Türkiye Ziraat Mühendisliği 8. Teknik Kongresi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Mazotun 2 liraya indirilmesi lazım. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak çiftçiye verdiğimiz bir söz var. Mazotu senin için 2 liraya indireceğiz. Biz bunu söylediğimizde bize ısrarla kaynağı nereden bulacaksınız diye soruyorlardı. Nereden bulacaksınız parayı diye soruyorlardı. Sen yatlara, ÖTV’siz, KDV’siz mazot verirken kimse kaynak soruyor mu? Hayır. Çiftçiye verirken niye kaynak soruyorsunuz?” dedi.CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ziraat Mühendisleri Odası’nın (ZMO) düzenlediği Türkiye Ziraat Mühendisliği 8. Teknik Kongresi’ne katıldı. Kongrede bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, insanoğlunun avcılık ve atıcılık ile başladığını, sonra tarım toplumu olduğunu belirtti. İnsanoğlunun sanayi toplumundan şimdi de bilgi toplumu olmaya çalıştığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ama bütün bu süreç içinde tarım önemini korudu. Toprağa dair çok şeyler söyledik. Bizi besleyen, bizi doyuran, bizi koruyan ana unsur topraktır. O nedenle bu günde, dünde, gelecekte de her zaman en önemli aktör olmayı sürdürecektir” dedi.Kılıçdaroğlu, devletin akılla yönetileceğini, devletin akılla yönetilmesi durumunda birçok sorunun aşılacağını kaydetti. Devletin akılla değil de önyargıyla yönetilmesinin ve bilim insanına önem verilmemesi durumunda farklı bir Türkiye’nin ortaya çıkacağını sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, “Geldiğimiz nokta budur” dedi.“CUMHURİYETİ KURANLARIN İLK EL ATTIKLARI ALAN TARIMDIR”Tarım ihracatı konusunda eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:“Aslında bu gök kubbede tarım konusunda söylenmedik hiçbir şey yok. Her şey söylendi. Her şey söylendi de soru şu; nasıl oluyor da Konya’dan küçük bir ülke 117 milyar dolarlık ihracat yapar, Türkiye 17 milyar dolarda kalır. Neden? Neyimiz eksik? Hangi gerekçeyle biz Hollanda’nın gerisinde kalıyoruz. Hangi gerekçeyle biz canlı hayvan ithal ediyoruz. Asıl üzerinde durulması gereken nokta bu. Bu sorunun üzerinde durmuyoruz. Devletin akılla yönetilmesi gerektiği üzerinde durmuyoruz. Siyasal partilerin elbette ki farklı görüşleri olabilir, farklı çerçeveler çizebilirler. Topluma farklı projelerle gelebilirler. Ama hepsinin bir ortak paydasının olması lazım. Bir ortak payda üzerinde biz cumhuriyeti inşa etmek zorundayız. Cumhuriyeti kuranların ilk el attıkları alan tarımdır. Önce aşar vergisini kaldırdılar, çiftçiyi ezilmekten kurtardılar. Tek gelir kaynağı vardı devletin tarım. Başka bir kaynak yoktu, sanayi yoktu. Ama o tarım sanayiye kaynaklık yaptı. Onlarca, yüzlerce fabrika kuruldu. Ülke demir ağlarla örüldü. Alınan her kaynak yerinde akılcı olarak kullanıldı.”“HEP BERABER ÖLDÜRDÜK TARIMI, HEP BERABER YOK ETTİK TARIMI”“Bugün geldiğimiz noktaya bakın, o fabrikaları satıyoruz tarım çökmüş durumda. Tarım niye çöker arkadaşlar? Niye çöker?” diyen Kılıçdaroğlu, “Eğer üretici ürettiği ürünün karşılığını alamazsa niçin üretsin? Bir sanayiciyi düşünün ürün üretiyor sürekli zarar ediyor. Nereye kadar götürecek? Sonunda fabrikasını kapatacak. Çiftçi ne yapıyor? Sonunda toprağını ekmemeye karar veriyor. Geçinemiyorum diyor. Yüzde 65 arkadaşlar oran. Ürettiği ürünün karşılığını alamadığı için geçinemeyen çiftçi oranı yüzde 65. Yüzde 88’i temel harcamaları yaptıktan sonra elimde hiçbir şey kalmıyor diyor. Madende hayatını kaybeden işçilerimizden birisinin eşi çok gerçek bir cümle kullanmıştı kendi hayatından. ‘Buralarda tarım öldü, çocuklarımız yer altında madende çalışmak zorunda kaldılar’ diyor. Tarım öldü diyor. Hep beraber öldürdük tarımı. Hep beraber yok ettik tarımı” diye konuştu.“MAZOTUN 2 LİRAYA İNDİRİLMESİ LAZIM”Hükümetin politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:“Mazotun 2 liraya indirilmesi lazım. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak çiftçiye verdiğimiz bir söz var. Mazotu senin için 2 liraya indireceğiz. Biz bunu söylediğimizde bize ısrarla kaynağı nereden bulacaksınız diye soruyorlardı. Nereden bulacaksınız parayı diye soruyorlardı. Sen yatlara, ÖTV’siz, KDV’siz mazot verirken kimse kaynak soruyor mu? Hayır. Çiftçiye verirken niye kaynak soruyorsunuz? Siz kendinize saray yaparken kaynağı nereden buldunuz diye kimse sormuyor. Ama çiftçiye gelince soruyorsunuz. Çiftçinin günahı ne? Tek günahı var çiftçi üretiyor, alın teri döküyor, bizi besliyor, geleceğimizin güvencesi. Şimdi onu yok etmeye çalışıyoruz. Söylenecek çok şey var ama her şey söylenmiş durumda. Bütün mesele ülkeyi akılla yönetecek, sağduyuyla yönetecek, geleceği sağlıklı görecek ve ona uygun planlar hazırlayacak bir siyasal irade. Türkiye’nin temel eksiği burada yatıyor değerli arkadaşlar. Kirlilikten arınmış bir siyaset, toplumu düşünen bir siyaset. Halkın değişik katmanlarını düşünen bir siyaset. Halka özgürlük güvencesi veren bir siyaset. Medya üzerinde baskı kurmayacak bir siyaset. Güçler ayrılığı ilkesine inanan bir siyaset. Bunun olmadığı bir toplum büyüyemez arkadaşlar, kandırmayalım birbirimizi. 1980’lerde Sayın Başkan az önce dünyanın ilk 20 ülkesini vermişti ekonomik bir büyüklük olarak. Türkiye 14 veya 15. sıradaydı. Şimdi 18. sırada olduğu yazılı. Aslında 18 değil. Son açıklanan rakam Türkiye 19. sırada.”