Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Mehmet Akif Ersoy'un ölümünün 70. yıldönümü dolayısıyla Türkiye Yazarlar Birliği tarafından düzenlenen "70 Yıl Sonra Mehmet Akif, Türkiye'de Modernleşme ve Gençlik Bilgi Şöleni" adlı organizasyonda Türkçe'nin yanlış kullanıldığını belirterek, "Mehmet Akif Ersoy'un vefat yıldönümünde şölen mölen yapılmaz" şeklinde tepki gösterdi.
Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Diyanet Vakfı Kocatepe Konferans Salonu'nda 70 Yıl sonra Mehmet Akif, Türkiye'de Modernleşme ve Gençlik Bilgi Şöleni düzenlendi. Toplantıya, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Mustafa İsen, çok sayıda milletvekili ve sendika temsilcisi katıldı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik burada yaptığı konuşmada, Mehmet Akif Ersoy'un hayranı bir insan olduğunu ve anılmasından dolayı mutlu olduğunu dile getirerek, Mehmet Akif'in abide bir şahsiyet, değerli insan ve gömülen hazine gibi olduğunu, üzerinden asırlar geçse de o eserleriyle yaşamaya devam ettiklerini belirtti. Lise öğrencilerinin okuması gereken 100 temel eseri belirlediklerini anımsatan Çelik, bunların başında gelen kitabın Mehmet Akif Ersoy'un Safahat adlı romanı olduğunu kaydetti. Çelik, "Safahatı bilmeyen bizi bilemez. Tarih içindeki maceramızı, İstiklal Harbimizi ve Mehmet Akif Ersoy'un Tacettin Dergahı'nda İstiklal Marşı'nı yazarken bilmeyen insanlar bugün bizi değerlendiremez. Mehmet Akif Ersoy'un safahatını bütün Türk çocuklarına okutmak boynumuzun borcudur. Bunun için okunması gereken zorunlu kitaplar arasına koyduk" dedi.
Dil meselesinin Türkiye'nin kanayan yaralarından birisi olduğunun altını çizen Çelik, bütün dünya ülkelerinde dilin bir uzlaşma zemini ve ortak payda olduğunu söyledi. "Bizim ülkemizde dil bir çatışma alanı haline getirilmiştir. Türkiye'de öz Türkçecilik adı altında Türkçe'nin fakirleştirilmesi prosedürü yaşanmıştır" diyen Bakan Çelik, Türkçe'nin bağımsızlığını koruması ve Türkçe'nin kendisi olmaktan çıkmaması gerektiğini savundu. Dilin geliştirilmesi gerektiğini de vurgulayan Çelik, Türkçe'de bir kavrama karşılık onlarca kelime olması gerektiğine işaret etti.
Türkiye Yazarlar Birliği tarafından bir organizasyon adı olarak belirlenen "Mehmet Ekif, Türkiye'de Modernleşme ve Gençlik Bilgi Şöleni" cümlesinde bir çelişki olduğunu kaydeden Çelik, "Nedir Bilgi Şöleni? Bilgi Şöleni sempozyum kelimesinin yerine kullanılan bir kelimedir. Biz Türkçeleşmişleri Türkçe kabul etmezsek, bu işin içerisinden çıkamayız. Yeryüzünde saf dil yoktur. Diller ve kültürler birbirlerinden etkilenirler. Etkileşim son derece tabidir. Etkileşim sonucu kendiniz olmaktan çıkarsanız bunu tabi karşılamak doğru olmaz. Bunlar Türkçeleşmiş olan kelimelerdir. İç Hastalıkları Bilgi Şöleni düzenlesek doğru olur mu? Mehmet Akif Ersoy'un vefat yıldönümünde şölen mölen yapılmaz. Seminer, panel yerine ne diyeceksiniz? Türkiye Yazarlar Birliği, yaşayan Türkçe'den yana olan bir sivil toplum örgütüdür. Böyle bir hale Türkiye Yazarlar Birliği bile düşüyorsa bu doğru değildir. Bizi biz yapar dilimizdir" açıklamasında bulundu.