimsiz olarak gerçekleştirilen Genel Kurul'un açılış konuşmasını yapan Yahya Arıkan, Türkiye ekonomisinde ikili bir yapının oluştuğunu, bu yapıda "kazanan azınlık kesim ve kaybeden büyük çoğunluğun oluştuğunu" söyledi.
Arıkan, 100 milyar dolarlık ihracat ve büyüme ile övünmenin Türkiye ekonomisinin sadece bir yüzünü oluşturduğunu belirtti. Arıkan, "gelir dağılımında derinleşen uçurum ve Türkiye'yi tarihinde hiç görmediği bir mutsuzluk ve umutsuzluğun kucağına bırakan işsizlik, buna paralel sakağa hakim olan korkunun" madalyonun diğer yüzünü oluşturduğunu kaydetti.
"YENİ PROGRAMA İHTİYAÇ VAR"
Bütçede yaşanan sorunlar nedeniyle vergi ve primde indirime gidilmemesinin Türkiye'yi kayıt dışı çıkmazına soktuğunu anlatan Arıkan,
bu kısır döngüyü kıracak yeni bir açılıma acilen ihtiyaç olduğuna işaret etti. Arıkan, "Türkiye'nin iş bulma ümidini yitirenlere kapı aralayacak bir programa da acilen ihtiyacı vardır" dedi.
"İŞSİZLİK SORUN OLMAYA DEVAM EDİYOR"
İşsizlik sorununa çözüm bulunamadığını dile getiren Arıkan, sokaklara hakim korkuyu, kayıt edilen suç oranlarındaki artışı işsizlik sorununun bir parçası olarak gördüklerini vurguladı. Arıkan, TÜİK verilerinin bunu açıkça ortaya koyduğunu belirterek, net istihdam artışının 1 milyon kişide kaldığının da altını çizdi.
"ZENGİNLE YOKSUL ARASINDAKİ FARK ARTTI"
Türkiye'deki gelir dağılımında yaşanan uçurumun derinleştiğini belirten Arıkan, TÜİK ve Dünya Bankası rakamlarıyla buna açıklık getirdi. Arıkan, 2000 yılında en zengin ile en yoksul arasındaki farkın 13.3 iken bu oranın 2006'da 4 puan arttığını söyledi.
"VERGİ KAYBINA KARŞI DİŞE DOKUNUR ÖNLEM ALINMADI"
Yahya Arıkan, vergi yükünün dağılımındaki adaletsiz yapının değişmediğini belirterek, Türkiye'de son 12 yılda vergi yükünün yüzde 67 oranında arttığını söyledi. Arıkan, dolaylı vergi olarak bilinen tüketim üzerinden alınan vergilerin yoksul halk kitlelerini daha da yoksullaştırdığına dikkat çekti. Arıkan, "Son 4 yıldır yaşanan büyüme ve enflasyondaki düşüşe karşın dolaylı vergilerin bütçe geliri içindeki payı azalmak yerine artmıştır. Kişisel ve kurumsal servetin artmasına karşın servet üzerinden kapsamlı bir vergilendirme yapılmamıştır. Denetimde çok başlılık ve yetki karmaşası mükelleflerin sadece yüzde 2'sinin denetlenebilmesi sonucunu doğurmuştur. Vergi kaybı ve kayıt dışıyla mücadele konusunda dişe dokunur hiçbir önlem alınmamıştır" diye konuştu.
"CARİ AÇIK EKONOMİ ÜZERİNDE BÜYÜK SANTAJ"
Arıkan, cari açığın iç tasarrufların yatırımlara yetmemesi ve YTL'de aşırı değerlenmenin, giderek ithalat bağımlısı haline dönüşen bir ekonominin sonucu olarak ortaya çıktığını söyledi. Arıkan, kronik bir hal alan cari açığın ekonomi üzerinde "afyon gibi alışkanlık yaptığını" vurgulayarak, bunun da Türkiye ekonomisi üzerindeki en büyük "şantaj" olarak gösterdi.
2007 ‘RİSK BİRİKTİRME YILI'"
Tüketicinin harcamalarıyla "gelecekten yediğini" aktaran İSMMMO Başkanı Arıkan, kredi kartı borcunu gecikmeli ödemeyenlerin oranının 2007'nin ilk iki ayında 2006'ya göre yüzde 70 arttığına dikkat çekti. Arıkan, Türkiye'nin bu dönemde ürettiğinden çok daha fazlasını tükettiğinden sorunlarının boyutlarını kavramakta güçlük çektiğine dikkat çekti. "2007 yılı ‘risk biriktirme yılı'na dönüşmüştür. 2008 daha da zorlu geçecek" diyen Arıkan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Kısa vadede istihdam artışı sağlayabilecek, gelir dağılımında makası daraltabilecek yeni açılımlara ihtiyaç vardır. Şirketlerimiz büyüyemiyor, küçük olanlar kapanıyor, ekonomide oluşan ikili yapıda dar gelirli eziliyor. Yapılması gereken bugüne kadar kazanımları koruyarak kaybeden geniş halk kitlelerine iş kapılarını aralayacak, ulusal kaynakları harekete geçirecek, yolsuzluk ve kayıt dışı ekonomisine son verecek önemlerin bir an önce alınmasıdır."