ADANA (İHA) - Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ankara Büyükelçisi W. Robert Pearson, Türkiye'nin yüksek rekabetli bir dünya ortamında çok daha fazla yabancı sermayeyi çekmesi gerektiğini belirterek, "21. yüzyılda hepimiz basit, fakat katı bir kural ile karşı karşıya geleceğiz. Büyük ölçüde ciddi yatırım çeken ve endüstride bir yüksek bir teknik seviyeye ulaşan ülkeler kazanacak, bunu yapamayanlar da kaybedecektir" dedi. Pearson, Türkiye'nin de kazanması için de makro ekonomik istikrar ve genel yatırım ortamını sağlaması gerektiğini vurguladı.
Adana Rotary Kulubü'nün Hiltosa'da düzenlediği Intercity toplantısına katılan ABD Ankara Büyükelçisi W. Robert Pearson, ABD'nin sonunda 30 milyar dolara ulaşacak IMF'nin dünyadaki en büyük programını, kuvvetli bir şekilde desteklediğini hatırlatarak, "Fakat tabiki amaç hiç bir zaman Türkiye'yi borçlu bir ulus yapmak veya patlak bir lastiğe sürekli mali hava pompalamak olmamıştır. Bunun yerine IMF programı lastiğin ilerdeki engebeli yola hakim olabilmesi için ilk ve son olarak patlakları onarmak hususunda taahhütler içermektedir" dedi. Bu reformların kolay olmadığını ve Türk ailelerinin geçen yılki ekonomik kriz sırasında acı çektiğini bildiğini ifade eden Pearson, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin uygulamaya koyduğu çok önemli reformları içeren bu mükemmel çalışma Türkiye'yi yakın gelecekteki ekonomik büyüme için daha sağlam bir yere koyacaktır. Vasat Türk vatandaşı bu reformların gerçek faydalarını daha düşük tüketici fiyatları ve uzun vadede de daha büyük yatırımlardan ve sürdürülebilir ekonomik büyümeden doğacak yüksek maaşlı işler şeklinde fark edecektir."
Bürokratik engelleri ve kırtasiyeciliği kaldırarak, yatırım kanunlarını, kurallarını, yönetmeliklerini ve idari uygulamayı şeffaf ve tahmin edilebilir hale getirip Türkiye'deki genel yatırımın geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Pearson,"Yeni yatırımları cezbetmek için o kadar çok ülke mücadele ederken, hiçbir ülke kendi bürokratlarının veya yerel memurlarının yatırıma şüpheyle bakmasını veya başarısız yatırımla bir itibar geliştirmesi izlenimin vermeye katlanamaz" diye konuştu.
W. Robert Pearson, ABD'ye ihraç olanağı sağlayacak Nitelikli Sanayi Bölgeleri'nin kurulması üzerinde inceleme yaptıklarını kaydederek, "Bu Nitelikli Sanayi Bölgeleri'nin amacı Türkiye'yi geleceğe götürecek yüksek katma-değer endüstrilerin ve yüksek teknolojiyi kurmak ve güçlendirmektir, yoksa devlet yardımı sağlamak veya geçmişi uzatmak değildir" dedi.
"IRAK'TA DEMOKRATİK BİR HÜKÜMET KURULMASINI İSTİYORUZ" Birleşmiş Milletler yaptırımlarının Türkiye'de dahil olmak üzere bütün bölgenin ekonomisinin bozulmasına neden olduğunu söyleyen Pearson, Irak'taki bir rejim değişikliğinin sadece Saddam Hüseyin'in verdiği askeri tehdidi ortadan kaldırmayacağını aynı zamanda sebep olduğu ekonomik bozulmaya da son vereceğini belirtti.
ABD'nin Irak için hedefinin, bütün halklarının haklarına saygı duyan, kanunun üstünlüğüne göre işleyen, Birleşmiş Milletler'in tasarılarına uyan, Irak'ın sınır bütünlüğünü devam ettiren, komşularıyla barış içinde olan ve bölgede bir istikrar kaynağı olan geniş tabanlı demokratik bir hükümet kurulması olduğunu anlatan Pearson, "Kürt partiler de dahil olmak üzere, Irak'ın bütün muhalif partilerini ülkelerinin geleceği için kendi aralarında fikir üretmeye ve tartışmaya teşvik ediyoruz. Fakat açıkça belirtmek isterim ki, Kerkük veya Irak'ın ya da hükümetinin gelecekteki şekli üzerinde hiçbir pazarlık yapmamaktayız" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE YÜKSEK ENFLASYONDAN KURTULMALI" ABD Büyükelçisi W. Robert Pearson, toplantıda soruları da cevaplandırırken, Kıbrıs konusunda, bölünmüş bir Ada'nın AB'ye faydası olmayacağına inandığını belirterek, "Yapılacak müzakereler sonucunda birleşik bir adanın üye olmasını onlarında tercih edeceğine inanıyorum. Önümüzdeki aylarda çok kritik geçeceğini düşünüyorum. Her iki taraf da muhakkak bir çözüm bulmalı. Bu çözüm hem Türkiye'nin hem de adada yaşayan insanların ve AB'nin faydasına olacağına inanıyorum" açıklamasında bulundu. Pearson, Türkiye'nin AB'ye girmesiyle ilgili olarak da şunları söyledi:
"Türkiye bizden destek isterse desteğimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye'nin AB'ye girme konusunda yüksek enflasyondan dolayı yapması gereken çok işi var. Sizin zorluğunuz birikmiş olan borçlarınızla mücadele etmek, ikincisi de rekabet ortamında ileriye doğru ayakta kalmak olacaktır."