Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamında Türküye ve İspanya arasında başlatılan eşleştirme projesinin 5. yönlendirme toplantısı Rize'de yapıldı.
Yusuf Karali Diyanet Eğitim Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıya Rize Valisi Nurullah Çakır, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Sabri Kiriş, Proje Koordinatörü Mercedes Nunez Roman ile Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, TÜBİTAK Başkanlığı, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Orman Genel Müdürlüğü temsilcileri katıldı.
Kiriş, burada yaptığı konuşmada, dünyanın sanayileşme sürecinde büyük kayıplara uğradığını belirterek, "Sanayileşme ile doğa büyük tahribata uğramış, bir çok tür yok olmuştur. Doğada kaybedilenleri bir daha yerine koymanın mümkün olmadığını bilmekteyiz. Elde kalanları muhafaza edebilmek için uluslararası sözleşmeler hayata geçirilmiştir" dedi.
Doğa koruma alanında Türkiye'nin Bern Sözleşmesi hariç bütün sözleşmelere taraf olduğunu dile getiren Kiriş, "Bern Sözleşmesi de göçmen kuşlar ve sınırı aşan suları ilgilendirdiğinden Dışişleri Bakanlığının görüşleri alınarak hareket ediyoruz. CITES de bu anlamda taraf olduğumuz nesli tehlike altında olan bitki ve hayvan ticaretini kapsamaktadır. Ülkemiz 1996 yılında taraf olmuş ve aynı yıl uygulamaya konulmuştur" diye konuştu.
AB sürecinde doğa koruma konularının çevre faslının altında düzenlendiğini kaydeden Kiriş, şöyle devam etti:
"Çevre faslı 2009 yılında açılmıştır. Faslın kapatılmasının şartı mevzuat ve uygulamaların tam uyumudur. Boşluklar tespit edilmiş bu anlamda uygulamalar hayata geçirilmeye başlanmıştır. Uygulamaya konulan 1,5 milyon avro değerindeki proje de uyum süreci kapsamında hayata geçirilen önemli bir projedir. Proje kapsamında türler ve türevler tanımlanacaktır. Proje partnerimiz İspanya bu alanda dünyada önemli başarılar elde etmiştir."
-Hayvan ve bitki kaçakçılığı ile mücadele
Proje Koordinatörü Mercedes Nunez Roman, hayvan ve bitki kaçakçılığının daha çok turistik amaçla yapıldığını belirtti.
Özellikle geleneksel Çin tıbbı adı altında ülkelere satılmaya çalışılan deniz ve kara kaplumbağası tozunun çok dikkat çektiğini ifade eden Nunez, "Avrupa'daki bütün havaalanlarında neredeyse rastlıyoruz. Geleneksel Çin tıbbı diye adlandırılıyor. Deniz ve kara kaplumbağaları kabuğu parçalarından üretiliyor. Fiyatı 15 bin avroya kadar çıkıyor" dedi.
Nunez, sağlık açısından faydasının tespit edilemediğini ve aldatmaca olduğunu, son dönemlerde müzelerden su aygırı boynuzu ve kaplumbağa kabuğunun çalınarak bu işler için kullanılmasının yaygınlaştığını da sözlerine ekledi.
Proje kapsamında İspanya ve Türkiye gümrüklerinde yakalanan içleri doldurulmuş çeşitli yabani hayvanlar, yabani hayvanlara ait deriler ve bitki türleri sergilendi. Sergide deniz atı, içi doldurulmuş kaplumbağa, yılan derisi, yağmur ormanları bitki çeşitleri de yer alıyor. Sergide özellikle Çin Halk Cumhuriyeti'nden ülkemize kanser tedavisinde faydası olduğu iddiası ile sokulmaya çalışılırken ele geçirilen deniz ve kara kaplumbağası tozu dikkat çekti.
Muhabir: Muhittin Sandıkçı
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz