HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Türkiye yaşlanıyor

İSTANBUL (İHA) - Türkiye'de 65 yaş ve üzerinde yaklaşık 4 milyon kişi yaşıyor ve uzmanlara göre, ülkede yaşlı nüfusun oranı giderek artıyor.

Türkiye'de 65 yaş ve üzeri vatandaşların sayısı artıyor. Bu vatandaşların karşılaştığı sağlık sorunlarının bir çoğu yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanıyor. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü de Türkiye'de 65 yaş ve üzerinde yaklaşık 4 milyon kişinin yaşadığını belirterek, ülkede yaşlı nüfusun oranının ve yaşlı vatandaşlarda hastalıkların görülme sıklığının giderek arttığını onayladı. Türkiye'de 65 yaş üzerindeki kişilerin yüzde 89'unun kronik bir hastalığı olduğunu vurgulayan müdürlük, bu kişilerin yüzde 35'inde 2, yüzde 23'ünde 3, yüzde 14'ünde ise 4 veya daha fazla hastalığın bir arada görüldüğünü kaydetti. Müdürlükten yapılan açıklamada, Türkiye'de 65 yaş üstü kişilerde gerçekleşen ölümlerin yüzde 43.2'sinin kalp-damar hastalıkları, yüzde 10.3'ünün kanser, yüzde 8.4'ünün ise beyin hastalıklarına bağlı olduğuna dikkat çekilerek, bu ölümlerin ana risk faktörlerinin, sigara ve alkol kullanımı, yüksek tansiyon, bilinçsiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı olduğunun altı çizildi.
Doktorlar, 65 yaş üzerindeki kişilerde görülen diyabet, obezite, osteoporoz, felç, iskelet ve kas sistemi hastalıklarında bilinçsiz beslenmenin önemli bir faktör olduğunu vurguluyor.

Uzmanlar konuyla ilgili olarak şu uyarılarda bulundu:
"Yeterli ve dengeli beslenilmeli. Yeterli ve dengeli beslenme, dört besin grubunda bulunan besinlerin yeterli miktarda tüketilmesiyle sağlanır. Bu besinler, süt grubunda yer alan süt, peynir ve yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta ve kuru baklagiller, sebze ve meyve grubu ile tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç, mısır ve tarhanadır. Bu besinlerin önerilen tüketim miktarları kişiye özgü olarak değişmekte, bireyin yaşı, cinsiyeti ve fiziksel aktivite durumu bu oranları etkilemektedir. Öğün sayısını artırmalı, az ve sık yemek yemeli. Sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalı. İdeal vücut ağırlığı korunmalı, besinler yoluyla alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki denge iyi tutturulmalı. Yağlı besinlerin tüketimi sınırlandırılmalı. Kırmızı et yerine tavuk ve hindi eti tercih edilmeli. Haftada en az 2-3 kez balık tüketilmeli. Hayvansal kaynaklı yağ tüketimi azaltılarak bitkisel kaynaklı sıvı yağlar tercih edilmeli. Az yağlı veya yağsız süt ve yoğurt tüketimine özen gösterilmeli. Kan şekerini hemen yükselten şeker, şekerli ve hamurlu besinler yerine muhallebi ve sütlaç gibi sütlü tatlılar tercih edilmeli. Özel gün ve toplantılarda pasta, tatlı ve şekerleme tüketiminden olabildiğince kaçınılmalı. Her gün 5-7 porsiyon sebze ve meyve ile haftada 2-3 kez kuru baklagil yemeği tüketilmeli. Kızartma ve kavurma yöntemleri yerine sağlık açısından daha uygun olan haşlama, ızgara ve fırında pişirme yöntemleri tercih edilmeli. Kızartılmış besinlerden uzak durulmalı ve içinde et bulunan yemekleri pişirirken ilave yağ konulmamalı. Mümkün olduğunca yaşa uygun olarak fiziksel aktiviteler yapılamalı."

Açıklamada vurgulanan başka bir nokta da 65 yaş ve üzerindeki kişilerde yoğun olarak görülen, beyin kanamaları ve ölümlere yol açan yüksek tansiyondan korunmak için günlük tuz tüketiminin kısıtlanması gerektiği. Bu sebeple sofrada yemeklere tuz eklenmemesi ve tuz ilave edilmiş geleneksel besinler olan turşu ve salamuralardan uzak durulması gerekiyor. 65 yaş üstü kişilerin sıvı kayıpları ile bu kayıpların yol açtığı sağlık sorunlarının, diğer yaş grubundaki kişilere göre daha yüksek olması nedeniyle yaşlı bireylerin günlük sıvı tüketimini artırmaları ve günde 8-10 su bardağı sıvı tüketmeleri gerekiyor. Sigara, alkol, aşırı çay ve kahve tüketiminin herkes için, özellikle de yaşlı kişiler için sağlık sorunlarına davetiye çıkardığını kaydeden Müdürlük, ıhlamur, taze sıkılmış meyve suyu, ayran ve çorbanın yaşlı bireyler için uygun içecekler olduğunun altını çizdi.

En Çok Aranan Haberler