YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Türkiye Yeni Bir Sığınmacı Göçü İle Karşı Karşıya Kalabilir

Namık Kemal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof....

Türkiye Yeni Bir Sığınmacı Göçü İle Karşı Karşıya Kalabilir

Namık Kemal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ensar Nişancı, Ortadoğu’daki karışıklığın Suriye’yle sınırlı kalmayacağını, dolayısıyla da Türkiye’ye yeni sığınmacı göçleri yaşanabileceğini ifade etti.Ortadoğu’daki karışıklığın Türkiye’yi 1’inci dereceden etkilediğini ifade eden Prof. Dr, Nişancı, “Orta Doğu’daki gelişmeler nedeniyle Türkiye çok önemli bir mesele ile bugün yüz yüze. O da mülteci meselesi. Öyle ki Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu tarafa, ülkemize gelen bütün göçmen sayısından daha fazlası, geçtiğimiz son dört yıl içerisinde Türkiye’ye geldi. Halihazırdaki kayıtlara göre, yaklaşık 2,5 milyon mülteci ya da sığınmacı Türkiye’de ikamet ediyor. Tabi ki Türkiye’nin bu meseleye yaklaşımını değerlendirdiğimiz vakit, Türkiye’nin önemli bir sınavdan geçtiğini ve bundan başarı ile geçtiğini söyleyebiliriz.Sığınmacı meselesinin çabuk çözülecek bir mesele olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Nişancı, bu meselenin acil bir mesele olmadığını, bugünden yarına çözülebilecek bir mesele olmadığını ve kabul meselesi ile çözülemeyeceğini söyledi. Türkiye’nin önemli işler gerçekleştirdiğini aktaran Prof Dr. Nişancı, “Türkiye, AFAD marifetiyle mültecilerin acil sorunlarının çözümlenmesinde büyük bir başarıya imza atmıştır. Öyle ki, Türkiye’nin mülteciler konusunda bugüne kadar yapmış olduğu uygulamalar, Birleşmiş Milletler tarafından da takdir görmekte ve örnek uygulamalar olarak değerlendirilmektedir. Ama geçen zaman içerisinde gördüğümüz kadarıyla mülteci sorunu geçici bir sorun değil. Mülteci sorunu Suriyelilerle de sınırlı olmayacak. Bugüne kadar Türkiye’ye gelen sığınmacılarla da sınırlı bir mesele değil.“TÜRKİYE BUGÜN, KÜRESEL BİR SIĞINMA OLAYI İLE KARŞI KARŞIYA”Ortadoğu’da büyük bir travmatik güvenlik açığının olduğunu ve bu güvenlik açığının gittikçe arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Ensar Nişancı, şunları kaydetti:“Bugün Irak’ta güvenliğin temel aktörü ve garantörü olan devletin çözülmek üzere olduğunu, hatta çözüldüğünü söyledi. Suriye’de bir devletten söz etmek neredeyse imkansız, bir devlet yok. Lübnan da aynı. Libya da aynı. Afganistan’da bir devlet yok. Aşağı doğru indiğimizde Yemen’de artık bir devlet yok. Bu bölgelerde yaşayan insanlar, artık sivil haklarını güvenceye alabilecekleri daha güvenlikli yerlere doğru bir hareketlilik içerisindeler ve gözükmemiş bir hareketlilik de karşı karşıyayız. Dolayısıyla da Türkiye bugün, sadece Suriye’den yönelen bir sığınmacı meselesi ile karşı karşıya değil. Küresel bir sığınma olayı ile karşı karşıya. Üstelik bu sığınmacılar sadece Türkiye’deki imkanlardan yararlanmak için gelmiyorlar. Acil koduyla gelmeye çalışıyorlar. Hayatlarını kurtarmak üzere sınırlarımıza dayanmış vaziyetteler.”“EGE DENİZ’İNİN BÜYÜK BİR KABRİSTANA DÖNDÜ”Ege Deniz’inin büyük bir kabristana döndüğünü, Ortadoğu’da da kaotik bir ortam olduğunu ve bu kaotik ortamın kısa sürede çözülebilecek bir sorun olmadığını belirten Prof. Dr. Nişancı, “Gün geçmiyor ki, Ege Denizi’ndeki sığınmacıların bir trajedisine şahit olmayalım. İnsanların artık bu sığınmacıların, Ege Denizi’nin büyük bir kabristana dönmesinden çıkarabilecekleri sonuç şudur; evet burada büyük bir trajedi yaşanıyor ama bunun ima ettiği daha büyük bir sorun var. İnsanlar, boğulma riskini göze alarak Ege Denizi’nden Avrupa sınırlarına doğru gitmeyi göze alabiliyorlarsa, terk ettikleri coğrafyadaki riskin ne kadar büyük olduğunu buradan çıkarmamız gerekiyor. Bu nedenle artık Ortadoğu’da bir kaotik ortam vardır. Bu kaotik ortamın kısa sürede çözülmesi çok zor görünüyor” ifadelerini kullandı.Ortadoğu coğrafyasındaki kaotik ortamın çözülmemesindeki en büyük sebebin, Ortadoğu’da bölgesel aktörler arasında herhangi bir konuda bile ittifak bulunmaması olduğunu aktaran Prof. Dr. Nişancı, “Ne bölgesel aktörler arasında bir ittifak söz konusu, ne de global aktörler arasında bölgeye ilişkin istikrar getiren bir program söz konusu. Örneğin, Suriye’de Türkiye ile İran aynı safta yer almıyorlar. Karşıt cephelerde yer alıyorlar. Aynı şekilde körfez ülkeleri, başta Suudi Arabistan olmak üzere bölgenin diğer büyük aktörü İran arasında gittikçe derinleşen bir krizden söz etmemiz gerekiyor. Bölgede krizin, istikrarsızlığın, güven açığının daha derinleşeceğini ve yaygınlaşacağını belirtmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler