HABER

Türkiye uzmanından ilginç analiz

Steinbach, "Abdullah Gül belki de ülkesinin AB üyeliğine inanan, buna ikna olmuş son siyasetçi" dedi.

Almanya’nın önde gelen Türkiye uzmanlarından Prof. Dr. Udo Steinbach, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ziyaretinin Almanya ile yakınlaşma çabası olduğuna dikkat çekerek, “Abdullah Gül belki de ülkesinin AB üyeliğine inanan, buna ikna olmuş son siyasetçi. Sayın Erdoğan bu konuda bazı sorunlar görüyor, ancak Sayın Gül, Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istiyor” görüşünü dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dört gün sürecek Almanya ziyaretini Deutsche Welle’ye değerlendiren Prof. Dr. Udo Steinbach, Gül'ün ziyaretinin Almanya ile yakınlaşma çabası olduğunu belirterek, “Çünkü Almanya ve Türkiye'nin, birbirlerini ilgilendiren, üzerlerinde konuşacakları bir dizi konu var. Sayın Gül, birçok kez, Almanya’da yaşayan Türkler’in mükemmel ve aksansız Almanca konuşmaları gerektiğini dile getirerek, onlardan bunu talep ederek, ziyarette konuşulacak konuların yönünü tayin etmiş oldu” dedi.

Gül’ün temaslarında, Almanya’da yaşayan Türkler konusunun ağırlık noktalarından birini oluşturacağını belirten Steinback, “Diğer önemli konu ise Türkiye ile Almanya’nın Ortadoğu ve Arap ülkelerindeki isyanlar konusunda nasıl ortak bir tavır alacağına kafa yorması olacak. Türkiye bu konuda çok çaba harcadı, kısmen başarılı da oldu. Avrupa ise Arap ülkelerindeki isyanlar konusunda kendisine bir yer bulmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

-“ORTADOĞU VE ARAP ÜLKELERİNDE ORTAK ADIMLAR BELİRLENMELİ”

Steinback, “Türkiye, Avrupa olmaksızın, burada hareket alanının sınırlı olduğunu tespit etti. Avrupalılar da Türkiye ile birlikte bölgede daha fazla girişimde bulunabileceklerini gördüler. Ancak bölgede (Ortadoğu ve Arap ülkelerinde) Türkiye ile gelecekte atılacak ortak adımlar, konusunda bir çalışma planı ve takviminin belirlenmesi gerekiyor” yorumunu yaptı.

“Türkiye-AB ilişkisinde bir soğuma gözleniyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel giderek daha fazla, Türkiye’ye sadece 'imtiyazlı ortaklık verilmesi’ görüşünü dile getiriyor. Türkiye çıkmaza giren görüşmeler nedeniyle biraz hayal kırıklığına uğramış görünmüyor mu?” sorusuna Steinback şu cevabı verdi:

“Türkiye'nin böyle düşünmek için haklı nedenleri olduğunu düşünüyorum. Aslında Sayın Gül Almanya temaslarına dört gün ayırarak, bizlere bu konuyu kapsamlı bir biçimde dile getirmememiz için geniş bir hareket alanı tanımış oluyor. Türkiye-Avrupa ilişkisini, son aylarda ortaya çıkan yeni faktörler ışığında, yeniden şekillendirebiliriz. Ancak Türkiye ve Avrupa’nın Akdeniz, Ortadoğu ve Arap ülkelerinde geçmişten çok daha fazla ortak çıkarlara sahip olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurmalıyız. Her iki tarafın da Türkiye’nin Birliğe üyeliği konusunda şu an sergilediği ilgisiz tavrı, uzun süre kaldırmamız mümkün değil."

Abdullah Gül’ün belki de Türkiye’nin AB üyeliğine inanan, buna ikna olmuş son siyasetçisi olduğunu söyleyen Steinback, “ Sayın Erdoğan bu konuda bazı sorunlar görüyor, ancak Sayın Gül, Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istiyor. Türkiye Cumhurbaşkanı birçok kez, Türkiye’nin Avrupa’nın desteğine ihtiyacı olduğunu söyledi ve özellikle de, Avrupa’nın, Türkiye’nin Ortadoğu ve Arap ülkelerinde üstlendiği rolün meşruluğunu tanımasına, kabul etmesine ihtiyacı olduğunu vurguladı. Türkiye şimdiye kadar Avrupa’dan böyle bir tavır görmüş değil. Bu nedenle Sayın Erdoğan ve Sayın Dışişleri Bakanı’nın politikaları zigzaglar çiziyor” dedi.

-“TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNDE CİDDİ BİR ŞÜPHE VAR”-

“AB özellikle hangi alanlarda yüzünü Türkiye’ye dönmeli?” sorusuna ise Steinback, “Tamamen bütün alanlarda. Çünkü Türkiye’nin günün birinde AB üyesi olup olmayacağı konusunda, ciddi bir şüphe hâkim. Bence bu temel bir çelişki” cevabını vererek şöyle devam etti.

“AB tarihinde ilk kez bir ülke ile yürüttüğümüz müzakerelerde, bu ülke tıpkı diğer ülkeler gibi olağanüstü biçimde teslim olmak, fedakârlık yapmak zorunda, olağanüstü biçimde değişmek zorunda ve bütün bunlardan sonra biz ona dönüp, ‘Hayır bu işin sonunda üyelik yok' diyoruz. Bu, ilk kez yaşanıyor. Bu, diğer hiçbir ülke ile yürütülen müzakerede olmadı. Türkiye konusu bu açıdan emsalsiz ve biz bu kısır, verimsiz bakış açısından vazgeçmek zorundayız.”

Öte yandan Steinback, Türk hükümetinin Kürt sorununun çözümünü gündemine aldığını ancak bu konuda çok az icraatta bulunulduğunu söyleyerek, “Ancak bu konuda da Türkiye şu sonuca varacaktır: Eğer Türk devleti yetkilileri, Kürtlerin toplumsal sisteme entegre olmalarını sağlayacak, önemli adımların atılmasının AB tarafından ödüllendirileceğine emin olabilirlerse, o zaman, müzakerelerin verimli sonuçlanması halinde, işin ucunda AB üyeliğinin olduğunu söyleyeceklerdir" değerlendirmesini yaptı.

-“TÜRKLER HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIKLARINI GİZLEMEDİLER”-

Steinback, bu nedenle Gül’ün dört gün süresince Almanya Başbakanı ve diğer politikacılara yoğun bir biçimde, bu çelişkiyle daha uzun süre yaşayamayacaklarını, yeni gelişmelerin ardından, yeni bir döneme girildiğini, Başbakan Merkel'in de Türkiye-Avrupa ilişkileri konusundaki pozisyonuna yeniden kafa yormak zorunda olduğunu anlatacağını söyledi.

Türkiye'ye ‘imtiyazlı ortaklık' verme formülünün silinmesi gerektiğini belirten Steinback, “Bu, bütün sürecin önünde engel teşkil ediyor. Türkler, bu konuda hayal kırıklığı yaşadıklarını hiçbir zaman gizlemediler. Bence önemli olan nokta şu: Eğer Gül'ün dört günlük ziyaretinin sonunda, imtiyazlı ortaklık fikrini unutabilirsek, bundan vazgeçebilirsek, işte o zaman yeni bir başlangıç yapmış ve ortak bir gelecek için önemli adımlar atmış oluruz” dedi. (ANKA)

En Çok Aranan Haberler