Türkiye'nin Ilk Çeyrekte Yüzde 3 Büyümesi

Sakarya Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemul, açıklanan Sanayi Üretim Endeksi verilerine ilişkin, "Siyasi ve ekonomik istikrarın büyümedeki etkilerini artırdığı da göz önüne alındığında, yıllık bazda 3,4 olan sanayi üretim endeksinin daha da artmaması için hiçbir neden yoktur" dedi. Kösemusul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk ekonomisinin kalbinin "sanayi" olduğunu ifade etti. Büyümenin en önemli enstrümanı olan ekonominin temel taşını oluşturan sanayi üretiminde, rakamların yükselişi hem üreticiyi hem yöneticiyi, hem çalışanı hem de toplumun üreten her kesimini mutlu edeceğini ifade eden Kösemusul, "sanayideki büyüme kalkınma demektir, refah ve güç demektir" şeklinde konuştu. Sakarya'nın sanayi ve üretim anlamında Türkiye'yi omuzlayan öncü kentlerden birisi olduğunu belirterek, "Sakarya bir sanayi kenti olarak bu pozitif rakamlar ve pozitif gelişmeler içinde olumlu rol oynamış, büyümeden de olumlu katkılarını alacaktır diye düşünüyorum. Büyümeye mahkum ülkeler arasında olan ülkemizin ve büyümeye mahkum iller arasında yer alan ilimizin, sanayi ortak paydasında bu vasat büyüme oranlarını aşarak büyüme ivmesinin önümüzdeki dönemlerde de yükselmesini umut ediyorum" ifadesini kullandı. Nisan'da sanayi üretim endeksi beklentileri aştığını ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 arttığını anlatan Kösemusul, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yıllık bazda yüzde 3,4 oranında artmışken, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki aya göre yüzde 1,3 artmıştır. TÜİK tarafından açıklanan sanayi üretim endeksi ülkemiz ekonomisi açısından oldukça memnuniyet verici. Siyasi ve ekonomik istikrarın büyümedeki etkilerini artırdığı da göz önüne alındığında, yıllık bazda 3,4 olan sanayi üretim endeksinin daha da artmaması için hiçbir neden yoktur. Bizler sanayiciler, ülkedeki ekonomik istikrarın dünyadaki Türkiye'ye bakışı değiştirdiğini gördük. Son yıllarda küresel ve bölgesel sıkıntılara rağmen Türkiye'ye bakış açısında kalıcı ve olumlu değişiklikler olmuş, güvenilir ve istikrarlı ülke tanımına dönmüştür. Bu değişimi iyi değerlendirmeliyiz. Bu büyüme her şeye rağmen olumlu ve pozitif olmamıza olanak sağlayabilir."